• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.89
  • ...

-ABD, Afganistan’dan Sonra Ortadoğu’dan da Kaçmaya Çalışıyor

Her akşam Tv ekranlarında ABD’nin Afganistan’dan niçin çekildiği nasıl çekildiği konuları tartışılıyor.

Birbirinden ilginç tespitler yapılıyor.

Kimisi engin (!) bakış açısıyla, ABD’nin Taliban’ı desteklediğini söylüyor.

Kimisi hızını alamayıp CIA’nın Taliban’ı kullandığını, yöneticilerinin istihbarat elemanı olduğunu ballandırarak anlatıyor.

Hani İstihbarat örgütlerinin işi gerektiğinde Şeytan’la dahi görüşmekti!

Taliban İstihbaratı CIA, FSB veya MSS (Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı –İstihbaratı) ile görüşüyorsa bundan neden gocunuyorlar? Kendi istihbaratları bu tür görüşmeleri her gün yapmıyor mu?

İlginçtir ki ABD’nin Afganistan’da 20 yılı bulan savaşını kimlerle yaptığını açıklamıyorlar.

Sahi ABD, 20 yıldır kiminle savaşıyor?

Pentagon’un 2017’e ait bir raporunda ABD’nin hegemonik güç olarak varlığını sürdürmesi içni bir an önce Afganistan’ı terk etmesi gerektiği yazılıyor.

ABD, 20 yıllık yorucu ve çok yıpratıcı bir işgalden sonra Afganistan’ın direniş gücü karşısında yenildiğini kabul edercesine tası tarağı toplayamadan kaçmak zorunda kalmıştır.

Bu arada ABD’nin bıraktığı silahlar da tartışma konusu.

ABD, Taliban’a bu silahları neden bıraktı? Sorusuna cevap arayanlar yine komplo teorileriyle hareket ediyorlar.

Oysa Orta Asya’da derin bir kaosun ortaya çıkmaması ve yükselen güç Çin’in “Bir kuşak bir yol” projesinin Afganistan üzerinden güçlenerek devam etmemesi için Afganistan’ın tümüne hakim olabilecek tek güç olan Taliban’a bazı konularda göz yumması ve hatta bir kısım silahını geride bırakması yine kendi derin hesapları içindir.

Yoksa ABD’nin Dünyanın herhangi bir beldesinde İslami bir yönetim modelini tasvip edip göz yumması mümkün değildir.

Ekranlarda tartışılmayan konuların en ilginci ise ABD’nin adım adım tüm Ortadoğu’dan çekilmeye başlaması konusudur.

Pentagon’dan yapılan basın açıklamasında Irak’ta kalan 2500 kişilik özel birliklerinin üç hafta sonra periyodik olarak çekilmeye başlayacağını ve yapılan anlaşmaya göre 31 Aralık’a kadar çekilme işleminin tamamlanacağı söyleniyor.

Yani ABD, Irak’tan da apar topar çekilmeye başlıyor.

Sadece Irak değil, sadık müttefiki olan Suudi ‘den de yavaş yavaş çekilmeye başlıyor.

Son olarak ABD,  Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'ın 115 kilometre güneydoğusunda bulunan Prens Sultan Hava Üssü'ndeki gelişmiş hava savunma sistemlerini (HSS) geri çektiğini bildirdi.

Ayrıca hava üssünde bir kilometrekarelik bir alanda konuşlu bazı Patriot bataryalarının ve Terminal Yüksek İrtifa Alan Savunma Sistemi'nin (THAAD), ağustos ayının sonlarından itibaren boşaltıldığı ortaya çıktı.

Uzmanlar, Yemen’deki Husi’lerin füzeli saldırılarına karşı konuşlandırılan HSS’nin sökülüp götürülmesini ABD’nin yükselen Rus ve Çin tehdidine karşı hazırlık yapmak olarak açıklıyorlar.

ABD’nin Ortadoğu’da meydana getirdiği yoğun hasar ve geride bıraktığı kaosun sebebi olarak gösterdiği sözde gerekçeler nereye gitti? Sorusunun sorulmaması ilginç değil mi?

Ayrıca Demokrasi, insan hakları ve özgürlükleri tamamıyla diktatörlerin kontrolüne vermesi ilginç değil mi?

-ABD Yönetimi Bunu Devamlı Yapıyor!

11 Eylül’den sonra ABD yönetimi defalarca Suudi Kraliyet Hanedanı ile El Kaide arasında ilişki olduğunu iddia ederek her defasında milyar dolarları bulan örtülü yatırımlar ya da ödenekler aldı.

En son Trump zamanında CIA yine bu konuyu gündeme getirmiş ve hükümet Suudi’ye bir çek kesmişti.

Aynı zamanda Suudi Hükümeti ne zaman ABD Federal Reserv’da bulunan paralarını(Altınını) istese hemen arkasından basına ‘Suudi hanedanlığının 11 Eylül ile bağlantısını(!)’ konu alan haberlere yer vermeye başlarlar.

Son bir kaç gündür ABD, bütçe açığını kapatmak için yollar ararken 11 Eylül anılırken bir kez daha Suud Hanedanlığı kapsam alanına alınıyor.

Biden, FBI’dan 11 Eylül ile ilgili raporları açıklamasını istiyor.

Ne hikmetse raporlar açıklanırken özellikle Suudi  ile ilgili olan kısımlar basında yer görüyor.

Anlaşılan o ki Prens Salman bir kez daha kesenin ağzını açacak.