• DOLAR 32.45
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...

Fransa C. Başkanı Macron birkaç gün önce Washington’a bir ziyarette bulunarak Biden ile görüştü.

Ziyaretin anlam ve önemi çok irdelenmedi dense yeridir.

Sıradan bir ziyaret muamelesi görse de yapılan görüşmenin zamanlaması ve konuşulan konular açısından çok önemliydi.

Macron, bir nevi Avrupa Birliği adına bu görüşmeyi gerçekleştirdi denilebilir.

Görüşmede ilk etapta Fransa’nın ekonomisi için önemli olan bazı değişikliklerin yapılması talebinde bulundu.

Basına özellikle bunlar verildi. Ama görüşmenin sadece bir kısmı Fransa ile ilgiliydi.

Mesela Macron’un, ABD’nin uyguladığı Fransız şirketlerine yönelik sanayi sübvansiyonlarının “olağanüstü agresif” olduğunu söyleyerek değiştirilmesini talep etmesi.

Veya Macron’un, “Amerikan ürünlerini satan bir pazar haline gelmek istemiyoruz çünkü sizinle bire bir aynı ürünlere sahibiz. Kendi sorununuzu çözebilirsiniz ama bizim sorunumuzu büyüteceksiniz.” Demesi gibi.

Hatta Macron daha ileriye giderek “Bu bizim için bir meydan okumadır” diyebildi.

Trump’ın “Önce Amerika- Büyük Amerika” sloganıyla bütünleşen ekonomi politikaları ABD ile AB arasında büyük bir ekonomik savaş başlatsa da Biden ile birlikte savaşmak yerine ABD yörüngesinde hareket eden bir Avrupa tercihi ile yasalar yeniden ama bir daha AB aleyhine olacak şekilde dizayn edilmişti.

AB ülkeleri, yaşanan Rusya-Ukrayna Savaşında bir kez daha gördüler ki ABD ve Anglo Saxon akıl aslında Avrupa’yı avucunun içine almak ve kendine bağımlı kılmak istiyor.

Yani kısacası Avrupa ABD ile İngiltere arasında baskılanan ve askeri bir güç olma bir yana Küresel Ekonomik ve Siyasi bir güç olmaması için gayret gösterilen bir varlığa dönüştürülüyor.

Macron’un ABD ziyareti bu açıdan önemliydi. Çünkü Avrupa bu kısır döngüyü kırmak ve Anglo-Saxon kuşatmadan kurtulmak istiyor.

Macron’un buna yönelik en önemli söylemi Rusya ile ilgili açıklaması oldu.

Fransız televizyon kanalına verdiği röportajda, Avrupa'nın gelecekteki güvenlik mimarisini hazırlaması gerektiğini söyledi.

Macron, “Batı'nın, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için güvenlik garantilerine olan ihtiyacını nasıl ele alacağını düşünmesi gerek” diyerek yeni bir tartışmayı başlattı.

Tabii ki bundan dolayı bazı kesimlerce çok eleştiriliyor.

Ancak anlaşılan o ki Biden ile Macron, bu savaşın bitirilmesi için bir şeyler yapılması gerektiği konusunda hemfikirler.

Tabii Anglo Saxon(İngiliz aklı) buna müsaade ederse.

Hatırlanacağı gibi Rusya, peş peşe yediği darbelerden devamlı İngiliz özel birimlerinin sabotajları diyerek şikayet etmişti.

Kırım’daki Kerc Köprüsü’nün patlatılması, Karadeniz’deki amiral gemisinin batırılması, Kuzey Akım’daki büyük patlama… gibi birçok olayın faili olarak İngilizleri sorumlu tutmuştu.

Şimdi gelinen noktada; kara gücünün zayıflığı ortaya çıkan Rusya, ele geçirip daha sonra yarısını bırakmak zorunda kaldığı topraklara razı olmuş durumda.

Ancak İngiliz aklı Ukrayna’yı sonuna kadar savaşma konusunda devamlı tetikliyor.

ABD ile Fransa’nın olası bir barış için göz kırpmaları; Avrupa’nın yaşadığı enerji krizi kadar NATO gücünün hızla eriyen silah stoğuyla da ilgilidir elbet. 

Rusya’nın güvenlik garantilerini ele almaya hazır bir yaklaşımın gelişmesi demek Rusya’ya uzatılan barış çubuğu demektir.

Rusya’nın da buna dünden hazır olduğu görülüyor. Çünkü kara birlikleri geri çekilmiş ve füzelerle uzaktan savaş verir hale gelmişler.

Kısacası bu savaşın ‘Nükleer bir savaşa’ dönüşmemesi için Ankara’da yapılan görüşmeden sonra gideceği bir yol kalmamıştır.

İngiliz aklı sürpriz olmayan bir sabotaj daha düzenlemezse sırada Ukrayna’daki Yahudi Zelensky’nin bir şekilde ikna edilmesi kalıyor.