• DOLAR 32.455
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...

 

Şehrin sakin sokakları iki kardeşin kavgasıyla tam bir harp meydanına dönmüştü. Çocuklar hacimlerinden daha büyük bir gürültü çıkarmak suretiyle bütün sokağı velveleye vermiştiler. Öyle ki; esnaflar işlerini bırakmış, evlerden insanlar dışarıya çıkmışlardı. Hatta yakındaki dergahta ilim öğrenenler ve inzivada bulunanlar bile kendilerini bir anda sokakta bulmuştular.

Çocukların; kulakları sağır, gözleri kör olmuştu adeta. Ha bire tekme sallıyor, yumruk savurup bağırıyorlardı. Kimse onları sakinleştiremiyordu.

Nihayet şehrin şeyhi Ebu Bekir Eş-Şibli de dergahtan dışarı çıkmıştı. Ne büyük saadet ki, çocuklar onu tanıyıp saygı duymaktaydılar. Bu yüzden de onun müdahalesiyle sakinleşmiştiler. 

Şeyh: Nedir mesele? Neyi paylaşamıyorsunuz, diye sorunca iki çocuktan daha iri olanı sıkı sıkıya kapalı tuttuğu avucunu açarak şeyhe gösterdi.

Çocuğun avucunda tek bir tane ceviz vardı. Hırpalandığı her halinden belli olan diğer çocuk hemen söze girdi, o ceviz benim, onu ben buldum. Abim zorbalıkla onu benim elimden aldı, dedi.

Abi altta kalır mı hiç, ne alakası var? Onu önce ben görmüştüm ama sen hemen atlayıp aldın.

Şeyh ve çevredekiler şaşkındılar. İki kardeş tek bir ceviz için bir birlerinin hem kalplerini kırmıştı hem de yara bere içinde kalacak şekilde vuruşmuştular.

İmam, tamam ver bakayım o cevizi bana, deyince, ceviz elinde olan çocuk çaresiz cevizi uzattı.

Cevizi alan imam, yazık değil mi bir ceviz için bu hale düştünüz babında bir nasihatten sonra, ben şimdi bu cevizi kırıp size eşit bir şekilde paylaşacağım, deyince her iki kardeş de mecburen, evet, demişlerdi. 

Yerden aldığı taş ile cevizi kıran İmam şaşkınlık içerisindeydi. İmam hiç konuşmadan cevizin her bir parçasını bir çocuğa vermişti. Şaşkınlık sırası şimdi de çocuklardaydı. Çünkü ceviz kof çıkmıştı. Yani içi boştu. Çocuklar onca tantanayı sadece içi boş bir ceviz için yapmıştılar.

İmam içine dönmüş kendisine nida edilen sesi dinliyordu. İçinden gelen ses “Eğer gerçekten paylaştırıp kısmet dağıtan biriysen, şimdi bunu taksim etsene!”diye ona ders veriyordu adeta.

İmam çocuklara dönüp, bütün bu kavga içi boş bir ceviz ve kuru bir hiç içinmiş, der.

İşte dünya ve dünyalık kavgası, makam mevki hırsı da aynen böyle… O iki kardeş gibi dünyalık uğruna habire bir birimizi yiyip duruyoruz. Ama, uğruna kavga verdiğimiz şu Dünya’nın Allah Teala indinde o içi boş ceviz kadar bile kıymetinin olmadığını ise hep unutuyoruz.

Rabbim o boş cevizin içini, salih amellerle doldurmayı nasip etsin…

Selam ve Dua ile…