• DOLAR 32.562
  • EURO 34.99
  • ALTIN 2446.021
  • ...
Resulullah`ın Cennetteki Komşusu - 1
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Allah Subhanehü ve Teala`nın adıyla...

Hübeyb bin Adiy, Medineli bir sahabe olup Evs kabilesindendir. Peygamber Efendimiz Medine`ye hicret etmeden önce İslam ile müşerref oldu. Müslümanların hicreti esnasında muhacirlere çok yardımcı oldu, büyük faydaları dokundu. Bedir ve Uhud harbine katılıp, bu savaşlarda emsalsiz kahramanlıklar sergiledi. Özellikle Bedir harbinde müşriklerin önde gelen isimlerinden bazılarını öldürdü. Bu savaşlarda müşriklere karşı acımasız olduğundan, müşrikler kendisine ve diğer Müslümanlara kin gütmeye başladılar. Müslümanlara karşı oyun ve desiseler planlayıp intikam almak istediler. İntikam duygusu içerisinde kirli bir plan hazırlayıp uygulamaya başladılar.


Bu maksatla Mekke çevresindeki bazı kabileler ile anlaştılar ve bu kabilelerden bir heyeti Medine`ye göndermeyi kararlaştırdılar. Anlaşma yaptıkları heyete şunları tembihlediler. Medine gider, Müslüman olduğunuzu söylersiniz. Zekât vereceğiz, bunu almak ve bize İslam`ı öğretmek üzere öğretmen istersiniz. Sizlerle gelenlerin bir kısmını öldürür, böylece intikamımızı almış oluruz. Bir kısmını da hapseder, elimizde koz tutmuş oluruz.
 

Gözlerini mal, mülk, para, makam bürümüş insanlıktan nasibini almamış sahtekârlar heyeti, Medine`ye gelip Peygamberimize (s.a.v), "Bizler Müslüman olduk, bize Kur`an`ı okuyacak ve İslam dininin kaide kurallarını öğretecek öğretmenler ver" dediler. Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v) mal tutkunu sahtekârların sözüne pek inanmadı. Ama bu sözün yabana atılır cinsten olmadığını da düşündü. Zaten bu arada da Resulullah (s.a.v), Mekkeli müşriklerin savaş hazırlığı içinde olup olmadıklarını öğrenmek için 10 kişiden oluşan bir seriye (keşif kolu) hazırlamıştı.
Resulullah (s.a.v) heyetin "bize İslam`ı öğretecek öğretmen ver" isteği üzerine hazırladığı 10 kişilik seriyeyi; durumu araştırmak, incelemek ve ilgilenmeleri için gelen heyet ile beraber gönderdi. Asım bin Sabit başkanlığında ki seriye de, Halid bin Ebi Bukeyr, Mersed bin Ebi Mersed, Muattib bin Ubeyd, Abdullah bin Tarık, Zeyd bin Desinne ve Hubeyb bin Adiy adlı sahabeler bulunuyordu.
 

10 kişilik seriye gündüzleri gizlenip, geceleri ilerlemek suretiyle yol almaya başladı. Bir seher vakti Reci denilen suyun başında istirahat ettiler. Orada bir müddet dinlenip, Medine`den getirdikleri Acve hurmasından yediler. Gün doğmadan ayrılmaları gerektiğinden gizlenmeye karar verdiler. Yakınlardaki bir dağa çıkıp gizlendiler. Dağda ibadetlerini yaptılar, yanlarında bulunan Kur`an sahifelerinden okudular, birbirlerine Resulullah`tan bahsettiler. Seriye de bulunanların hepsinde Resulullah`ı görme isteği doğdu. Resulullah`ın aşkından ve hasretinden bazı sahabeler gözyaşı döktü. Hubeyb bin Adiy arkadaşlarına sabrı tavsiye etti. Sabredenlerin mükâfatlarının eksiksiz ve kesintisiz olacağını, yani Cennet olacağını söyledi. Arkadaşları Hubeyb`in güzel telkinlerinden sonra Allah`tan bir muştu almış gibi sevindiler.
 

