Nezir Tunç

Asrın felaketinde fedakarlık tabloları

25.02.2023 07:00:49 / Nezir Tunç

Deprem gibi musibetlerin yüce Allah (c.c)'ın birer ikazı olduğuna iman etmişiz.

Bu ikazla ilahi azamete karşı acizliğimiz ve çaresizliğimizi bir kez daha aynelyakin olarak müşahade ettik.

Ne mal ne makam ne de dünyalık hiçbir şeyin fayda vermediği bu musibetler üzerine iyi tefekkür etmeli ve yüce rabbimizle olan bağlarımızı tekrar gözden geçirmeliyiz.

"Ol" demekle milyonlarca insanı etkileyen, geniş bir coğrafyayı titreten azamet sahibi yüce Allah (c.c), sağ kalan biz Müslümanlara kulluk için yeni bir imkan vermiştir. Hakkıyla ibret alıp kulluk vazifesini yerine getirenlerden olma temennisiyle asıl konuya dönmek istiyorum.

Evet, her fırsatta İslami STK'ları, cemaatleri, tarikatlerı ve medreseleri eleştiren zevatlar!

Yine gençlerimize "Z Kuşağı" deyip çılgın ve zevkperest olarak yetiştirmek isteyen hayalperestler!

Sizlere seslenmek istiyorum; Bu deprem sürecinde bizzat şahit olduğumuz çalışma ve fedakarlıklar bizlere gösterdi ki sizin iddia ve hedefleriniz temelsiz ve koca birer yalandır.

Çünkü yıkımın olduğu deprem bölgelerinin tamamında resmi kurumlar dışında onlarca gönüllü İslami STK'lar, cemaatler, tarikatlar ve medrese hocaları vardı. Her boşluğu doldurup mağdur halkımızın dertlerine şifa olmaya çalışıyorlardı.

Kimi enkaz başında çalışıyor, kimi yaralıları pansuman ediyor, kimi kumanya dağıtıyor kimi de aş pişiriyor... Kısacası on binlerce gönüllü Müslüman, günlerce uyumadan mağdur kardeşlerinin sorunlarına çare oluverdiler. Hem de Kürt, Türk veya Arap diye herhangi bir ayrım yapmadan.

Karanlık mahfillerde neslimiz üzerine projeler üretip "Z Kuşağı" diye ayrıştırmaya çalıştıkları binlerce gencimiz, onların hayal ettiklerinin aksine salavat ve tekbirlerle mağdur halkımızın yanında oldular.

Bu konuda basına yansıyan ya da duyduğumuz yüzlerce örnek verebiliriz. Ancak ilk günden beri bizzat şahit olduğum bazı fedakarlıkları siz okurlarla paylaşmak istiyorum.

Biz deprem dehşetini Urfa'da yaşadık. Adeta küçük bir kıyamet provasıydı. Milyonlarca insan sokaklara dökülüp nereye gittiklerini bile bilmeden sürekli yaya ya da araçlarla hareket halindeydiler. Herkes yaşadığı dehşet karşısında şok olmuş ve bir hal çaresi arama telaşına düşmüşlerdi. Onlarca bina yıkılmış, yüzlerce vefat ve binlerce yaralı haberleri yayılmıştı...

Daha ilk gün sabah saat 10:00 suları...

Gönüllüsü olduğum Urfa Umut Kervanı Derneğine gittik. İlk etapta Urfa'da acil olarak yapılacak bir şeyin olmadığını ve yıkılan binaların enkazına UMKE ekiplerinin intikal edip gerekli çalışmaları yaptığını gördük.

Adıyaman, Maraş ve Hatay'da ciddi yıkımların olduğunu ve oralarda her türlü yardıma ihtiyaç olduğunu duyduk. Umut Kervanı Derneği acil olarak ekipleri yıkımın çok olduğu bu şehirlere sevk etti.

İlk gün öğlene doğru birçok ekip Adıyaman'a yetişti. Adeta seferberlik halini yaşayarak bazı kardeşler enkazda arama-kurtarma çalışmasını yaparken bazıları da büyük çadırlar kurarak ivedilikle öğlen ve akşam için yemek hazırlıklarını yaptılar...

Evet, daha ilk günde sağlam bir örgütlenmeyle bütün birimleri kurarak sahada aktif çalışan Umut Kervanı Vakfı ve kardeş dernekler İHO EBRAR, YETİMLER VAKFI ve Avrupa Yetim Eli Derneği takdire şayan hummalı bir çalışma yaptılar ve yapıyorlar. Bundan dolayı mezkur dört İslami STK'nın şahsında alanda büyük bir özveriyle çalışan tüm cemiyetlere müteşekkiriz.

Bu süreçte bizi duygulandıran birkaç örnek vererek yazımı bitirmek istiyorum.

Bir bacımız yıkılan evinde eşini kaybetmişti ve kalan tek kıymetli eşyası olan küpesini mağdurlara harcanmak üzere tasadduk olarak vermesi hepimizi duygulandırdı.

Urfa'dan Adıyaman'a yardıma gitmek için soğuk havada sıra bekleyen yüzlerce genç vardı. Daha 18 yaşlarında olan bir genç, "ağabey gitmek için araçlarda yer yoksa beni bir aracın bağacına koy! ya da bir pikabın kasasında bile olsa gitmek istiyorum!..." demesini hiç unutmayacağımız örneklerdendi.

Yeni gelinlerin el işlemeli çeyizlerini ve hiç kullanmadıkları yorganlarını göndermeleri, nişanlı olan kardeş ve bacılarımızın nişan yüzüklerini yardım için göndermeleri, çocukların kumbaralarda biriktirdikleri harçlıklarını göndermeleri... gibi onlarca fedakarlık örnekleri verebiliriz.

Rabbim bir daha böyle müsibetleri yaşatmasın ve yaşadığımız bu musibetten de ibret alanlardan eylesin.

 

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar