• DOLAR 32.253
  • EURO 34.703
  • ALTIN 2398.369
  • ...
6284 kanunu AİLEYİ KORUMUYOR DAĞITIYOR
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Muhsin Şenol-DOĞRUHABER

2011 yılında İstanbul`da imzalan anlaşmadan sonra ‘Kadına Şiddet` haberleri giderek arttı. Aile içi şiddet ve kadın cinayetlerinin artışınınen büyük sebebi ise 2012 yılında çıkarılan ve bu anlaşmaya dayandırılan 6284 numaralı kanun olarak gösteriliyor. Bu kanun ile ailenin korunması hedeflense de değerlerimizden uzak bu kanun, ailenin dağılmasına sebep oluyor. Aile içi şiddetinde o tarihten itibaren arttığını belirten Aile Danışmanı Sema Maraşlı, “Bu kanununen önemli özelliği sadece kadının beyanı ile erkeğin cezalandırılmasıdır. Kadını şiddetten koruyalım diyerek erkeklere şiddet uygulanıyor.Böyle bir adaletsizlik başka hangi ülkede var ” diye sordu.

“DİĞER ÜLKELER ÇEKİNCE KOYARAK İMZALADIKLARI HALDE TÜRKİYE HİÇBİR ÇEKİNCE KOYMADAN İMZALADI”

Aileyi korumak için yapılan fakat aileyi dağıtan 6284 numaralı kanun maddesinin Türkiye`nin 2011`de imzaladığı İstanbul Sözleşmesi`ne dayandırıldığından bahseden Sema Maraşlı, “ Bu sözleşme kadına yönelik şiddet konusunda bölgesel olarak hazırlanmış ilk Avrupa Konseyi Sözleşmesi diye geçiyor. İstanbul Sözleşmesine “Kadını tanrıça ilan eden sözleşme” de diyebiliriz. İmzalayan diğer ülkeler çekince koyarak imzaladıkları halde Türkiye hiçbir çekince koymadan imzaladı.İstanbul Sözleşmesi, bu yıl mart ayında Hırvatistan`da görüşülmeye başlamadan muhafazakârlar “Aile değerlerini zayıflatıyor” diye sözleşmeye tepki gösterdi. Bu kanun kadına yönelik fiziksel şiddete ceza verse ‘tamam` diyeceğiz. Gerçi bunun için de ayrı bir kanuna gerek yok. Ceza kanununda zaten şiddeti önleyecek düzenlemeler ve cezalar var. Fakat bu kanun ile cinsiyetçiliğin en âlâsı yapıldı ve kanun kadınlara özel çıktı ve kapsamı çok geniş.” dedi.

“KANUN MADDESİ FEMİNİST KADIN DERNEKLERİ İLE HAZIRLANDI”

Kanunun Fatma Şahin`in Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olduğu dönemde meclisten geçirildiğinibelirten Maraşlı, “ Fatma Şahin, bu kanun maddesini,  çoğunluğu feminist kadın dernekleri ile oturup hazırladı bunu da alenen yaptı. Hükümet yetkilileri de “böyle adaletsiz kanun olur mu, feministlerin oyununa mı geliyoruz” demeden kabul ettiler. Bu sözleşmeye göre “tanrıça kadına” yönelik “fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddet” uygulayan en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Fiziksel şiddet cezalandırılsın fakat cinsel, ekonomik ve duygusal şiddet tanımı çok geniş. Kanunda 26 madde var, şiddet olarak belirtilmiş, fakat bu maddeler yoruma açık.” ifadelerini kullandı.

“GERÇEKLEŞME İHTİMALİ BİLE ERKEĞE CEZA GELMESİ İÇİN YETERLİ”

Kanun maddesinde geçen şiddet tanımının yoruma açık olduğunu örneklerle açıklayan Maraşlı, “Misal cinsel şiddet konusu, bir kadın kocasının haftada iki kez onunla birlikte olmasını cinsel şiddet olarak algılayabilir. Şimdi bir kadın ‘kocam haftada iki kez benimle birlikte olmak için ısrar ediyor hayır deyince zorluyor` diye şikâyet etse erkeğe hemen ceza gelir. Bir diğer şiddet konusu ise ekonomik şiddet. Kadın kocasının onun ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığını düşünür ve şikâyet ederse erkek suçlu sayılır ceza alır. Erkeğin kazancı ne kadardır, kadının istekleri mi fazladır, önemli değil. Duygusal şiddetin tanımı ise daha geniş. Kadın “kocam bana çiçek getirmiyor deyip üzülse al sana kadına şiddet. Gerçi kanuna göre bu ağır şiddet (!) hareketlerinin gerçekleşmesi gerekmiyor, gerçekleşme ihtimali bile erkeğe ceza gelmesi için yeterli.” şeklinde konuştu.