Peygamber âşıkları sahabelerden oluşan seriye Reci suyunun başından ayrıldıktan sonra, Huzeyl kabilesinden koyun güden bir kadın suyun başına geldi. Suyun etrafında hurma çekirdeklerinin olduğunu görüp, bu çekirdeklerin Medine hurması çekirdekleri olduğunu anladı. Medine`den gelenlerin olduğunu düşünerekten, daha önce planlamış oldukları üzere bağırmaya başladı. Bağırma sesi ile Müslümanların yanında bulunan mal ve para tutkunu sahtekârlar heyeti, bazı bahaneler öne sürerekten Müslümanların yanlarından ayrıldılar.
 

Hemen gidip, Müslümanların yerlerini müşriklere haber verdiler. Müşrikler bu haber ile büyük bir sevinç yaşadı. Bedir ve Uhud harbinde yakınlarını kaybeden müşrikler, intikam alacakları duygusuyla hareket etmeye başladılar. Müslümanları öldürmek için ellerine tarihi bir fırsat geçmişti. Hiçbiri bu fırsatı kaçırma düşüncesinde değildi. Artık bekledikleri an gelmişti. Çünkü bu anı günler öncesinde tahayyül etmişlerdi. Büyük bir kin ve nefret ile Müslümanların üzerine saldırma kararı aldılar.
Allah`ın elçisi Resulullah`ın verdiği talimatlara harfiyen uymaya çalışan sahabeler, hıyanete uğradıklarından habersizdiler. Dağda gizlenmeye devam ediyorlar ve ibadetlerini aksatmıyorlardı. Geceleyin uyumadıklarından dolayı, gündüzleri sırayla uyuyorlardı. Mutlaka her an uyanık olan iki sahabe bulunuyordu. Ne olur ne olmaz diye tedbiri elden, tevekkülü de dilden düşürmüyorlardı. Onlar eğitimlerini yeryüzü tarihinin gelmiş geçmiş en iyi eğitmeninden almışlardı. Ve onlar gözlerin nuru Resulullah`ın elleri altında yetişmiş birer aydınlatıcı yıldız idiler.
 

Gözleri hak ve hakikate kör müşrikler ise, aldıkları kararı bir an evvel yerine getirmek için, 100 tanesi okçu toplamda 200 kişilik bir ordu ile 10 kişilik mustazaf sahabelere hunharca saldırmak için bulundukları dağı kuşattılar. Savunmasız Müslümanları dağın tepesinde ibadet ederken buldular. Oklar ile saldırmayı düşündüyseler de, sonradan akıllarına gelen alçakça düşünceler yüzünden vazgeçtiler. Müslümanları sağ yakalayıp işkencelerden geçirdikten sonra öldürmek istediler. Bu yüzden Müslümanların teslim olmaları için çağrıda bulundular. Çağrılarını bir kaç kez tekrarladılar.
 

Müslümanlar, komploya uğradıklarını anladılar ama iş işten geçmişti. Artık bir karar vermek zorundaydılar. Ya teslim olacaklar. Ya da kahramanca direnip şehit olacaklardı. Sahabeler kendi aralarında istişare yaptılar. Hubeyb bin Adiy teslim olmayı ret edip, kahramanca çarpışmak istiyordu. İstişare sonucunda Hubeyb bin Adiy`in kararı kabul edildi. Müslümanlar teslim olmayacak, 200 kişilik müşrik ordusu karşısında direneceklerdi. Hepsi de şehit olacaklarını düşünüyor ve birbirlerinden helallik istiyorlardı.
 

Birazdan Resulullah`ın üzerlerine titrediği sahabelerin şahadetinden dolayı yerler ve gökler gözyaşı dökeceklerdi.
 

Birinci Bölümün Sonu

Muhammet Şerif / Batman

Bu haberler de ilginizi çekebilir