Başta Fransa olmak üzere Batılı ülkeler Güney Kafkasya'da intikam almaktan çekinmiyor, Ermenistan'ı aktif olarak silahlandırıyor. İntikam planlarına Rusya ve Hindistan da dahil. Azerbaycan kaynakları, Erivan'ın dış güçlerin aktif desteğiyle askeri potansiyelini istikrarlı ve kararlı bir şekilde artırdığını kaydediyor.

Böylece Ermenistan, planlanan 26 adet Bastion zırhlı personel taşıyıcısının ilkinin üretimini tamamlamış oldu, teslimatının yakın gelecekte yapılması bekleniyor. Aynı zamanda Fransız "NS" şirketi Ermenistan'a 12 adet 155 mm kalibreli "Caesar" motorlu topçu birimi sevk etti ve yıl sonuna kadar 24 birimin daha Erivan'a ulaşması bekleniyor. Ayrıca Ermeni tarafı sadece Fransa'da değil, Hindistan'da da mühimmat alımı konusunda aktif olarak müzakereler yürütüyor.

Ayrıca Gürcistan'ın Poti ve Batum limanları üzerinden Ermenistan'a yüzlerce araç teslim edildi. Bu araçlar arasında 366 adet Tata Xon Double Cab 4x4 pikap ve 208 adet Tata 715 4x4 kamyon yer alıyor. Bu araç Ermenistan'a Sadakhl kontrol noktasından getirildi. Kara teçhizatının yanı sıra, bölgesel istikrar açısından özel bir tehdit oluşturan Ermenistan'a Hindistan yapımı Ramus ve Astra füze sistemlerinin tedarikine ilişkin müzakerelere de dikkat çekiliyor. Bu silahların üçüncü ülkelere ihracatının ancak Rusya'nın izniyle mümkün olduğunu, zira BrahMos Aerospace şirketinin hisselerinin yüzde 49'unun Moskova'ya ait olduğunu belirtmekte fayda var. Ayrıca roketin ismi iki nehirden geliyor: Hindistan'ın Brahmaputra Nehri ve Rusya'nın Moskova Nehri.

Ayrıca Rusya, Hindistan'dan Ermenistan'a askeri kargo taşımacılığının sistematik olarak yapılması için hava sahasını kullanma hakkına sahiptir. Bu durum Erivan'la askeri-teknik işbirliğine ilişkin geniş çaplı bir anlaşmanın imzalanması yönündeki girişimlerle de bağlantılıdır.

Ermenistan'ın İspanya ve Polonya ile silahlanma alanında etkileşimi artıyor. Madrid, topçu sistemleri konusunda gelecek vaat eden bir tedarikçi olarak görülürken, Ermenistan ve Polonya savunma bakanlıkları arasındaki anlaşma için görüşmeler son aşamada. Bu bağlamda, Polonya Savunma Bakanı'nın Kasım 2024'te Ermenistan'a gerçekleştirdiği ziyareti, bu ziyaret sırasında diğer faaliyetlerin yanı sıra AB gözlemcileriyle birlikte Ermenistan-Azerbaycan sınırında ortak devriyeye katılması da dikkat çekicidir. Bakü’de bu çıkış, Varşova’nın her türlü yolla Güney Kafkasya’ya nüfuz etme isteği olarak algılandı.

Dolayısıyla sıralanan tüm olgular, Ermeni yönetiminin barış arzusuna ilişkin kamuoyuna yaptığı açıklamalara rağmen, gerçek adımların durumun gelişmesinde ters yönde bir yön gösterdiğini ortaya koymaktadır. Askeri potansiyelin artırılması, silah alımına yönelik yeni sözleşmelerin imzalanması ve bu sürece giderek daha fazla sayıda ülkenin dahil olması, yalnızca bölgede gerginliğin artmasına değil, aynı zamanda Azerbaycan ile yeni bir savaşın başlamasına da doğrudan ön koşullar yaratıyor.

Duruma ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakü kaynakları, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Ermenistan liderlerine yönelik son açıklamasını hatırlattı.

“Ermenistan’ın silahlandırılması sadece yeni gerginliklere yol açacaktır. Biz bunu istemiyoruz. Biz barış istiyoruz. Artık savaş sayfasının kapanmasını istiyoruz. Ancak hem Ermenistan'ın kendisinin, hem de yeni patronlarının bunu istemediğini görüyoruz. Rövanşist düşüncelerle yaşıyorlar ve Ermenistan aslında bölge için bir tehdit kaynağı. Biz ona bakmayacağız. Kendisine silah sağlayan diğer ülkelerin bu sözleşmeleri feshetmesi ve iptal etmesi gerekiyor. Ermenistan'a teslim edilen silahların iade edilmesi gerekiyor. İşte bizim halimiz. Herkes istediği gibi algılasın. Ben fikrimi söylüyorum ve onlar ve onların arkasındakiler de bizim bir şey söylediğimizde bunu çok ciddiye aldığımızı biliyorlar.” Gazze’ye selam, direnişe devam!