“KADINI ŞİDDETTEN KORUYALIM DİYEREK ERKEKLERE ŞİDDET UYGULANIYOR”

Kadınlar erkeklere yönelik her türlü şiddeti yapabilirler fakat erkekler, kadın ne kadar suçlu olursa olsun kadınları incitecek söz, davranış ve fiillerde bulunamazlar, bulunurlarsa “kadını incitmekten” suçlu ilan edilirlerdiyen Maraşlı şöyle devam etti:  “İstanbul Sözleşmesi`ne dayanan 6284 numaralı kanununen önemli özelliği sadece kadının beyanı ile erkeğin cezalandırılmasıdır. Kadını şiddetten koruyalım diyerek erkeklere şiddet uygulanıyor. Erkeğin meşru müdafaa hakkı elinden alınıyor. Erkeğin beyanı hiçbir şekilde önemli olmuyor.Erkeğin gerçekten suçlu olup olmadığına bakılmıyor.Cinsiyetinden dolayı erkek, kadına karşı baştan suçlu ilan ediliyor. Bu da adalet ilkesine aykırıdır. Bazı cani erkeklerin yaptıkları şiddet sebebi ile bütün erkekler potansiyel suçlu görülüp yargısız infaz ediliyor.”

“ERKEĞİN BARIŞMAYA ÇALIŞMASI BİLE YASAK”

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 numaralı kanun maddesinihem adalete hem aileye vurulmuş en büyük darbe olarak niteleyen Maraşlı, “6284 ile en çok uygulanan ceza erkeğin evden uzaklaştırılmasıdır. Kadın herhangi bir sebeple kocasını şikâyet ettiğinde erkek evinden atılıyor, belli bir mesafede eve yaklaşmaması gerekiyor, karısı ile konuşup iletişime geçmesi, barışmaya çalışması bile yasak. Bu arada aylarca çocuklarını da göremiyor. Bir erkek evden atılınca nerde kalır; ne yer ne içer, devletin zerrece umurunda değil, daha bir de onu evden attıran karısına nafaka bağlıyorlar, erkek atıldığı evin faturalarına kadar ödemek zorunda. Böyle bir adaletsizlik başka hangi ülkede var acaba? Diyerek sözde kadını koruma kanunun oluşturduğu sıkıntıları anlattı.

2015`TE EVDEN UZAKLAŞTIRILAN KOCALARIN SAYISI: 190 BİN

Çıkartılan kanunla birlikte evinden attırılan koca sayısının arttığını belirten Maraşlı, “Kocasını polise şikâyet ederek sokağa attıran kadın sayısı 2006`da 4.884 iken bu rakam 2015`te 190 bine ulaşıyor. Fakat sayının 190 binden çok fazla olduğuna eminim. Zira geçmiş yıllarda bir yıl içinde sadece İzmir`de 15 bin kadının kocalarını evden attırdığı haberi vardı. Bir tek İzmir`de bir yıl içinde 15 binse, evden atılan erkek sayısı yüzbinleri geçmiştir. Bir de evden atıldıktan sonra çocuğunu görmeye çalışan ya da karısına barışma mesajı gönderdiği gibi sebeplerle iletişime geçmek de suç sayıldığı için hapis cezası alıp hapse giren erkekler de çok var. Bu kanundan sonra kadına şiddet hiç olmadığı kadar arttı: Son 7 yılda kadına şiddetin yüzde 1400 arttığını söyleniyor. Son 7 yıl İstanbul sözleşmesi ile başlıyor ve 6284 ile her geçen gün artıyor. Evinden atılan erkeklerin psikolojileri bozuluyor, cinnet geçirenler oluyor. Bu da cinayetlere sebep oluyor.” dedi.

