• DOLAR 32.45
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...

Batman’da aday tanıtım programına katılmıştık. Doğal olarak aday tanıtım atmosferi canlı olur ve orada bazı mesajlar verilir. HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun aday tanıtımı öncesi konuşmasının bir bölümü dikkatimi çekmişti. 4 Şubat’ta HAMAS Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’yle olan görüşmesinden bir kesit aktarıyordu. Heniyye’ye, “Seçimlerin yaklaştığını, bir kısım zamanını seçimlere harcayacaklarını ve bu durumun Gazze’yi ikinci plana atma manasında anlaşılmamasını” kendisine aktardığını anlatıyordu. Ancak İsmail Heniyye’nin çok daha farklı bir bakış açısıyla meseleye baktığını ve kendisinin, “Öyle söyleme, gidin arkadaşlarınıza söyleyin ve var güçleriyle çalışsınlar. HÜDA PAR’ın siyaseten büyümesi gerekir. Zira Türkiye’nin de bizim de HÜDA PAR’ın büyümesine ihtiyacı vardır” diyordu.

Genel başkan bu anekdotu anlatırken çok uzaklara daldım. Aslında sadece Türkiye’nin değil birçok İslam ülkesindeki muvahhit Müslümanların umudunun HÜDA PAR olduğunu anlamıştım. Bunun için diyorum ki, 31 Mart yerel seçimleri HÜDA PAR tabanı için bir imtihan niteliğindedir. HÜDA PAR’ın dikkat çekici bir oy alabilmesi için başta kendi tabanının olağanüstü çabasına ihtiyacı vardır. Toplumu harekete geçirebilecek ve HÜDA PAR siyasetinin tanınması için halka temas etmek ve o teması oylara dönüştürmekle mükelleftir.

Evet, dikkat ettiyseniz Gazze konusunda en net tavrı ortaya koyan ve devletlerden somut bir şekilde yaptırım isteyen HÜDA PAR’dır. Gazze’den söz edilirken bizi en çok üzen nokta, İslam ülkelerinin gücüne rağmen birkaç zayıf hamle dışında hiçbirinin görevini yerine getirmedikleridir. Bu konuda yaşadığımız ülke Türkiye dâhil “sözden” öteye gitmemiştir. Katliamı engelleyecek hiçbir ciddi adım atılmamıştır. Bu konuda HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun tüm ülkelere çağrısı manifesto hükmündedir.  Kendisinin beyanıyla, “Siyonizm, Nazizm’den daha tehlikeli bir ırkçılıktır. Müslüman ülkeler Siyonizm’i de kanunlarıyla yasaklı hale getirmelidir” diyor. Aslında bu adımı atacak her İslam ülkesi kendi selameti için adım atmış demektir. Bu selametin cevabını yine Genel Başkan Zekeriya Bey vermektedir. “Siyonistler, Filistin’in geri kalan topraklarının tamamını işgal etmekle de yetinmeyecektir” diyor. Yani Siyonistler, Türkiye’nin de içinde bulunduğu vaat edilmiş toprakların hepsine göz dikmiştir. Ve bu sadece Gazze topraklarıyla sınırlı kalmayacaktır. Bunun için de tüm İslam ülkeleri net ve somut bir adım atmakla mükelleftir. Yine bu somut adımın ilkini de yine Genel Başkan Zekeriya Bey’in ifadesiyle, “Hiçbir İslam ülkesi, israil’i bir devlet olarak tanımamalıdır” diyor. HÜDA PAR’ın buna benzer birçok açıklamalarıyla Siyonistlere karşı duruşu nettir.

                Sonuç olarak; Gazze’yle yatıp kalkan ve onun için gözyaşı döken her bir vatandaş HÜDA PAR’ın duruşunu duyurmak ve siyaseten onu büyütmekle mükelleftir. Onu tanıyan ve ona gönül vermiş her vatandaşın görevi de bunu başkalarına aktarmakla mükellef olmasıdır. 31 Mart seçimi her ne kadar belediye seçimleri olsa da HÜDA PAR’ın Türkiye’de dikkat çekecek bir oyu alması onu siyasetin merkezine taşıyacaktır. Dünya mazlumlarına sahiplik den HÜDA PAR’ın sesini yükseltmek ve oy anlamında büyütmek her duyarlı vatandaşın görevidir.