Mehmet Eşin

Bir inek kesmede dahi Allah’la cedelleşen kavimle antlaşma mümkün mü?

01.01.2025 01:00:00 / Mehmet Eşin

Kur’an-ı Kerim’de kıssası en uzun ve detaylı anlatılan kavim İsrailoğulları’dır.

Bizden önceki kavimlerin kıssaları –haşa- iş olsun diye anlatılmıyor.

Biz Müslümanların bu kavimleri tanıması ve onlardan ders alması için anlatılmıştır.

Zaten Yahudiler dışında bizden önceki kavimlerden günümüze ulaşan, ‘biz bu kavmin devamıyız, çocuklarıyız’ diyen pek bir kavim de yoktur.

1400 yıldır Müslümanların sürekli Yahudilerle muhatap olması ve imtihan olması da Kur’an’ın bir mucizesidir. Kur’an’da bu kadar yer verilen bir kavmin salt o günün şartlarında yok olup gitmesi beklenemezdi.

İsrailoğulları’nın anlatılan ve en önemli kıssalarından biri de ‘Bakara- İnek’ kıssasıdır.

Bu kıssanın anlatılmasından dolayı sureye ‘Bakara’ suresi denilmiştir ve Kur’an’ın en uzun suresidir.

Kıssa özetle şöyledir…  

İsrâîloğulları’ndan çok zengin birisinin öldürülmüş cesedi bulunur. 

Maktulün yakınları Hazreti Mûsâ’dan katilin bulunmasının ve kısas yapılmasını ister.

Allah’a dua eden Hz Musa’ya bir inek kesilmesini ve ineğin etinden bir parçanın maktule vurulması istenir.

Hz. Musa, bu emri İsrailoğullarına iletir.

İmtihan da tam burada başlar…

İsrailoğulları soru üstüne soru sorarlar.

“Katil ile inek kesilmesi arasında ne alâka var? Sen bizimle alay mı ediyorsun?”

«(O hâlde) bizim adımıza Rabbine duâ et; bize, onun ne olduğunu açıklasın!»

«Bizim için Rabbine duâ et; bize, onun rengini açıklasın!»

 “(Ey Mûsâ!) Bizim için, Rabbine duâ et de; onun nasıl bir sığır olduğunu açıklasın! Nasıl bir inek keseceğimizi anlayamadık. Biz, inşâallâh emredileni yapma yolunu buluruz!»

Hz. Musa, kendi kavminin şımarık, azgınlık ve ukalaca sordukları bu sorulara cevap vermesini mahcubiyet içinde Allah’tan ister.

Vahiyle gelen her cevaba karşılık israiloğulları yeni sorular sormaktan çekinmezler...

«Allâh şöyle buyuruyor: O (sığır), henüz boyunduruk altına alınmayan, yer sürmeyen, ekin sulamayan, serbest dolaşan (salma), renginde hiç alacası bulunmayan bir inektir.» ayetiyle herşey açıklanmış oluyor.

Ve İsrailoğulları  «İşte şimdi hakîkati getirdin!» dediler ve bunun üzerine (onu bulup) kestiler, ama az kalsın kesmeyeceklerdi.” (Bakara, 70-71)

Bu kıssada birçok ibret ve ders vardır.

Malumunuz bir yılı aşkındır Siyonistlerin Filistinlilere yönelik Gazze’de devam ettirdikleri bir saldırı ve soykırım var.

Bu saldırılarla birlikte üçüncü taraflar üzerinden Gazze’deki İslami Direniş Hareketi ile işgalci Siyonistler arasında ‘Ateşkes Antlaşması Müzakereleri’ sürdürülmektedir.

İslami Direniş, Siyonistlerin teklifi ne olursa olsun peşinen ret etmedi.

Her teklifi ciddiyetle inceledi, kendi aralarında istişare etti ve cevaplarını 3. taraf üzerinden iletti.

Geçen yılın mart ayında ABD’nin savunduğu ve olgunlaştırdığı, Siyonistlerin da kabul ettiği bir teklifi Filistinlilere sundular.

İslami Direniş, bu teklifi inceledi ve kabul ettiğini, hem taraflara hem de dünya kamuoyuna açıkladı.

Ama maalesef Siyonist rejim kendisinin verdiği ve kabul ettiği antlaşmayı kabul etmedi.

İslami Direnişin kabul ettiği her antlaşma metnine sonradan yeni maddeler ve şartlar ekleme yoluna gitti.

Bu yüzden şu ana kadar ne bir ateşkes, ne de bir esir takası yapılamadı.

Sıradan bir inek kesme meselesinde dahi Allah’la, kendi peygamberleriyle bu kadar cedelleşen, şımarık ve gayri ciddi davranan bu zihniyetle Müslümanlar, nasıl müzakere yürütülebilir, nasıl bir antlaşmaya varabilir?

Kabul ettikleri, ‘evet, tamam’ dedikleri altına imza attıkları antlaşma ve ahitlerine sadık kalmaları beklenebilir mi?

Bakara kıssasında geçtiği gibi nasıl ki israiloğulları ineği kesmek ve katili ortaya çıkarmak zorunda kaldılarsa bugün de Müslümanların isteklerini kabul edecek ve bu topraklardan defolup gideceklerdir.

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar