• DOLAR 34.597
  • EURO 36.65
  • ALTIN 2910.41
  • ...

7-8 Mart tarihlerinde bölgenin kalbi Diyarbakır`da “Kürt Meselesine İslami Çözüm” konulu bir çalıştay gerçekleştirilecek.

Bölgede faaliyet gösteren birçok İslami Sivil Toplum Kuruluşunun katılımı ve Türkiye`de faaliyet yürüten birçok üst çatı Sivil Toplum Kuruluşu ve kanaat önderinin desteğiyle gerçekleştirilecek olan çalıştayda, Kürt Meselesi ve Çözüm süreci bütün boyutlarıyla değerlendirilerek İslami çözüm önerileri ortaya konulacak. Yani Kürt sorunu için İslami çözüm önerileri değerlendirilecek.

Buna benzer birkaç çalışma daha önceki yıllarda yapılıyordu. Bu çalışmalardan biri Kasım 1992`de Mazlumder tarafından Ankara`da düzenlenen Kürd Sorunu Forumu, bir diğeri 2010 Temmuzunda Özgür-Der tarafından, diğeri de Ocak 2015`te IHH tarafından Diyarbakır`da yapılan çalışmalardı.

Özellikle 6-7 Ekim 2014 olayları Müslüman kitlelerin Kürt meselesine daha fazla eğilmeleri gerektiğini açığa çıkardı. Bölgenin kaderi sadece sol yapılara teslim edilemeyecek kadar önem ifade etmekteydi. İşte tam bu atmosferde gerçekleşecek olan ve arkasında ciddi bir iradenin olduğu belli olan bu çalıştay umarız ki bölgenin kaderinde Müslümanların da daha etkin olmasının yolunu açar.

Çözümün adı İslam`dır…

İslam zamanlar ve zeminler ötesi bir gerçekliktir. O hayatı kuşatan ve hayatın her alanında oluşabilecek sorunlara çözüm üretecek kapasitede ve donanımdadır. Bugün yaşadığımız sorunların, toplumsal travmaların altında İslamsızlık veya eksik/yanlış İslam anlayışı yatmaktadır.

İslam, alemlerin yaratıcısı ve terbiye edicisi olan Allah`ın insanoğluna gönderdiği kurtuluş reçetesidir. O reçeteler uygulanmadıkça insanlığın huzura ermesi mümkün değildir.  O insanlığın kurtuluşu ve huzurudur. Her ilkesi insanlığa hayat veren bir ab-ı hayat, huzur veren bir iksirdir.

Hayat içerisinde var olan her sorunun çözümü ile ilgili bir çözüm önerisi İslam`da mutlaka vardır. Zaten sorunların ana kaynağı İslamsızlıktır. Çünkü İslam fıtrata uygun olandır. İslamsızlık da fıtrat dışılıktır.

Kürt meselesinin oluşumunun ana temelinde ulusalcı, Türkçü anlayış, tek tipçilik var olmuştur. Fransız ihtilali ile beraber ulusalcı akımlar yaygınlaşmış bu arada o zamanın devlerinden biri olan Osmanlı da bu yayılmanın etkisinde kalmıştır. Daha sonraları İttihat Terakki çizgisinde belirginleşen bu batıcı ve ulusalcı dalga yeni kurulan cumhuriyetle kendisini rahat bir çalışma alanının içinde bulmuştur.

Sorunu bu hale İslam getirmedi. Bu hâl İslamsızlığın yansımaları. İslam`a değer verilmeyişinin, hakkının eda edilmeyişinin yansımaları. Öyleyse öncelikli çözüm İslami bir değişim ve dönüşümdür. Çözümün adı İslam`dır.

Elle tutulur çözümler…

Fakat artık gelinen noktada geçmişi tahlil etmek önem ifade etse de sorunun çözümü için yeterli olmayacaktır. Sorun şuradan kaynaklandı, buradan kaynaklandı tartışmasından çok bundan sonrasında ne yapılabilir tartışmaları daha fazla fayda getirir kanaatindeyim.

