Joe Biden’in tahtı israil güvenliğine mi bağlı?
Geçen Cumartesi günü Biden, terör rejimi israil’le başlayıp en son Suudi Arabistan’a gidişiyle bir haftalık Ortadoğu ziyaretlerini bitirmişti. Bu ziyaretlerde yaptığı açıklamalarda, israil işgal rejiminin güvenliğini özellikle vurgulaması dikkat çekiciydi. Zaten ABD’nin temel siyasetlerinden olan “İsrail işgal rejiminin güvenliği” herkesçe biliniyor. Fakat Biden’in apar topar Ortadoğu ziyaretine çıkması ve böyle bir kararın alınmasında neler etkili oldu ona bir göz atalım:
ABD medyasını takip edenler bilir ki Amerikalıların bu günlerdeki ana gündemi, Biden’in oğlu Hunter Biden vasıtasıyla yaptığı yolsuzlukların neyle sonuçlanacağıdır. Bu yolsuzlukların ortayaçıkma hikâyesi ise epey dikkat çekicidir. Her şey Joe Biden’in oğlu Hunter Biden’in kendi bilgisayarını tamircide unutmasıyla başladı. Uzun bir zamandan sonra bilgisayar tamir edildiğinde kendisinin küçük kızlarla olan videoları, uyuşturucu bağlantısı ve babasının kendisi üzerinden yaptığı yolsuzlukların belgeleri ortaya çıktı. Bu belgelerden sonra Beyaz Saray’dan bir açıklama gelmedi. Halk ise bir açıklama bekliyor. Aslında Amerika halkı, oğul Biden’in fuhuş ve uyuşturucu ayağıyla ilgilenmiyor. Ve bunu pek de önemsemiyor. Asıl ilgilendikleri konu; oğlu üzerinden devlet adına devletlerarası yaptığı bağlantıların gelirlerini kendi hesabına aktarmasıdır. Joe Biden’in korktuğu nokta da bilgisayarda çıkan yolsuzluk alanıdır. Beyaz Saray’ın sessiz kalması da bu yönüyledir.
Diğer taraftan Cumhuriyetçiler Joe Biden’in düştüğü bu pozisyon üzerinden Demokratları gelecek seçimlerde yıpratmak için her türlü argümanı kullanıyor. Son yapılan anketlerde Biden, tüm adaylar arasında en dipte görünüyor. Bu durumdan Demokratlarda rahatsız ve bir sonraki seçimde onu aday olarak görmek istemiyorlar. Çünkü çıkan yolsuzluktan önce de ABD’nin Afganistan’da düştüğü pozisyondan da Biden’i sorumlu tutuyorlar. Özellikle Taliban’ın verdiği süreyi hesaplamayıp apar topar kaçmasını onun öngörüsüzlüğü olarak görüyorlar. Bunun için Demokratlar da ondan kurtulmak istiyor. Biden ise aday olma konusunda ısrarcıdır. Ve tek kurtuluşu, ABD’nin Yahudi lobisinde arıyor. Hatırlanacağı üzere Biden seçimleri kazandığında israil medyasında uzun süre konuşulmuş ve onun Yahudi kökeninden geldiği aktarılmıştı.
Joe Biden, Ortadoğu ziyaretiyle hem ABD prestijini yeniden sağlamak hem de israil işgal rejiminin güvenliğiyle Yahudi lobisinin gözüne girmek istiyor. Özellikle ABD’nin siyasi yaptırım gücünü belirgin bir şekilde kaybetmesi ona faturalandırılmak isteniyor. Çünkü ABD, gerek bölgesel gerekse uluslararası alanda oluşan yeni dengeler nedeniyle baskı altında bırakmak istediği ülkelere istediğini yaptıramıyor. Biden Ortadoğu ziyaretiyle kendi koltuğunu ısmarlayan İsrail kumandalı ABD’nin Yahudi lobisini memnun etmek ve ABD prestijini kurtarmaya çalışıyor. Hatta Suudi Arabistan’ın hava alanını işgal rejiminin uçaklarına açma kararı ve bunda ısrar etmesi tamamıyla bu saiklerledir.
Sonuç olarak; Biden kendi koltuğunu ve ABD’nin prestijini kurtarmak için Yahudi lobisine taahhüt verdiği sözleri yerine getirmeye çalışıyor. Ortadoğu ziyaretini de bu minvalde okumak gerekir. Fakat görünen o ki Biden kendi koltuğunu kurtaramayacak ve ABD’nin Afganistan’da yaşadığı hezimeti düzeltemeyecek.
