Bismillah.

Elleri öpülesi anneler! Acaba annelik makamının ne derece farkındayız?

Emperyalist ve şer güçler yıllarca annelik makamını ortadan kaldırmak için ellerinden geleni yaptılar. Genç kadınlarımıza sanki çocuk büyük bir yükmüş gibi, “Çocuk olsa da olur olmasa da olur. Senin için önemli olan kariyerini ve ekonomik özgürlüğünü önce garanti altına almandır” gibi telkinlerde bulunarak yıllarca çocuk sahibi olmalarını engellediler. Maalesef bu oyunlara gelen bilinçsiz kadınlarımızın biyolojik yaşı çocuk doğurmayacak seviyeye geldi. Dolayısıyla annelik duygusunu tatmayan kadın, içindeki çocuk sevgisini ve annelik duygusunu hayvan besleyerek ve sanki çocuklarıymış gibi bakarak gidermeye çalışmakta.

Bizim burada hayvan sevgisine diyecek bir sözümüz yok. Fakat annelik gibi kutsal bir görevi ortadan kaldırma adına kullanılmasına karşıyız. İtikadı sağlam olan annelerin bu oyuna gelmeyeceklerinden de eminiz. Ama maalesef şimdilerde de çocuk sayısını bir veya ikiye düşürme oyunları tezgâhlanmaktadır. Teyze, hala, dayı, amca gibi büyük aile kavramlarını ortadan kaldırarak aile sayısını en aza indirerek aynı zamanda Müslüman ümmetinin nüfusunu en aza indirmeye çalışıyorlar.

Emperyalist güçlerin çevirdiği bu oyunlar toplumun üzerinde büyük bir etki bırakmakta ve maalesef Resullulah (sav)’ın “Evleniniz ve çoğalınız; kıyamet günü ümmetimin çokluğuyla övüneyim” (İbn-i Mace) hadisini neredeyse unutturacaktır. Bizler bilinçli anneler olarak bu oyunlara gelmeyelim!

Başka bir konu da evlilik müessesinde aile saadetinin sürdürülebilmesi için çocuk faktörü büyük rol oynamaktadır. Her ne kadar annelik zor bir zanaat ise de; Kur’an ve sünnetin ışığında hareket edersek emin olun ki hem bu dünyada hem de ahirete bunun karşılığını fazlasıyla göreceğiz inşallah. Bu minvalde sizlerle Beyazıt Bestami (KS)’nin naklettiği bir cennette yaşanacak olan bir kıssayı paylaşmak istiyorum…

Annelere cennet taçlarının takılması için cennette özel bir toplantı yapılır. Cennet halkının tamamı bu toplantıya davet edilir. Herkes geniş bir halka olmuştur. En içteki halkayı anneler oluşturur. derken bir melek gözleri kamaştıran bir ışıltıyla oraya gelir. Elinde rengârenk çiçeklerle süslenmiş pas parlak bir tacı havaya kaldırıp;

“Bu taç cennetteki annelere takılacak özel bir taçtır” deyip üzerindeki değerli taşlardan yapılı çiçekleri bir bir anlatmaya başlar;

“İlk gördüğünüz yeşil çiçek ZÜMRÜT TAŞI olup annelerin evlatlarına karşı sabır ve tahammülü içindir. Siz anneler onların her hallerine, hastalıklarına, hatalarına, yanlışlıklarına, huysuzluklarına tahammül ettiniz. Yaralarının iyileşmesinin, ateşlerinin düşmesini beklediniz.

Şu YAKUT TAŞI çiçekleri onları doğru yola yönlendirdiğiniz için. Siz onlara Allah’ın emirlerini öğretmeseydiniz, şimdi burada sizinle beraber olmazlardı. İhtiyaç anında hep yanlarında oldunuz, onlara zaman ayırdığınız ve karşılıksız sevdiğiniz için taçlarınıza safir taşlı çiçekler konuldu.

Şu LAL TAŞI çiçekleri secdede ve dua halinde iken evlatlarınızın Allah’a iman eden salih bir kul olması için ettiğiniz duaların karşılığıdır.”

Melek, sözlerine şöyle devam eder;

“Çiçeklerin ortasına yerleştirilmiş şu İNCİ TANELERİ de sizin yaptığınız fedakârlıklar içindir. Çocuklarınız bazen bu fedakârlıklardan haberdardır. Bazen de hiç bilmediler. Ve nihayet şu taşların en büyüğü olan kırmızı ELMAS TAŞI çocuğunu kaybetmiş anneler içindir.”

Ve sözlerini şöyle tamamlar...