• DOLAR 32.457
  • EURO 34.749
  • ALTIN 2437.871
  • ...

1948 yılı Filistin için korkunç yılların bir başlangıcıydı. 70 yılı aşkındır işgal edilen topraklarda rahat nefes alamayan bir millettir Filistinliler. İngilizlerin işgalinden sonra terörde sınır tanımayan siyonizm’e terk edilmiş bir topraktır Filistin. Bu toprakları bu kadar önemli kılan neydi? Mukaddes belde Kudüs’ümüzün ve çevresi mübarek kılınmış Mescid-i Aksamızın mekânıdır Filistin. Topraklarında nice Peygamberi misafir eden, tevhit mücadelesinin öncüsü İbrahim (as)’ın mekânıdır Filistin. Medine’den kendisine yönelen Nebi (sav)’in miraca yükseldiği yer olan Mescid-i Aksa’nın şereflendirdiği ülkedir Filistin. Her zaman aklımızdaydı, Ümmetin göz bebeği ve başkenti olan Kudüs asla gündemimizden düşmedi. Son nefesimize kadar da hep önceliğimiz olacak.

Daha nice güzel vasıfları kendinde barındıran bu ülke ne yazık ki işgal altında ve her gün oradaki kardeşlerimiz katlediliyor. Ramazan ayı gelince bir türlü rahat yüzü görmüyor bu aziz halk. Zulme karşı direnişleri 2 milyarlık bir Ümmetin adınadır bunu mutlaka böyle görmek zorundayız. Vekâleten bizim adımıza da mücadele ediyorlar. Zira ortak paydamızın başlarında Mescid-i Aksa geliyor. Selamet yurdu Kudüs geliyor. Siyonistler katliamlardan hiç geri durmuyor ve bunun karşısında Aksanın murabıtları da direnişten vazgeçmiyor. Onlar bizim yüz akımızdır. Ümmetin şerefini, izzetini daha da yüceltmek için direnişin öncüleridir. Bazı kimseler neden hep orası için meydanlara çıkılıyor? Dese de onlara cevabımız her zaman vardır. Zira Aksa iman meselesidir. Aksa imanın kalitesidir. Oradan vazgeçmek zillettir. Bunu hiç unutmamalıyız.

Malum son 2-3 haftadır Kudüs ve Mescid-i Aksa direniyor. Silahlı askerlere karşı direnişin en güzeline en yiğitçesine şahit oluyoruz. Gün geçmiyor ki bir sivil direnişçi şehid edilmiyor. Orada direniş devam ederken Ümmet Kudüs paydasında birleşerek meydanları boş bırakmıyor. Türkiye’de kimi STK’lar siyasi partiler basın açıklamalarıyla mazlum direnişçilere destek oluyor. Belki yetersizdir ama şu zamanda belki yapılacak en iyi eylem sözlü ve fiili destektir. Direnişin sesini duyurmak bizim için imkan dâhilindedir. O halde neden geri duralım?

Zaman bize neyi gösterecek bilemiyoruz ama temennimiz siyonizmin kökünün kazılmasıdır. Bu günleri görecek miyiz? Bilemiyorum. Belki çocuklarımız esaret zincirlerinin kırılacağı günlere şahitlik ederler.  Çocuklarımıza direnişi öğretmek durumundayız. Onlara Selahaddin olmayı öğretmek zorundayız. Selahaddin olmak rotayı Aksa’ya çevirmekle olur. Yolumuzun Kudüs’ten geçtiğini her daim onlara anlatmalıyız. Zira Selahaddin fethe giden yolun taşlarını tek tek dizmiş ve bu şekilde muzaffer olmuştur. Her birimizin evinde Mescid-i Aksa gündem olmalıdır. Güne Allah’ın adıyla başlarken Aksa’ya dualarımızda yer vermeliyiz. Gecemizin sonunda da Aksamızı unutmamalıyız. Selam direnişçilerin üzerine olsun.