Elim bir trafik kazasında vefat eden Mazıdağlı Garibe Demirel ablamızın anısına…

Gelsen görsen camide küçük öğrencilerin toplanmış yolunu gözlüyorlar, halka oluştursan rahle rahle dolaşsan "elif ba" desen, küçük yüreklere nakış nakış Kur'an işlesen yine...

"Garibe hocam ben Kur'an bilmiyorum annemin mezarında 'elif ba' okusam Allah annemi cennete koyar mı" diyen daha altısındaki öğrencine bir anne sıcaklığıyla sarılsan, ağlasan, ağlasan, ağlasan...Dersini vermeye gelmiş bak yetim öğrencin senin öğrettiğin Elif basıyla. Hem bana annem gibi sarılıyorsun hocam derdi ya şimdi kim sarılır bana hocam der mi yine..

Gelsen hep en önde olsan, hep acele etsen koştursan hayırlı işlerde. "Hayat namazla güzeldir" deyip öğrencilerinle Rabbinin huzurunda saf bağlasan, bir serin yer arasan, talebelerine piknik için börekler açsan geceden, kıssalar anlatsan mesela ebabillerin kocaman fillere Rabbinin dilemesiyle nasıl diz çöktürdüğünü tefsir etsen. Elazığ depreminde hiç tanımadığın ama acısını yüreğinde hissettiğin depremzedeler için çuval çuval battaniye toplasan, Filistinli kardeşlerin için yüreğin paramparça olsa, sabahlara kadar gözyaşı döksen, dua dua yakarsan, meydanlarda en önde olsan, aylarca el emeği, göz nuru, alın teri, akıl teri işlemeler yapsan fedakar arkadaşlarınla Caminde kermesler düzenlesen yine..

Bak vefalı dostların gelmiş uzaklardan; Palu'dan, Malatya'dan, Baré'den, Silvan'dan, Kovancılar'dan... Gelsen hoş geldin desen hasret hasret sarılsan fedakarlık dersi versen hayatınla. Doyumsuz ve bitimsiz sohbetler yapsan... Dostlara ikramı ne çok severdin, yemekler, tatlılar, "Pelul" davetleri versen; tüm imkansızlığına rağmen mutfağının tamamını sersen arkadaşlarına yine…

Gelsen ve kokusunu ciğerlerine çeksen yavrularının, Furkan'ını, Yasir'ini bassan bağrına.. Çocuklarının ibadetleri, temizliği, dersleri ve ahlakı üzerine titresen, helal rızık konusunu ders ders işlesen, haydi şimdi namaz vakti desen cemaat yapsan, imamesi kopmamış bir tesbih gibi dizilip, huşu içinde ağır ağır bir namaz, tesbihat kalpleri tatmine ulaştıran. Ne güzel bir aile ne güzel bir cemaat olsanız. İslam kokusu tütse bacanızdan, komşu evler huzurunuza gıpta ile baksa yine..

Gelsen ve beş çayına toplasan konu, komşu ve akrabaları. Xaltika Besé'nin evinde ağırlasan. Kaynanan "Yine herkesi başıma topladın" diye içten içe sitem etse "Anne, Allah içindir" desen...Namazdan, hayadan, vefadan, cennetten, güzel ahlaktan yani kitabın tam ortasından konuşsan yine..

Bir mevlid organize etsen Tezne Cami'sinde tüm Kayalar Mahallesi kadınlarını davet etsen, geceden harıl harıl çalışsan, küçük küçük hediyeler hazırlasan, lokumlara, şekerlere ayetler, hadisler, güzel sözler iliştirsen. "Mümin kadınlara da söyle..." ayetini, "Sizin en hayırlınız..." diye başlayan hadisleri "Vefa, nedir bilir misin Ey Can! Arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır" yazsan. Melle Mustafa Ezdari'nin kaleminden "Bé jımar hamd u senayé kalbu can" deyip tüm içtenliğinle okumaya başlasan, bizi asrı saadetin huzur iklimine daldırsan, tüm mahalleli kadınlar Peygamber aşkından cezbeye dursa yine

Geçen arkadaşların toplanmışlar konu senden açılmış, bu aralar herkes senden konuşuyor zaten fedakarlığını, çalışkanlığını, samimiyetini en çok da Kur'an'a ve Camiye olan bağlılığını...Camiyle o kadar özdeşleşmişsin ki can dostun, dava arkadaşın gayri ihtiyari ''Garibe camisindedir şimdi'' deyivermiş, hem artık arkadaşların senin adını çoktan verdiler gittiğin camiye.. Neredesin dediklerinde Garibe'nin Camisinin oralardayım diyorlarmış.

Ruhun şad, mekanın cennet olsun Abla

Mustafa DURMAZ