• DOLAR 32.223
  • EURO 34.933
  • ALTIN 2444.474
  • ...

Tunus’ta Berberi bir ailenin çocuğu olan Raşid Gannuşi, eğitimine Zeytuniye İslam Üniversitesi ardından Mısır ve Suriye’de devam etmiştir. Mısır’da Müslüman Kardeşler lideri Hasan el Benna’dan, Suriye’de Mustafa el Sibai’den etkilenerek 1970 yılında İslami Yöneliş Hareketini kurmuştur. Otoriter bir yönetimin özgürlükleri kısıtlayan bir ortamında kurulan hareket; siyasal İslam ile şekillenmiş, Laikliğin ağır baskısıyla şekillenen yönetim ve doğal olarak oluşan seküler yaşama karşı kendini güncellemiş ardından Arap Baharının alevlenmesiyle, Siyasal İslam’dan demokrat Müslüman’a geçişi politik bir realite olarak değerlendirmiştir. Şiddetten uzak barışçı yöntemlere başvurmanın zaruriyet olduğunu ve toplumun yeniden inşası öncelikleri arasında sayılmıştır.

İslam ve demokrasi tartışmalarının son dönemdeki en önemli isimlerinden birisi, Raşid el-Gannuşi’dir. Gannuşi’ye göre “devlet, üzerinde anlaşma sağlanmış bir güvenlik aygıtıdır” ve  “İslam, Peygamber ve halifelerin örneğinde olduğu gibi millete bağlı ve onun hizmetkârı basit bir devlet modeli sunar.”

Gannuşi: “Batı'daki modernite kurumsal ve legal prensiplere dayalı dinamik bir toplum yaratmıştır. Bu olumlamadan bakıldığında, İslamcılık Batı kökenli modernite ile çatışmak zorunda değildir. İslamcı hareket Arap dünyasında modernitenin bu verimli yönünü uygulayacaktır.”

Toplumun ihyası için her türlü fedakarlıktan kaçınmayan alim ve entelektüel kimliğiyle tüm hayatını Tunus’un özgürlüğü için harcamıştır. Gannuşi, siyasal İslami düşüncenin geleneksel söylemine yeni bir boyut kazandırarak mevcut seküler yapılarla alternatif bir yol arama çabasını geliştiren isimdir. Batılı kavramları reddedip alternatifsiz bir söylem geliştirmek yerine Batılı kavramları siyasal İslam’a entegre ederek demokratik Müslüman ifadesini geliştirmiştir.

Toplumun adalet ve refahını korumak için seçimlerde birinci parti olmasına rağmen istikrar için iktidar hakkından vazgeçmiştir. Devlet için yapılanmış marjinal yapıların varlığını ve niyetlerini bildiğinden hareket olarak adımlarını toplumun menfaatini gözeterek atmıştır.

Maslahat için yaptığı fedakârlıklar Tunus’un seküler çevresi ve despotik ülkelerin gözünde takiye olarak değerlendirilerek hep engeller oluşturulmaya çalışılmıştır. Tunus özgürlüğü ve devrimi Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından çalınmıştır. Kays Said, Tunus özgürlüğü için büyük bir şans olan 82 yaşında bir lideri zindana koyarak Tunus’un yeni Zeynel Abidin Bin Ali’si olmuştur.

Nisan ayında Suriye Dışişleri Bakanı Tunus’u ziyaret ettiği gün, Arap Baharı’nın aktörlerinden olan siyasal İslam’ın öncülerinden El Nahda Hareketi lideri Raşid el Gannuşi zindana gönderildi. İki olayın bir rastlantı olmadığı aşikardı ve Batı ve diktatörlere mesaj netti: Biz halen sizdeniz.

Görüşleri kabul edilir ya da edilmez, ama bu Gannuşi’nin İslam dünyasında önemli bir siyasi figür olduğu ve düşünceleri için ağır bedeller ödediği, hatta ödemeye devam ettiği gerçeğini değiştirmez.

2011 yılında sürgünden dönmesinin ardından 12 yıl geçti ama Tunus’un seküler şımarık kesimleri kinlerini taze tuttular. Raşid Gannuşi ile rafa kaldırılmış hesaplarını intikam duygusuyla büyük çınarı Ebu Zer yalnızlığıyla zindana koydular. Mısır’da kısa bir devrimden sonra yaşanan acı, Tunus’ta yaşatılmak isteniyor. Zindanda Mursi’yi katledenler, Tunus’ta iş başındalar. Allah zalimlere fırsat vermesin.