Bugün idealist bir yaklaşım ile en mükemmeli talep etmek yerine, biraz daha realist/gerçekçi olmak ve var olan üzerinde değerlendirme yapmak daha sağlıklı sonuçlar doğurur. Artık masada elle tutulur, gözle görülür çözüm önerileri var olmalıdır. Eğitimden, kültürel yapıya, edebiyattan sanata Kürt toplumunun dinamikleri artık İslami yapılar tarafından dillendirilmeli ve bu noktalarda çalışmalar bugünkünde daha fazla yapılmalıdır.

Irkçılık ayrı, bir ırkın haklarını savunmak ayrı şeylerdir. Bu iki çizgi arasındaki hassas dengelere dikkat edilmelidir. Irkçı yaklaşımlar İslamsızlığın sonuçlarıdır. Asabiyetin olduğu yerde İslam kendine yer bulamaz. Çözüm adalet temelli bir barış ve kardeşlik ortamının sağlanmasıdır.

Gen uyuşmazlığı var…

Öncelikli olarak Kürt toplumu ve bugün Kürtlerin içinde bulunduğu konjektür nasıl anlaşılıyor. Var olan sorunlar nasıl tanımlanıyor. Sorun ile ilgili okumalar hangi ideolojik temellere dayandırılıyor bunları çok iyi irdelemek gerekir. Örneğin PKK sol/sosyalist yapısı ile bugünün dünyasında dindar sayılabilecek olan Kürt toplumunun yapısıyla uyuşum sağlayabilir mi? Mümkün değil. Ortada gen uyuşmazlığı var.

Kemalizmin yan kolları olarak yapılan tanımlamalar sorunun çözümü değil, yeni sorunların başlangıcı olacaktır. Denenmiş olanı bir daha denemeye gerek yoktur. Ulusalcı anlayışlar Kemalizm ile bu topraklarda miadını doldurmuştur. Türk Kemalizminin yerine Kürt Apoizmi soruna çözüm değil, soruna yeni bir sorun katmadır.

PKK Kürt toplumundaki boşluk dönemlerini çok iyi kullandı. İslami yapılar bilinçli şekilde sistem tarafından baskı altında tutulurken bu boşluk zamanlarından sol yararlandı. Bugün Kürt toplumu içerisinde artık bir PKK ve sol gerçeği de var. Bunlar görmezden gelinerek bir şeyler elde edilemez. PKK tüm Kürtleri ifade etmediği gibi Kürt realitesi içerisinde yok da sayılamaz.

İhaleye girmeden hak ediş almak…

Bununla beraber İslamcı yapıların toplumsal etkin olabilmek adına üzerlerine düşeni yeterince yapmadıklarını söylersek haksızlık etmiş olmayız. İslami yapılar bugün Kürt meselesinde etkin olmak istediklerinde Kürt toplumundan, ihaleye girmeden veya ihaleye girip iş başlatmadan hak ediş almak istedikleri şeklinde bir eleştiriye maruz kalıyorlar. Kısmi olarak bu eleştiri doğru olsa da yani İslami yapılar Kürt dili, edebiyatı ve kültürel yapısının gelişimi için sol yapılar kadar bedel ödememiş olsa da gelinen noktada geçmişi kalkıp sövmenin anlamı yoktur.

Kürt Sorununa İslami Çözüm…

İslami yapılar muhteşem bir hazinenin üstünde duruyorlar. Eğer ellerindeki kenz-i ummanın değerini bilirlerse bu toplumun tüm sorunlarına çözüm getirebilecek bir potansiyeli barındırıyorlar. İslami yapılar Kürt toplumu lehine yeni bir sürecin startını verebilir, hakların eşitlik ve adalet temelinde yeniden ele alınması gerektiğini haykırır ve bu başlatılan süreci kesintisiz devam ettirirlerse Kürt Sorununa İslami Çözüm artık masada bulunan ciddi bir kart halini alacaktır.

Unutulmamalı ki tüm milletlerin olduğu gibi Kürtlerin de kurtuluşu İslam`da ve İslami bir yaşamdadır. Adalet üzere bir birliktelik ancak bu ilkeler çerçevesinde gerçekleşecektir.