• DOLAR 32.284
  • EURO 35.005
  • ALTIN 2444.464
  • ...
Ne Güney ne Doğu  TEHDİT BATIDAN
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

ABUZER ATASOY/DOĞRUHABER

NATO Zirvesinde sonuç bildirisi açıklandı. Türkiye`ye ilişkin açıklamaların da bulunduğu bildiride, ‘Güneyden` gelen tehditlerin bulunduğu belirtilerek, bunlara karşı tedbir alınacağı vurgulandı. Ancak güneyinde ve doğusunda İslam coğrafyası olan Türkiye`ye asıl tehdidin buralardan değil, başta 15 Temmuz hain darbe girişimini desteklemek olmak üzere her fırsatta Türkiye`ye müdahalede bulunan Batı`dan olduğu bilinen bir gerçek…

NATO Zirvesinde sonuç bildirisi açıklandı. 2 gün süren zirve sonunda açıklanan bildiride, Türkiye`ye ilişkin açıklamalar dikkat çekiyor.

Bildiride, Esed rejiminin önemli bir kısa menzilli füze envanterine sahip olduğu ve bu füzelerin NATO topraklarına ulaşabildiği belirtilerek, "Türkiye'nin, son 4 yılda üç kez Suriye'den fırlatılan füzelerin hedefi olmasından endişe duyuyoruz. Suriye'den kaynaklanan balistik füze tehdidini izlemeye ve değerlendirmeye devam ediyoruz." ifadeleri kullanıldı.

‘GÜNEYDEN KAYNAKLANAN TEHDİTLER`

Türkiye`nin güneyinden gelen tehditlere de vurgu yapılan bildiride, konuya ilişkin şu ifadelere yer verildi: “Güneyden kaynaklanan ve giderek artan güvenlik tehditlerine yanıt vermek için Türkiye'ye uyarlanmış güvence tedbirleri esasen tüm ittifakın güvenliğine katkıda bulunmaktadır ve bu tedbirler bütünüyle uygulanacaktır.”

MEHMET YAVUZ: ASIL TEHDİT, TÜM DARBELERDE ROL ALAN NATO`DUR

Brüksel`deki NATO Zirvesiyle ilgili gazetemize demeç veren HÜDA PAR Genel Başkanı Mehmet Yavuz, ne Türkiye`nin İslam dünyası için ne de İslam dünyasının Türkiye için bir tehdit oluşturmadığını, asıl tehdidin Türkiye`deki tüm darbelerde rol alan NATO olduğuna dikkat çekti.

NATO Zirvesinin, ABD-AB ilişkilerindeki gerginlik ve NATO`nun iç çekişmelerine sahne olduğunu belirten Yavuz, “Trump`ın ABD başkanı olmasını takip eden süreçte ABD politikaları iki şeye odaklanmıştır: Birincisi, siyonist terör çetesi israilin güvenliği, ikincisi ise Trump`ın aile şirketlerinin çıkarları” diye konuştu.

“Başını Trump`ın siyonist damadı Kuşner`le ekibinin çektiği ve Çin medyasının doğru ve yerinde tanımlaması ile bu ‘Kabadayılar Çetesi` dünyanın tamamını bu iki hedef için ateşe atmaktan asla çekinmemektedirler.” diyen Yavuz, Brüksel`deki NATO Zirvesi`nde yaşananların özetinin de bundan ibaret olduğunu vurguladı.

