Birçok yozlaşıp aşınan değer gibi bugün eğitim anlayışı ve eğitimin sembolu haline gelen okula yönelik bakış açılarımız da yozlaşmış durumda. Son derece indirgemeci ve işin özünden kopuk, ezbere dayalı ve klişelerden müteşekkil bu eğitim anlayışının ülkemizdeki tezahürü; sorgulamaktan yoksun ve teslimiyetçi bir anlayışa bürünmüş durumda. Okulun ve idarecilerin her dediğini yapmak zorunda hisseden sayın velilerimiz okulda verilen eğitimin içeriği ile alakalı görüş ve istek bildirmeyi sadece notlar konusunda yerine getiriyorlar. Okulda okutulan daha doğrusu dayatılan bazı lüzumsuz derslerden tutun da zil sesine varasıya kadar tamamen öğrencinin ahlaki olarak dejenere olmasına odaklı bir sistemin çarkı dönüyor. Yıllardır dayatılan her uygulama ve kuralı teslimiyetçi bir kafayla onaylayan, sorgulamayan ve entegre olan veliler oldukça bu çark daha çok döner ve ezip geçer tüm değerleri. Yarıyıl tatili oldu ve karneler alındı. Karne gününe has daha çok soyunma daha doğrusu giyinmeme yarışına giren bayan öğretmenlerin hiçbir ahlaki değer tanımamasına mı yoksa tesettürlü ve muhafazakar velilerin onlarla karne pozu vermek için yarışmasına mı, okulun koridorlarında ve girişlerinde malum resimle poz çektirmek için can atmasına mı hayret edeceğime şaşırmış durumdayım. Herkes istediğini giyebilir, herkesin özgür iradesi, kimsenin karışmaya hakkı yok seslerini duyar gibiyim. Okulun içinde bir an çarşaflı, peçeli öğretmenlerin sınıflara girip çıkrığını hayal ettim. Ve böyle özgürlük üzerinden duyar kasanların tepkisini düşününce hiç de iyimser bir tablo gözümün önüne gelmedi. Neden inancımızla tamamen zıt olan yaşantı şekillerini ve ideolojileri tasdik ediyor dahası onları onaylıyoruz. Evet herkesin yaşantısı kendinedir el hak. Fakat bir eğitim kurumunda ve eğitmen profilindeki insanların ahlak ve giyim konusunda bir ölçüye uyması gerekmez mi? Dahası buna itiraz etmek ya da daha pasif bir eylem olan onunla aynı kareye çocuğu ve kendini koymamak gerekmez mi? Sabahın alaca karanlığında masum yavrularını bu sözde çağdaş kurumlara gönül rahatlığı ile teslim edip okuldaki eğitim ve öğretimin takipçisi olmayan, öğrencideki menfi tesirleri izale etmeye çalışmayan, onu kendi çabası ile imani olarak donatmayan, bu sistemin değişmesi için kafa yormayan, herşey süt limanmış gibi davranan ebeveynler bu masum yavrularda meydana gelecek tüm olumsuzluklardan dolayı Allah'a hesap verecektir. Başarıyı notlardan ibaret gören, erdem, ahlak, inanç, saygı ve merhamet noktasında hiçbir kaygı gütmeyerek gidişata gülümseyen sayın veliler bunun vebalini çekecektir. Öğretmenin ve okulun her yaptığı şey doğruymuş gibi, her dayattığını yapmak zorundaymış gibi davranmak çocuğa Allah'a ittati değil okulun emirlerine itaati öğretecektir. Adeta okullara kutsiyet atfederek okul odaklı bir yaşam şekli kuran veliler netice itibari ile çoğu zaman çok istedikleri başarılı performansı da öğrencide göremiyorlar. Evet hedef insaniyette kalabilmek olmalı. Bir değil birçok okul bitirmiş olup insanlıktan ve merhametten nasip almamışlarla dolu toplum. Kılık kıyafette mahremiyet ölçülerine uymayan üniformalar noktasında, okuması zorunlu tutulan fakat uygunsuz içerikli kitaplar noktasında ve bir çok inanç ve değerlerle çelişen konuda itiraz etmek gerekiyor. Öğretmenden onay ve güler yüz görmek için kırk takla atmak yerine yanlış ve zararlı yönleri düzeltmek adına sisteme müdahale etmeye davet ediyorum herkesi bir anne olarak, bir veli olarak. Geleceğimiz ve kıymetlilerimiz olan çocukları Allah bize emanet etti ise hem bedenini hem ruhunu ve zihnini bulandıran, fıtratını bozan her akıma, fikre, ideolojiye ve temsilcilerine karşı tüm varlığımızı ortaya koymaya değmez mi?
Çok Okunan Haberler
Türkiye markalı çekirdekler marketlerden toplatılıyor
Dünyanın en uzun ve en derin şehirlerarası su altı karayolu yapılıyor
Parayı çevirme taktiğine ceza geliyor
Bahçenizi iyi inceleyin.. Taşı altın sanıp sakladı, altından daha değerli çıktı
Boykot edilen çay markası Türkiye'de üretimini durdurdu
Kimyasal zehrin en fazla olduğu sebze ve meyveler