Dünya düzenini ve emperyalizmi anlamanız için öyle derinlikli bir okumaya ihtiyacınız yok aslında. “Dünya düzeni” denilen canavar, zulmünü o kadar açık cari ediyor ki yaşı elliyi geçmiş ve meselelere dikkatli bakabilmiş, bağımsız düşünebilen herkes dünü ve bugünü anlayabilir, yarını öngörebilir.

Yüzyılın başında İslam dünyası darmadağın edildi ve yeryüzünde bağımsız ve özgün bir tek başkentimiz kalmadı. Çizilen sınırlar, devşirilen diktatörler, hain liderler ile baş başa kaldık. Siyonizm’in tekelinde ve ABD'nin başını çektiği hegemonik güç yeni bir dünya düzeni inşa etti. Bu düzene muhalif Japonya, Almanya gibi güçleri de hadımlaştırdılar.

Medeniyet olarak pazarladıkları sömürü düzeni için onlarca alt kurumuyla BM, OECD, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve NATO gibi kurumlar teşekkül ettirdiler. Beş ülkenin veto hakkına sahip olduğu bu sistemi, birbiriyle sadece 3. ülkeler üzerinden sataşan “iki kutuplu dünya” diye yutturdular dünyaya. Sisteme baş kaldıran her ülkeyi ya direkt savaşarak ya da ticari, siyasi ve kültürel savaş ile bertaraf ettiler. Kore, Vietnam, Küba, Venezuela, İran buna örnektir. İslam coğrafyalarında da sisteme itiraz eden ve örgütlenen iç yapıları, yerel yöneticiler eliyle suikast, imha ve satın alma yöntemleri ile bertaraf etmeyi başardılar. İhvan ve çokça İslami hareket buna açık birer örnektir.

İran, Afganistan ve HAMAS’ın Filistin’i bu zincirleri kırmayı başarmıştır. İran’ın bir devrim iken, Afganistan 40 yıllık savaşın ardında ve yerle yeksen olarak kurtuldu. İslam dünyasının geri kalanı hegemonik gücün tahakkümünde.

Siyonizm’in kozmik odalarında beslenen bu dünya düzeninin yazılı kaide kuralları bile, ölçüsüz, sınırsız ve pervasız hareket etmelerini kısıtlıyordu. HAMAS'a bile güç yetiremeyen İsrail, bıçak sırtında hissediyor kendini. Varlığı için kurulmuş kuruluşlar da artık cevap vermiyor vahşetine. Paradigmayı sil baştan yazıyorlar. Kaide ve kuralın olmadığı bir düzene geçmek için bir Trump'a ihtiyaç vardı. BM'yi zaten takmıyorlardı. Trump NATO'yu, Avrupa'yı, Rusya'yı, Çin'i, Hindistan’ı, Kanada'yı, Danimarka'yı Ukrayna'yı, HAMAS’ı ve İran’ı kaidesiz, kuralsız, pervasız tehdit ediyor. Ukrayna üzerinden Rusya'nın pençelerini söktüler. Ordusuz Avrupa, ABD kapısında sabahlıyor. Çin’i sıtmaya razı etmekle uğraşıyorlar ki razı olacak gibi. Başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerinde İran düşmanlığı iyiden iyiye pişirilmeye başlandı. Suriye israille problem yaşamak istemediğini açıklamıştı zaten. Afganistan askeri kapasitesi zaten buna imkân vermiyor.

Dolayısıyla israil hariç dünyanın bütün güç merkezlerini tehdit eden ve parmak sallayan Trump, deliliğinden veya çılgınlığından filan yapmıyor. Deli veya çılgın olsaydı ABD'nin çıkarlarını direk veya dolaylı olarak en çok zedeleyen israile de bir tehdit savururdu elbet. Trump, israili korumanın, beslemenin ve büyütmenin ABD'ye bedelini hesaplayabilecek kadar hesap uzmanıdır elbet. Geriye bir tek seçenek kalıyor; mayın eşekliği.