‘TRUMP, KÖRFEZ ÜLKELERİNDEN ALDIĞI KORUMA PARASINI, NATO`DAN DA İSTİYOR`

Küresel Haydut ABD`nin aynı gerekçelerle körfez ülkelerine “Sizi koruyan biziz! O halde bunun bedelini ödeyeceksiniz!” diyerek bu ülkelerin ümüğünü sıkıp milyarlarca dolarlarına ve petrol kaynaklarına el koyduğunu hatırlatan Yavuz, “Brüksel`de ise Rusya`ya yönelik ambargoyu genişletme, İran`ı çökertme ve Çin`e karşı ticari bir savaş başlatma şeklindeki şeytanî politikalarını dayatma, hatta açıktan tehdit yolu ile NATO`nun resmi politikası haline getirmek istiyor. Daha açık bir ifade ile Trump`ın Körfez Ülkeleri`nden onları koruma adı altında aldığı haraçı AB ülkelerinden de talep etmesi, NATO`yu kendi içinde tartışılır hale getirmiştir. Yayınlanan sonuç bildirgesi esas alındığında NATO`nun artık tamamen Küresel Haydut ABD`nin güdümüne girdiği açıkça ortaya çıkmaktadır.” açıklamasında bulundu.

“İSLAM ÜLKELERİNİN BİRBİRLERİNE HEDEF GÖSTERİLMESİ AKILLARIMIZLA ALAY EDİLMESİDİR”

Bildiride, Türkiye`nin güneyden Suriye ve İran tehdidi altında bulunduğunun dile getirilmesine de değinen Yavuz, meseleyi, “Bayatlamış bir ‘cambaza bak!` yöntemi”ne benzetti. Yavuz, “Bildiride israilin bütün bir Ortadoğu`yu yok edecek nükleer silahlara sahip olduğu gerçeğinin üstünün ustaca ve sinsice örtülerek İslam Ülkelerinin birbirlerine hedef gösterilmesi akıllarımızla alay edilmesidir. Çok net olarak ifade edelim: Ne Türkiye İslam dünyası için ne de İslam dünyası Türkiye için bir tehdit değildir! Aksine hem Türkiye hem de İslam dünyası için asıl tehdit ABD, israil ve bizatihi NATO`nun kendisidir!” diye konuştu.

‘NATO`NUN 15 TEMMUZ`DAKİ TAVRI DEVAM EDİYOR`

Türkiye`nin NATO`ya üye olduğu 1952`den bu yana NATO şemsiyesi altındaki süreç içerisinde bağımsızlığını büyük ölçüde yitirmeye başladığına dikkat çeken Yavuz, “Türkiye bu süreçte NATO`nun İslam Dünyası`na yönelik operasyonlarının da merkezi haline gelmiştir. 27 Mayıs 1960 ile başlayan darbeler sürecinde NATO`nun üstlendiği rol ve son tahlildeki 15 Temmuz gerçeği, Türkiye için asıl tehdidin kimler olduğunu hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak derecede ortaya koymuştur. NATO müttefiki Türkiye`de yeni sisteme geçişte Sayın Erdoğan`ın yemin merasiminde NATO`nun esamisinin bile okunmaması, 15 Temmuz`daki tavrın devam ettiğinin en açık göstergesidir. Hakikat-i hal bu olduğu halde Türkiye`nin bu dayatma ve açıktan tehditlere boyun eğmesi ayağına değil, kafasına kurşun sıkmasıdır. Çünkü Afganistan, Irak, Suriye ve Libya`yı parçalayan ABD ve NATO`nun hedefinde iki ülke kalmıştır: İran ve Türkiye!” dedi.

‘YA BAŞARACAĞIZ YA DA KURBAN OLACAĞIZ`

Son olarak İbn-i Haldun`un, “coğrafya kaderdir” sözüne değinen Yavuz, “Bu coğrafyadaki ülkelerin kaderleri de birbirine bağlıdır. Küresel haydutların hedefindeki bu ülkelerin NATO ile diğer güçlü ülkelerin çıkar çatışması ve çelişkilerinden de istifade ederek bir araya gelme, beraber hareket etme ve bu haydutların boş ve kof tehditlerine pabuç bırakmamaya çalışmaktan başka bir seçenekleri kalmamıştır. Ya birlikte başaracaklar ya da-hafizanallah-tek tek kurban olacaklar!” açıklamasında bulundu.

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir