Kanla yazılan sessizlik: Gazze’nin bitmeyen dramı...
Ah Gazze’m!
Nice acılar yaşadın, nice feryadlara tanık oldun, nice güzel ölümlere, şehadetlere şahit oldun,
Nice yetimleri bağrında barındırdın bir anne şefkatiyle...
Sen sana yakışanı en güzel bir şekilde yerine getirdin.
Fakat şu gafil ümmet senin kadar cesur, senin kadar fedakâr, senin kadar Allah’a teslim olamadı...
Öyle ki, üşümesin diye bağrında bebekleri saklayan molozlar kadar şefkati, izzeti kuşanamadı bu Ümmet...
Ah “bê kes” (kimsesiz) Gazzem! vallahi bu ölümlere sessiz kalan Ümmet’ de enkaz altında inliyor.
Ne bizi bu zilleten kurtaracak bir Musa’mız, ne ateşleri gülistana çevirecek İbrahim’lerimiz ne de cehalet ve zulmün babası olan Ebu Cehillere baş kaldıracak Muhammedîlerimiz kaldı...
Ah Gazze’m!
Bir toprak düşünün; denizin maviliğine uzanan ama çocukların hayallerine bile ulaşamayan bir coğrafya. Bir şehir düşünün; sabah güneşiyle değil, patlama sesleriyle uyanan… Adı Gazze. Yeryüzünde belki de en çok acıya tanıklık etmiş şehirlerden biri. Bugün, Gazze’nin dramı sadece istatistiklerden ibaret değil; bir halkın sessiz çığlığına dönüşen bir trajedi bu...
Bir Filistinli annenin gözleri anlatıyor en çok acıyı. Her sabah, hayatta kalan çocuklarını sayarak güne başlıyor. “Acaba bu gece uyurken üstümüze bir bomba daha düşer mi?” sorusu, onun göz kapaklarını her akşam korkuyla kapatıyor. Ceset torbalarının ağırlığı artık rakam değil, vicdanlara saplanan bir hançer.
Ah Sessizliğin Çığlığı olan Gazze’m!
Dünya, yaşananları görmezden gelmenin rahatlığında. Diplomatik açıklamalarla örtülmeye çalışılan bu trajedi, insanlığın suskunluk sınavına dönüştü. Oysa Gazze’de yankılanan her patlama sesi, insanlık onurunun yerle bir oluşunu haykırıyor.
Gazze’de insanlar artık “ne zaman öleceğiz?” sorusunu değil, “hangi parçamız bulunacak?” endişesini taşıyor. Evler yok, ilaç yok, umut yok… Ama bir şey hâlâ direniyor: Yaşama tutunma arzusu! Çocuklar, gözlerinde umut kırıntılarıyla molozların arasında oynuyor. Belki bir gün, yeniden bir bahar gelir diye…
Umutla yarınları bekleyen Gazze’m!
Gazze, sadece bir coğrafya değil. Orası, adaletin test edildiği yer. Orası, dünyanın vicdan aynası. Ve bu aynaya bakan herkes, kendi insanlığını görecek.
Bugün Gazze suskun. Ama bu suskunluk, bir çığlık kadar güçlü. Duymak isteyenler için hâlâ geç değil.
Gazze’nin sessiz çığlığını...
Duy ey Müslüman!
Duy ey zulme karşı kör ve sağır olan Dünya!
Duyun ey sözüm ona Müslüman liderler!
Duyun ey insan hakları savunucuları!
Duy ey henüz vicdanı ölmemiş insanlık!
Gazze’nin feryadını duy!