• DOLAR 32.223
  • EURO 34.933
  • ALTIN 2444.474
  • ...

Afrika denince ilk akla gelen Fransa, İngiltere, Belçika gibi devletlerin vahşi sömürge politikalarıdır. 21. Yüzyıla yakışmayan “Sömürü” teriminden dolayı taktiksel olarak bağımsız gibi görünen ve Batı tarafından kurulan, Batı tarzı ulus devletler, Afrika’da çatırdamaya devam ediyor.

Geçen hafta Nijer’de yapılan darbe ile gündeme oturan Sahra altı Afrika bölgelerinin emperyalizm ile kapanmamış bir hesapları var. Yapılan darbede tutsak edilen Mohamed Bazoum Washington Post’a yazarak ABD’den yardım istedi. Bazoum’un Batının İslami gruplara karşı savaşında önemli bir müttefik olduğunu belirtmek gerekiyor. Darbeyi engellemek için Batı’dan yardım istemek!..

Darbe sonrası Fransa aşırı tedirgin haldeyken Mali ve Burkina Faso, Nijer’e destek çıkarak Fransa tarafından olası müdahaleyi engellemiş görünüyor. Fakat Fransa, Batı Afrika Ekonomik Birliği (ECOWAS) üzerinden destek ile olaya müdahil olmaya çalışıyor. Pazar gününe kadar verilen ültimatom ile yaptırımların yanında askeri bir müdahaleden de bahsediliyor. Başı çeken Nijerya, müdahale için parlamentonun onayını alamadı. Süreç devam ediyor…

Nijerya; Batı Afrika’nın en güçlü devleti, 210 milyonun üzerinde nüfusu var ve çoğunluğu Müslüman. Ülke Sahra Altı Afrika’da en büyük petrol üreticisi fakat bu petrol ülkeye ayrılık getirmektedir. Güneyde çıkan petrol Kuzey tarafından adil dağıtım olmadığından dolayı itiraz sebebi oluyor. Ayrıca kuzeyde ayrılıktan faydalanan Boko Haram da bazı bölgeleri ele geçirmiş durumda. Nijer müdahalesi bu haliyle çetrefilli görünmekle beraber Sahel Bölgesi ateşe verilmek isteniyor.

Nijer Darbesinin arkasında Wagner ile görüşmelerin çıkması ve Rus kargo uçaklarının başkente mühimmat taşımaları, Batıya karşı yapılan darbenin arkasında Rusya’nın olabileceğini düşündürüyor. Rusya, Avrupa’da sıkıştırılmaya çalışılırken Rusya, karşı hamle ile Batıyı Afrika’da tahıl ve gübre koridoru vaadiyle mahkûm ediyor.

Dikkat çeken bir diğer ayrıntı ise; Sahel bölgesi, Eritre’den Moritanya’ya uzanan Afrika’nın ortasında geçen bölge ve bu bölgede son yıllarda darbe üstüne darbeler yapılarak yönetimler değişti. Eski yönetimleri, Batının sömürüsünün devamında anlıyoruz. Yeni yönetimler Wagner etkisiyle gölgede kalsalar da denge politikasıyla yönetim devam ettirilebilir. Bölgeye stratejik bir hamle ile destek lazım ve Fransa, Rusya, Çin, Batı inisiyatifine bırakılmamalıdır.

Bölge en çok Fransa’yı ilgilendiriyor. Halen bölgenin kıymetli madenlerini Fransa sömürmektedir. Frankafon Afrika Bölgesi, Sahel bölgesinin büyük bir kısmını ve Sahra Altı Bölgelerinin bir kısmını oluşturuyor. Fransa can çekişiyor. Fransa’nın uranyum ihtiyacı büyük bir sekteye uğradı. Nijerya’dan doğalgaz boru hatlarını Nijer üzerinden Akdeniz’e getirme hayali de var.

Afrika’da yer edinmeye çalışan Rusya ve Çin, Afrika darbeci başkanlarıyla uyumlu çalışmaktadırlar. Ayrıca insan hakları adı altında sömürü tarzı yaptırım veya ekonomik düzenlemeler istenmemektedir. Hatta devlet başkanlarının yolsuzluklarına da ilgisiz kalmaktadır. Üstelik BM daimi iki üyesinin, BM’de destekleyici konumda olması yeni Afrika liderlerini ikna etmeye yetiyor.