İlginç Kareler; Che Maradona-Fahrizade-Afgan Çocuk!
İlginçliklerle dolu bir ülkedeyiz. Ülkenin solcuları apayrı ilginç.
Dün “Yankee go home!” sloganları atan solcular dibine kadar “Amerikan rüyasını” yaşamak için yurdun en merkezi noktalarını birer New york/Los Angeles disneylandına çevirerek hasret giderirken ‘Devrim şarkıları’ mırıldanmaktan da geri durmuyorlar
En son Maradona’nın ölümünü fırsata çevirip devrim hayalleri kurdular.
Hayal kurmak iyidir. Hem yoldaş Lenin “Bir hayaliniz olsun!” dememiş miydi?
Kör ölür badem gözlü olur demişler. Maradona öldükten sonra bizdeki solcular hemen sazı ellerine alıp Che Maradona modunda telleri tıngırtdatmaya başladılar.
Efendim Maradona, Che ve Fidel Castro’dan feyz almış bir devrimciymiş, Emperyalist ABD’nin verdiği ödülü daha sonra geri vermiş, hatta yokluk içinde fakir olarak ölmüş.
En ilginç olan da bu galiba. Çünkü Maradona’dan geriye 159 milyon sterlinlik bir mal varlığı kalmış.
Ortada tam bir kapitalist yaşam var; ama sol sloganlar kulaklarda çınlıyor yine.
-Fahrizade’ye Suikast
Netanyahu 2018 yılında “Bu isme dikkat!” diyerek Fahrizadeyi işaret etmişti. Fahrizade bu tarihten sonra istihbarat literatürüyle artık “Açık hedefti”
Nitekim Mayıs 2018’de Siyonist Valla internet sitesi Fahrizade’nin suikast listesine alındığını ilan etmişti.
Birkaç gün önce başkent Tahran’a 65 km uzaklıktaki bir kasabada profesyonelce hazırlanmış bir suikastle vurulan Fahrizade’nin ardından İranlı yetkililer suikastten Siyonist işgal rejimini sorumlu tutarak intikam alınacağını kesin bir dille ifade ediyor.
Buna karşılık Siyonist İstihbarat Bakanı Eli Cohen, “Avrupa’nın Fahrizade’ye düzenlenen suikasti kınamasının tam bir ikiyüzlülük olduğunu” söylüyor.
Başka bir Siyonist yetkili de “Fahrizadeyi öldürdüğümüz için dünya bize teşekkür etmeli” diye alay ediyor.
Bunlar yaşanırken ABD, B52 bombardıman uçaklarını Ortadoğu’ya gönderiyor, Güney Çin Denizine doğru yola çıkarılan Uçak Gemisini Basra Körfezine geri yolluyor.
Fahrizade suikastiyle İran’ın erken bir karşılık vermesini sağlayıp olası bombalamaya bir sebep oluşturma çabası da akıllara gelen bir başka neden.
Hatta Siyonistler, İran erken bir karşılık versin diye Trump gitmeden birkaç saldırı daha yapabilir.
Ancak İran ve Çin gibi kadim devletlerin stratejik adımlar atmadan önce kılı kırk yardıkları yıllarca hesap yaptıkları unutuluyor.
Çin Ne Oluyor?
Çin bu aralar iki konuyu gündem yapıyor.
İlki; Korona “Çin’den çıkmadı” diyorlar. ‘Çinliler kedi köpek yedikleri için korona çıktı diyorsunuz oysa Avrupa’da Vizon’larda ve kanatlı hayvanlarda virütik hastalıklar ortaya çıktı bakın milyonlarca vizonu ve tavuğu itlaf ediyorsunuz’ diyerek hastalığın asıl merkezinin Avrupa olduğunu öne sürüyorlar.
Tabii bunda belli bir PR çalışması var. Ancak daha da önemlisi Çin, kendi aleyhine açılmış olan “korona davalarını” düşürme derdinde.
İkinci konu ise Afganistan’da katliam yaptıkları ortaya çıkan Avustralyalı askerlerle ilgili.
Çin birden oyuna girerek Avustralya’yı suçlayıcı görüntüler yayınladı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian, Twitter hesabından bir görsel paylaştı.
Avustralya üniforması giyen bir askerin, elinde kuzu tutan bir çocuğun boğazına bıçak dayamış bir fotoğrafının üzerine 'Korkma, barış getirmeye geliyoruz!' yazılırken, sözcü "Afgan sivillerin Avustralyalı askerler tarafından öldürülmesi şok edici. Bu tür eylemleri şiddetle kınıyor ve sorumluluk almaya çağırıyoruz." ifadelerini kullandı.
Bu görüntünün twitterda görülmesi üzerine hemen bir basın toplantısı düzenleyen Avustralya Başbakanı Scott Morrison,"son derece çirkin" ve "yanlış görüntü ve korkunç hakaret" diye nitelediği görüntünün Twitter'dan silinmesini isterken, Çin'den soruşturmayla birlikte, resmi özür talep etti.
Oysa Afganistan’da soruşturmayı yürüten müfettişler Avustralyalı askerlerin 2005 ila 2016 arasındaki davranışlarına ilişkin bu raporu, 423 tanıkla görüşüp 20 binden fazla belgeyi ve 25 bin görüntüyü inceleyerek hazırladı.
Ortaya çıkan sonuç; askerlerin psikopatça katliam yaptıkları yönündeydi.
Ancak Çin sözcüsünün durduk yerde topa girerek Avustralya’yı kınaması ve suçlaması görülmüş bir şey değil.
Çin bir taraftan İslam Dünyasının Doğu Türkistan ile ilgili yargılarından kurtulup Batı’ya karşı yanına çekmeye çalışıyor diğer taraftan yavaş yavaş Batı Dünyası (Ve Batı Medeniyeti) ile kozlarını paylaşmaya başlıyor.