Hz. İbrahim (Aleyhisselam), tevhidin atasıdır.
Hayatı imtihanlarla dolu olan Allah’ın Halili, yaşamının her safhasında tevhid mücadelesi ve Allah’a olan teslimiyeti vardır.
Babası ve kavmi tarafından hakarete uğraması, defalarca ölümle tehdit edilmesi, Nemrut tarafından ateşe atılması, eşini ve yeni doğmuş oğlunu susuz ve ıssız bir çöle bırakması, çocuğunu Allah’a (c.c) kurban etmesi…
Mücadelede duçar olduğu musibetlere karşı duruşu ve sonsuz teslimiyetinden dolayı Rabbimiz (c.c), yaklaşık 200 ayette onu (Aleyhisselam) konu alır, 25 surede direk ya da dolaylı ondan (Aleyhisselam) bahseder ve bizzat adı olan “İbrahim” ismini müstakil bir sureye verir.
Bununla birlikte duasını kabul ederek, kıyamete kadar namazda ve salavatlarda isminin Efendimiz’in (Sallahu Aleyhi ve Sellem) ismiyle birlikte anılmasını bir kural haline getirir.
Elbette tevhidin atası olan kutlu bir şahsiyeti bir köşe yazısına sığdırmak mümkün değildir. Biz sadece bugün ümmetin medarı iftiharı olan Gazze’deki mücahit kardeşlerimizin Hz. İbrahim’in mücadelesi ile benzer iki konuyu ve muhtemel akıbetlerini özetlemeye çalışacağız.
1-) Putları kıran İbrahim (Aleyhisselam) ve Aksa Tufanını gerçekleştiren Mücahitlerin benzerliği; Dünya gözüyle olaya baktığımızda ne Hz İbrahim’in tek başına gidip putları kırması ne de Aksa Tufanını gerçekleştiren o yiğit Mücahitlerin operasyonu akla sığmaz. Ancak bu hamleleriyle, kendilerini feda etme pahasına toplumları uyandırmışlar.
Hz. İbrahim (Aleyhisselam), çağın en despot zalimi Nemrut’a ait olan putları kırdıktan sonra başına nelerin geleceğini tahmin edebiliyordu. Aynı şekilde Gazze’deki kahraman mücahitler de Aksa tufanı operasyonunu gerçekleştirdikten sonra başlarına nelerin geleceğini tahmin ediyorlardı.
Evet, Aksa Tufanından sonra Gazze’de on binlerce şehit verildi, veriliyor ve dünyada benzerine az rastlanan büyük bir soykırım ve zulüm yapılıyor. Ancak bununla beraber Dünya’da uyuyan milyonlarca Müslüman uyandı ve on binlerce gayrı Müslim kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu.
Bununla beraber bütün dünya, Yahudilerin gerçek yüzünü tanıdı ve Avrupa ile ABD’nin helvadan yaptıkları İnsan Hakları, Demokrasi gibi putlarını nasıl da yediklerine şahit olup sahtekârlıklarını tescilledi.
2-) Ateşe atılan İbrahim (Aleyhisselam) ve bombalanan Gazze’li Mücahitlerin benzerliği; Mancınıkla ateşe atılan Allah’ın Halili yukarıdan aşağıya düşerken dayandığı tek zırh “hasbunallahu we ni’mel wekil…” (Âli İmran Suresi 173) ayetiydi. Aynı şekilde bugün Gazze’nin onurlu halkı ve kahraman Mücahitlerin de dayandıkları tek zırh “hasbunallahu we ni’mel wekil…” ayetidir.
Evet, Hz. İbrahim (Aleyhisselam), ölümle tehdit edilmesi, Nemrut tarafından ateşe atılması, kavmi tarafından hakarete uğraması karşısında sabredip tevhid mücadelesine devam ettiği gibi bugün Gazze’li Mücahitler de aynısını yapıyorlar.
Onlar da, on yıllardır ölümle tehdit ediliyorlar, işgalci siyonistler tarafından katlediliyorlar, kavimleri olan Arap ülkeleri tarafından hakarete uğruyorlar, halkı Müslüman ülke yöneticileri tarafından sahiplenmiyorlar… Bütün bu musibetlere karşı tıpkı tevhidin atası Hz. İbrahim (Aleyhisselam) gibi sabrediyorlar ve tam bir teslimiyetle Allah’a (c.c) teslim olmaya devam ediyorlar.
Akıbetlerine gelince; inanıyoruz ki, Züntikam olan Rabbimiz (c.c) nasıl ateşe, “Ey ateş! İbrahime karşı serin ve selamet ol” (Enbiya Suresi 69) emrini verdiyse ve ateş İbrahim’i yakmamışsa aynı şekilde bugün Gazze’de İbrahim’in (Aleyhisselam) izini sürdüren yiğitlere de benzer bir akıbet verecektir.
Yine Rabbimiz (c.c) nasıl Nemrut ve avenesini dünyaya rezil edip burunlarını yerde sürtmüşse işgalci Yahudilere de benzer bir akıbet vereceğine inanıyoruz.