KOCASINDAN ŞİKÂYETÇİ OLAN KADIN JANDARMA EVE GİTMEDEN BARIŞABİLİYOR

Bu kanundan sonra boşanmaların arttığına da değinen Maraşlı şöyle devam etti:“Kadınların şikâyet edeyim biraz burnu sürtülsün, benim her dediğime he desin diye basit sebeplerle evden attırdığı kocaların çoğu eve geri dönmemiş. Evinden atılmak hem de basit bir sebeple erkeklerin çok ağırına gidiyor. Evinden atılmış bir adamın o eşle tekrar yaşaması onunla mutlu olması pek mümkün değil. Bu kanundan sonra aile huzursuzlukları arttı. Feministler tarafından beyni kirletilmiş kadınlar, gaza gelip kocalarını şikayet edip sonra pişman oluyorlar fakat kadın artık istese de şikayetini geri çekemiyor. Çekse de devlet erkeğe 3 bin lira civarı bir ceza veriyor ve bu parayı devlet alıyor. Bir jandarma anlatmıştı, kadının biri “kocamdan şikayetçiyim” diye bizi aradı, dağın başında bir köyden. Bizim merkezden ulaşmamız 2 saat sürdü. Biz varana kadar karı-koca barışmışlar. Kadın ‘ben şikayetçi değilim` dedi fakat biz işlem yapmak zorundayız, ceza kestik. Kadının ayağında bir giyecek ayakkabısı bile yoktu öyle fakirdi fakat bu cezayı kocası ile birlikte ödemek zorunda. İşin bir de böyle bir tarafı var.”

“ACİLEN SÖZLEŞMEYİ FESHEDİN”

Bu zulme son verilmesi gerektiğini belirten Maraşlı, “Aileye en büyük darbeyi vuran bu kanun acilen düzeltilmeli. Hükümetin acilen bu sözleşmeyi iptal etmesi ve kanun maddesini kaldırması lazım. İstanbul Sözleşmesinin fesih ile ilgili bölümünde şöyle yazıyor: “Herhangi bir taraf, herhangi bir zaman diliminde, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine yapacağı bir bildirimle işbu sözleşmeyi feshedebilir.” Acilen sözleşmeyi feshedin. 6284`ü de iptal edin.” şeklinde konuştu.

“KANUN ÇIKTIĞINDAN BERİ KADINA ŞİDDET HİÇ OLMADIĞI KADAR ARTTI”

Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`a seslenen Aile Danışmanı Sema Maraşlı, “Bu ülkede yüz binlerce erkek bir telefonla suçsuz yere evinden atıldı, bu zulmü yaşadı ve yaşıyor. Delilsiz ve belgesiz, kadına herhangi bir şiddet uygulamadığı halde tartışmada karşılıklı bağrıştıkları halde psikolojik şiddet bahanesi ile erkekler evlerinden atılıyor. Karısı ile barışmak isterse para cezası, hapis cezası veriliyor. Bu ülke bizim ülkemiz. Bu yapılanlar anayasa ve insan haklarına aykırı. “Kadına şiddeti bitirmek” gibi masum görünen, kuzu postuna bürünmüş kurt misali bu kanun çıktığından beri kadına şiddet hiç olmadığı kadar arttı. Yapılan haksızlıklar karşısında cinnet geçiren erkekler şiddete yöneldi. Kadın korunmak isteniyorsa bunun yolu asla bu olamaz. Sayın Cumhurbaşkanım! Bir zulüm kanunu da “Nafaka Kanunu” Boşanmış bir karı kocayı nafaka bağı ile birbirine bağlamak, erkeği artık ona yabancı olan bir kadını beslemek zorunda bırakmak ve bir yabancıya karşı borç altında tutmak, yeni bir hayat yeni bir evlilik kurmasına engel olmak… Belli bir yaşı geçmiş evladına bile nafaka vermek zorunda olmayıp, yüzünü unuttuğu eski karısının geçimini sağlamak zorunda olmak… Bu zulmü yüz binlerce insan yaşıyor.” Diyerek bu gerekli düzenlemelerin ivedilikle yapılaması gerektiğinin altını çizdi.

Bu haberler de ilginizi çekebilir