• DOLAR 34.654
  • EURO 36.361
  • ALTIN 2919.715
  • ...

Dünya, Covid-19’un yol açtığı tahribat ve bu sürecin beraberinde getirdiği işsizlik, aşsızlık ile yoksulluğun sebep olduğu gerilimler, kurulmaya çalışıldığı söylenen ‘Dijital Dünya Düzeni” konularına odaklanmışken Suriye Kürdistanı’ndan üst üste haberler geliyor.

Salgın döneminin küresel güç olan ABD’yi esir aldığı günlerde dahi CENTKOM ve CIA’nın PYD/PKK’ye tırlarca silah ve tıbbi malzeme yardımı yapmaya devam etmeleri “ABD’nin PYD/PKK hamlesi taktiksel olmaktan çok stratejiktir” görüşünü destekliyor.

Şu ana kadar ABD’den PYD/PKK’ye toplam 50 bin TIR’lık silah yardımı yapıldığı söyleniyor.

Bu oranın orta ölçekli bir devlet ordusunu donatacak büyüklükte olduğu biliniyor.

Tüm bu yardımların ( SDG adı altında) sadece PYD/PKK’ye yapılması Kuzey Suriye’de ABD’nin görmek istediği tek aktörün PYD/PKK olduğunu gösteriyor.

Buna rağmen ABD’nin hem askeri hem de sivil istihbaratı Kuzey Suriye’de hali hazırda tabanı bulunan birbirine düşman iki oluşumu ısrarla bir masa etrafında buluşturup anlaşmaları için çabalıyor.

Normal şartlarda alışılmayan bir şey bu.

Çünkü ABD istihbaratının uzman olduğu konu genelde “Böl-parçala-yönet” taktiğidir. Ancak ne hikmetse Kuzey Suriye’de etkili olan PYD/PKK ve ENKS’yi bir araya getirmek için çabalıyor.

Tabii ABD oyunu kurarken Suriye üzerinde kendilerini hak sahibi olarak gören iki ülke de (Rusya ve Fransa) topa girerek bu iki örgütün anlaşması için ellerinden geleni yapıyorlar.

Suriye’nin kuzeyinde nüfusun çoğunluğunu oluşturan Kürd halkını temsil ettiğini söyleyen temel olarak üç yapılanma göze çarpar. Bunlar:

-PYD/PKK çizgisinin etrafında kümelenip TEV-DEM(Demokratik Toplum Hareketi) adıyla öne çıkan militarize olmuş yapı,

-Mesut Barzani’nin Irak’taki KDP’sine yakın duruşuyla bilinen ENKS (Suriye Kürd Ulusal Konseyi) adlı 11 parti ve örgütten meydana gelen oluşum,

-Suriye İhvan’ının Kürd bölgesindeki uzantısı(Bu yapılanma daima Baas Rejiminin gaddar saldırıları ve takibatı altında olmuş ve ne yazık ki diğer ikisi gibi toparlanmasına izin verilmemiştir.)

Baas Rejimi, hem Hatay Sorunu ve Fırat Suyunun paylaşımı konusunda gayrı düştüğü Türkiye’ye karşı hem de Kürd’ler arasında yayılma imkanı bulmasın diye İhvan’a karşı devamlı Öcalan’ı PYD/PKK’yi destekleyip durdu.

On yıldır süren iç savaşta dahi Baas Rejiminin en az sorun yaşadığı kesim PYD/PKK oldu.

2019’da üç ülke yani ABD, Fransa ve Rusya’ya ait heyetler Kuzey Suriye ile Erbil arasında mekik dokuyarak ENKS ile PYD/PKK arasında bir anlaşma zemini oluşturmak için uğraşıp durdular. Gelinen noktada bir zemin yakalandığı ve anlaşmaya yaklaştığı anlaşılıyor.

İlki 2011’de Duhok Mutabakatı’yla başlayan görüşmeler kısa süre sonra Kuzey Suriye’de tek söz sahibi olmaya karar veren PYD/PKK’nin ENKS oluşumlarını tasfiyeye kalkışmasıyla başarısızlığa uğradı.

Daha sonra Haseke–Erbil hattında yeni görüşmeler başlatılsa da ENKS’nin aldığı ağır yaralardan dolayı bir neticeye varılmadı.

2019’a gelince perde arkasında ABD askeri istihbaratı ve CIA’nın bulunduğu ama gerçek adı Ferhat Abdi Şahin olan  Mazlum Kobani kod adlı PYD/PKK komutanın şahsi inisiyatifi olarak medyaya özellikle servis edilen yeni görüşmeler dizisi başlatıldı..

Mazlum Kobani’nin adının ön plana çıkartılmasındaki gaye siyaset arenasında bu ismi barışsever ve cana yakın bir figür olarak tanıtmaktı. Hem Dünya siyaseti içinde hem de PYD/PKK’nin geleceği içinde.

Zahiren bu anlaşmanın “Tüm Kürd’lerin faydasına olduğu” propagandası da yapılıyor. Dört parçaya bölünmüş Kürd halkı içinde ENKS ile PYD/PKK arasındaki anlaşmanın Kürdler için büyük bir kazanım olduğu havası yayılıyor. Ancak işin başında CIA ve PYD/PKK varsa endişe edilecek çok şey var demektir. Hele hele Susa Katliamı’nın yıldönümünün yaşandığı bu günlerde.

PKK’nin kendisinden başka en küçük bir oluşumu asla kabul etmeyeceği, geçmişinde ortadan kaldırdığı parti ve örgütlerin listesinden anlaşıldığı gibi yakın geçmişte Güneydoğu’da Müslüman Kürd halkına yönelik yaptığı sayısız katliam da gösteriyor.

Bu acı tecrübelerin ışığında “İçinde PYD/PKK’nin olduğu bir görüşmenin Kürd halkına zarardan başka bir şey getirmeyeceği” rahatlıkla söylenebilir.

Bununla birlikte masada halen çözülmemiş önemli birkaç başlık var ki PKK’nin yapısal genetiği üzerinde ağır bir baskı olmadan bu konularda ENKS’ye yol vermeyeceği aşikar.

1-Sayıları altı(6) bini bulduğu söylenen Roj Peşmergeleri konusu

2-ENKS’nin hapisteki yöneticileri ve parti elemanları

3-ENKS’nin Kuzey Suriye’nin yönetiminde söz sahibi olma isteği.

Nitekim ENKS’nin politbüro üyesi Neşet Zaza PYD/PKK ile olan görüşmelerdeki temel anlaşmazlık konularını şu şekilde açıklıyor; “İdari, askeri ve ekonomik konularda aramızda ciddi bazı farklılıkların olacağını tahmin ediyoruz”

Tüm bunlarla birlikte ABD’nin bugünlerde yaşadığı iç karışıklıklar ve yakın gelecekte “ABD’nin bölünmesinin konuşulacağı, Trump’ın son başkanları olduğu” gibi konuların gündemde olduğu bir gelecek perspektifinde Ortadoğu’da çok şeyin değişeceği ortada.