• DOLAR 32.542
  • EURO 34.855
  • ALTIN 2444.345
  • ...

Kış mevsimi zorluk ve meşakkatin fazla olduğu bir mevsimdir. Kürtçe’de kış mevsimine “Çêle” denilmektir. Çile ise meşakkat zorluk eziyet vb. gibi anlamlara gelmektedir. Yazımızın konusu ise eğitimin çilesi olacak. Her işin bir zorluğu vardır ve belli bir aşamadan sonra kemale erer ve iş gerçekleşmiş olur. Eğitim ve öğretim de ömür boyu süren bir süreç olmakla birlikte ilk, orta, lise ve lisans olmak üzere belli bir süreci kapsar. Biz ise eğitimin başını ele almaya çalışacağız. İlk, orta ve lise öğrencisinin bir yıllık eğitimde neler yaşadığına bir bakalım. Bilindiği gibi eğitim ve öğretimde devam eden birinci kademe ve ikinci kademe sistemi vardır. Sabahçı bir öğrencinin okula gitmek için erken uyanıp okula gitmesi gerekir. Bir de bu öğrenci büyük şehirlerde yaşıyorsa bu çile daha da artıyor, köy okullarında okuyan öğrencinin ve öğretmenlerinin çêle’si (kışı) hiç bitmiyor. Dersi sabah saat 8’de başlayan ve büyük şehirde yaşayıp okula servisle gitmek zorunda kalan bir öğrenci en az 2-3 saat öncesinden uyanıp kahvaltısını yapıp servise yetişmesi gerekiyor. O saatlerde güneş henüz doğmamış oluyor. Şafağın sökmediği o anda henüz her taraf karanlıktır. Okul servisi onun gibi daha 15-20 öğrenciyi sabahın köründe aldıktan sonra nihayet okula yetiştirmektedir. Çocuk bu şekilde haftanın 5 günü bu çileyi çekmek zorunda kalıyor. Eğitim ve öğretim böylesi negatif bir enerjiyle başlıyor.

Bitti mi? Tabi ki Hayır. Köy okullarında okuyan öğrencinin ve görev yapan öğretmenin çilesine değinmeden geçemeyeceğim. Köy okullarının çoğunda kalorifer sistemi yok ve öğretmen ya kendisi sobayı yakar ya da hizmetli varsa o yakar. Öğretmen ve öğrenci bu sefer çileyi beraber iliklerine kadar hissederek zorlu şartlarda eğitim ve öğretime devam ederler. Yani anlayacağımız, köy okullarının çilesi ise hiç bitmemektedir. Şehirlerde de çilenin başka türlüsü devam etmektedir. Gelelim okulun çıkış saatlerine. Malum kış mevsiminde coğrafi konum olarak kuzey yarımkürede olan ülkemizde günler kısa geceler uzun olur. Hal böyle olunca akşam ezanı erken okunur ve o saatlerde her tarafı karanlık basmış olur, okulda ise eğitim öğretim devam etmektedir. Sabah çekilen çilenin tam tersiyle öğrenciler eve dönmeye başlar. Akşam namazı, akşam yemeği derken ev ödevi ve sınavlardan daha iyi notlar almak için gayret eden öğrenciler, gününü ve gecesini de eğitim ve öğretime harcıyor. Aileye vakit ayırma veya ailenin çocuğunun edebi ve ahlakıyla ilgilenmesi genel olarak okuldaki eğitim ve öğretime feda ediliyor.

                Eğitim ve öğretimin kışı her daim devam ede dursun, burada birkaç öneride bulunalım. Yaz tatili son düzenlemeden sonra biraz kısaltıldı ve ara tatiller de ikiye çıkarıldı. Bu, öğrenciler ve anne babalar tarafından da hoş karşılanan bir gelişme oldu. Müsaadenizle bazı ülkelerde de uygulanan bir öneri sunmak istiyorum. Yaz tatili 45 gün olsun geriye kalan 45 gün ise yine Kürtçede geçtiği üzere; “çêlê çil” (kışın kırkı) denilen kara kışın olduğu bir döneme denk getirilerek tatil olsun. Böylece öğrenci, öğretmen ve ebeveynlerin birlikte çekmiş olduğu çile bir nebze olsun azaltılabilir. Yeter mi? Tabi ki Hayır? Sistemsel sıkıntıları da başka bir yazımızda dile getirmek ümidiyle…

Yasin Dursun