• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

M.S 722’de başlayıp 1492’de son Müslüman devletin yıkılmasıyla nihayete eren Reconquista Projesine İspanyolca ‘Yeniden Fetih’ deniliyor.

Başta İspanyollar olmak üzere tüm Avrupa Hristiyanları, Müslümanları İber Yarımadası’ndan atabilmek için seferber olmuşlardı.

Bu amaç için hiçbir vahşetten geri durmadılar.

Katliamların dozajı o kadar çok arttı ki; meydanlarda Müslümanlar çarmıha gerildi, diri diri yakıldı, ve parçalandı.

Öyle ki geride kalanlar daha çabuk din değiştirsinler...

İlginçtir bu konuya Müslümanlardan çok Yahudiler ilgi duydular.

Tel Aviv Üniversitesi, devlet teşviki ve yönlendirmesiyle Reconquista konusu üzerine çok ince araştırmalar ve raporlar hazırladı.

Hazırlanan raporlar bir kez daha siyasi ve istihbari analizden geçtikten sonra bazı ülkelere sunuldu.

Garip olan şey ise Reconquista’da Yahudiler de Müslümanlarla birlikte kıyıma uğramışlardı.

Yahudi kafası buradan iki önemli sonuç çıkardı:

1-       Yahudiler olarak bir daha aynı akıbete maruz kalmamak için bu konuyu çok önemseyip araştırıyorlar.

2-       Müslüman toplulukların ve ülkelerin topyekûn imhasını sağlayabilmek için Reconquista’dan nasıl istifade edeceklerini araştırıyorlar.

Siyonist işgal rejimi bu nedenle özellikle Hindistan gibi ülkelerle bilgilerini paylaşıyor.

Yahudi aklı, Hindulara; İspanya örneğini göstererek onların da heyetler göndermelerini ve İber Yarımadasında İslam’ın kökünün nasıl kazındığını model almalarını istiyor.

Sonuçta Hindular, bu aklı benimsemiş olacak ki; başta iktidar partisi olmak üzere son dönemde ‘Devlet yönetimi’ olarak devamlı Müslümanlara yönelik baskıları artırıyorlar.

Daha geçen hafta okullarda ‘Başörtüsü yasağı’ getirerek 200 milyondan fazla Müslümanın en temel hakkını çiğnemekte bir beis görmediler.

Her Kurban Bayramı öncesi ‘İnek kestikleri’ veya İnek kesmeyi mubah gördükleri için çok sayıda Müslümanın katledilmesi artık sıradan bir olay haline gelmiş bulunuyor.

Hindistan’daki Müslüman düşmanlığı o raddeye geldi ki artık sıradan Hindular fırsatını buldukları her ortamda Müslüman öldürmeyi bir ibadet olarak görmeye başladılar.

Bunun son versiyonu iki gün önce iktidar partisine üye olan bir Hindu’nun zihinsel engelli bir vatandaşı ‘Adın Muhammed mi?’ diye sorarak katletmesi oldu.

Hindistan’ın kendine has sosyolojisinden doğan bedeviliğin, Devlet Politikası ile birleşerek Müslümanlara karşı topyekun bir saldırıya ve kitle katliamına dönüşmesi an meselesi olmasına rağmen yaşanan gerginliğe hiçbir müdahale edilmemesi ikinci bir Reconquista hadisesinin yaklaşmakta olduğunu gösteriyor maazallah!

-Babacan’ın ‘Uluslararası Fon’ Yorumu!

Merkez Bankası yayımladığı Piyasa Katılımcıları Anketine göre, yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 57,92’ye, dolar kuru beklentisi ise 17,57'ye çıkmışken,

Çarşı pazar ve mutfaklar alev almış yanarken,

Vatandaşın alım gücü eriyip, döviz ve altın piyasası belli merkezlerin ve kişilerin çıkarlarına göre gah durulup gah tırmanırken Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’dan ilginç bir yorum geldi.

Babacan, uluslararası yatırımcıların mevcut hükümetin sonunun geldiğini ve gelecek yeni hükümeti sorduğunu söyleyerek, "Ben bunu 2001-2002 seçimlerinde yaşamıştım. Uluslararası yatırımcılar projeksiyonları bir sonraki hükümete çevirmiş durumda" diye konuşuyor.

Babacan’ın yaptığı yorumdan daha ilginç olanı laf arasında arz ettiği bilgi aslında.

Demek ki Uluslararası bazı fonlar 2001-2002 yılında da birilerine ‘Yeni Hükümetin geleceğini...’ söylemişler/sormuşlar.

Demek ki şimdi de aynı fonlar Türkiye konusunda bir beklenti içerisinde ve bu konuda Ali Babacan’a bir şeyler söylüyorlar/soruyorlar!

Kim bu fonlar? Diye sorulsa; Ürkek Sermaye! Diyecekler elbette.

Peki; Neden Ali Babacan? Diye sorsak, ne cevap alırız?

Ayrıca bu fonlar, kimin-kimlerin geleceğini de söylemişler mi merak ediliyor doğrusu!