• DOLAR 32.45
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...

1915`te Osmanlı imparatorluğunda yaşayan Ermeniler “tansak” ve “Hıncak” adlı çeteler oluşturup Doğu Anadolu`daki köylerin bazılarını basıp oradaki masum köylüleri katletmişlerdir. Bu Ermeni isyancıların hedefi, Birinci Dünya Savaşında Osmanlılara karşı savaşan İngiliz, Fransız, Arap ve Rus askerlere yardım etmekti. Ruslar ve Fransızlar Ermenileri ikna etmek için onlara Osmanlı imparatorluğu yerine  “büyük Ermenistan” adlı bir devletten söz etmiştir. Bu devleti gerçekleştirmek için Ermeniler Osmanlılara karşı ayaklanmıştır ve çoğu Türk ve Kürt olmak üzere 523 bin Osmanlı vatandaşını katletmiştir. Bu tutuma karşı da Osmanlının Ermenilere karşı politikası değişmiştir. Olayların başlangıç özeti bu minvaldedir. Bu güne gelince…

Almanya`nın 2 Haziran`da Türkiye`yle ilgili görüşüp kabul ettiği  “ermeni soykırım tasarısı” enteresan bir şekilde Avrupa gündeminin birinci sırasına alınmış durumda. Bir asırlık bir meselenin zamanlaması ve Almanya`nın buna öncülük etmesi manidardır. Türkiye`yle mülteciler konusunda bir mutabakat içerisinde çalışmaya hevesli olan Almanya`nın bunu böyle kritik bir zamanda ortaya atması soru işaretlerini doğuruyor. Türkiye`nin AB`yle mülteciler konusunda bir mutabakata varmaları ve bu mutabakat içerisinde vize muafiyetinin konuşulması farklı bazı hamleleri doğurdu gibi… Türkiye`nin mülteciler üzerinden başta Almanya olmak üzere Avrupa`yı bazı pazarlıklara mahkûm etmesi onların hesaplarını bozmuşa benziyor. Bu hesap üzerinden Türkiye`yi 1915 olayları üzerinden sıkıştırmak ve siyası bazı adımları atmasına mecbur bırakmak istedikleri görünüyor. Türkiye`nin kendi iç ve dış meselelerine yoğunlaşmışken dikkatlerini başka tarafa çekmek istedikleri gözüküyor. Tasarı onaylandığına göre ilişkilerin soğuk bir yöne gideceği kesindir. Bu konuyla ilgili Erdoğan`ın “eğer Almanya bu oyuna gelirse ilişkiler zedelenir” açıklaması da bu gidişatı doğrulamaktadır. Tam da bu noktada AB bunu istemektedir. Ermeni tasarısı üzerinden başta Almanya olmak üzere Avrupa`yla arası bozulacak. Türkiye`nin “vize muafiyeti” isteği de askıya alınacaktır. Tasarının kabulünden sonra Türkiye`den isteyecekleri özür, tazminat ve toprak parçasının kabul görülmesi imkânsızdır. Onların istediği de bu denklem üzerinden Türkiye`ye psikolojik baskı kurmak ve isteklerine set çekmektir. Şimdi diğer Avrupa ülkeleri de aynı yolu deneyeceklerdir. Avrupa`nın ortak isteği olarak göstereceklerdir. Bunun asıl hedefi Türkiye`nin ekonomik olarak büyümesi ve daha önce onlara bağlı olan göbeğini kesmesidir. Bu göbeği kestikten sonrada kendi ayakları üzerinde durması ve kendi siyasetini kendi belirlemesinden rahatsızlık duyuluyor. Özellikle Suriye savaşıyla başlayan göç dalgası ve bu mültecilerin Avrupa`nın kapılarına dayanması ve Türkiye`nin mülteciler üzerinden onları belirli bir hizaya getirmesi, vize muafiyeti gibi isteklere mecbur bırakması sinsi bir girişimi başlatmalarına sebebiyet verdi. Bunu da Almanya üzerinden yapmaya çalıştılar.

Oysa bu devletlerin geçmişine bakıldığında 1915 olaylarından çok daha fazla bir tablonun ortaya çıktığını görüyoruz. Birçok Avrupa devletinin geçmişinde soykırımlar varken bunu görmeyen Avrupalılar müthiş bir zamanlamayla Türkiye`deki soykırımla ilgili tasarıyı ana gündemlerine almış bulunuyorlar. Bu olayların irdelenmesine bir şey demiyoruz. Hatta sorulması gereken bir mesele olarak görülebilir. Ancak bunu dile getiren başta Almanya olmak üzere Avrupa`nın niyeti bugün itibariyle bu değildir. Türkiye`nin onlara kafa tutması ve büyümesi bunun ana etkenidir. Aynı devletler bugün itibariyle Türkiye`yi sıkıştırmak adına her türlü terörü desteklediklerini biliyoruz. Bu terörü finanse eden silah lojistiğini sağlayanlar da aynı zihniyetle hareket etmekteler… Netice olarak Türkiye o çıkışı yakalamış ve psikolojik bir baskıyla kendilerine muhtaç etme peşindeler…