Kıymetli dost da illa bir şeyler paylaşma kaygısıyla yazıyor: “Muhasebe şuuru ile ve tecdide vesile olması dileğiyle yeni yılınızı tebrik ederim.”
Toplu savrulmaların suretinde hikmet arama zaafıyla vicdanındaki yığınla felsefi tartışmalara hazırladığı cevaplar da şarjöründe dizili:
“Gerçeklikten kopmanın ne lüzumu var. Dünyayla basit şeyler yüzünden ayrışmak doğru değil.”
“Mini vizyon, sıfır misyon ile basit mevzulara takılarak, şahsiyet iddiasında bulunmak, geçmişin romantizmi idi, oradan çıkmak gerek.”
“Kapitalist dünyanın bu takvimle ürettiği nice teknolojiyi iştahla tüketirken sorun çıkarmayan kendi’lik hamaseti kimin karnını doyurdu.”
Ve daha neler neler..
Kastedilen şey yeniliğin heyecanı mı? Bunu illa ki konuşuruz lakin modernitenin şamata vaktinde değil.
Bir yılın muhasebesi ve programı mı? Bunu da yad ederiz lakin Berat Gecesinde, sonra bir yıl için değil bin ay için yani 83 yıl için Kadir Gecesinde.
Hep birlikte tebrikleşme, sevinçleri çoğaltma, dargınlık ve küskünlükleri bitirme mi? Bunun da iki bayramda halli var. Aceleye telaşa gerek yok.
“Onlar, Ramazan Bayramını dört dörtlük kutlasınlar, müslümanlar da yılbaşı vs ritüellerini” demek de “leküm diniküm veliye dini” değil -haşa- “leküm dinina veliye diniküm” olacağı için bu iş malda ortaklığa benzemez.
Alemin vaziyeti pandemiden beri düzelmediği için gitgide tüm dünyada cafcaflı yılbaşı maskaralıkları sönük geçiyor.
Haliyle buradaki ayarsızların da keyfi eskisi kadar gıcır değil.
Bir de “2025’ten beklentilerim” repliği var. Bunun “uydum kalabalığa şuursuzluğu” ile rasgele söylenen aşvai ve lağvi türü bir yana, İslamsız sinelerdeki telaffuzunda sinsi bir dehrîlik var. Allah-ü Teala’nın zamanla alakasını koparan bir çeşit deizm yani:
“Dediler ki: “Dünya hayatımızdan başka hayat yoktur. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman yok eder.” Bu hususta onların bir bilgisi yoktur. Onlar sadece zanda bulunuyorlar.” (Casiye 24)
O yüzden boşverin onların eklentisini beklentisini.
Malum, darbelendiği için eskimiş olan Mısır’dan, Ürdün’den, Suud’dan ve diğerlerinden kimsenin bir beklentisi zaten yok.
Bu sene vasat umutların, Filistin’in yiğid erlerinden beklentisi herhalde Mahmud Abbas ve tayfasını rezil rüsvay edip hak ettikleri akıbete göndermeleri. İbrani rejimi yıkarak tüm yeryüzünü bir mutlak kötülükten daha kurtarmaları olurdu.
Bu sene tüm ezilmiş halkların, şımarık güçler karşısında Putin’den beklentisi, elindekini ardına koymadan atması, öfkesini artık blöf mlöf yaparak değil gerçekten ateşlemesidir.
Çin’den beklenti, Trump ile ringe çıkması. Minderin dışında dövüşmemeleridir.
Yeni Suriye’den beklenti, her açıdan durumun netleşmesidir, çoklarına güvensizlik hissi veren bazı belirsizliklerin süratle giderilmesidir.
Buradaki sosyal medya mücahidlerinden beklenti, “Allah gökte midir, yerde midir?” “Muaviye şu mudur bu mudur?” yerine, Kudüs davası için birlikte neler yapılabilir? Gazze ve Filistin için ortak noktada nasıl buluşulur? Milliyet, mezhep ve meşrep soslu aşırılıklara karşı beraberce nasıl mücadele edilir? Kemalist sistemin kutsanması nelere yol açtı? gibi işe yarar şeyleri tartışmalarıdır.
Yönetenlerden beklentiyi saymaya gerek yok.
Ne buyurmuştu binlerce yıl beklenen göz nurumuz Muhammed Mustafa(sav): "Sizin en hayırlınız, kendisinden hayır umulan ve asla kötülük beklenmeyendir.”
Hayal kırıklığı olmaktan Allah’a sığınırız, beklentimiz sonuçta Hak’tandır ya Hu.