• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...

Salgın yoğun gündemini korurken yol açtığı etkiler “Kartopu” gibi büyümeye devam ediyor.

Bunun en belirgin olanı şimdilik ABD’de başlayıp Avrupa’ya da sıçrayan “Irkçılık karşıtı gösteriler.” Bu olaylar Batı Dünyası için yeni bir sayfa açıyor.

Bu yeni sayfa 'Heykellerin yıkılmasıdır'

Batı Dünyası’nın heykel dikme olayı, tapınmadan ziyade önemli gördüğü sembollerini yaşatma sebebiyledir.

Ancak George Floyd isimli siyahinin ırkçı bir polis tarafından eziyetle katledilmesinden sonra başlayan gösterilerde protestocular bir anda heykellere yöneldiler.

Önce Virginia eyaletine bağlı Richmond kentinde Konfederasyon Başkanı Jefferson Davis'in heykeli yıkıldı.

ABD’de(sözde) keşfin ve sömürgeleştirmenin startını veren Kristof Kolomb'un bir heykeli kaidesinden indirildikten sonra yakılarak göle atıldı.

Virginia eyaletinde, bir grup protestocu, “Köleleştirilmiş insanları sömürerek olağanüstü güç ve zenginlik kazanan” Amerikan İç Savaşı sırasındaki Konfederasyon ordusu komutanlarından Williams Carter Wickham’ın anıtını yıktı.
Virginia Valisi daha önce Ralph Northam, Konfederasyon ordusunun baş komutanı general Robert Lee’nin heykelini kaldırma emrini vermişti.
ABD’deki bu heykeller iç savaşın ardından 19. y.y’ın sonlarına doğru siyahlara ‘Güç beyazlarda’ fikrini hatırlatmak için dikildi.
Hatta Time’a konuşan Amerika Tarihçiler Derneği Yöneticisi James Grossman, “Heykeller ‘beyaz ırkın üstünlüğü’nün yanı sıra, bu üstünlüğün devamı amacıyla dikildi” diyerek amacın iç savaş sırasında köleciliği savunan güneyde ‘beyaz ırkın üstün olduğu’ kültürünü yerleştirmek olduğunu söyledi.

Yani ABD’de protestocuların hedefindeki heykeller ırkçılığı sembolize eden heykeller ve bunlar birden hedef haline gelmiş bulunuyorlar.
Ne hikmetse gösteriler Avrupa’ya sıçradığında da aynı şeyleri simgeleyen heykeller hedef haline geldi.
İngiltere Bristol’deki gösterilerde, 17. y.y İngiliz sömürge siyasetinin önde gelen ismi, köle taciri Edward Colston’un heykeli sokaklarda gezdirildikten sonra Avon Nehri’ne atıldı.

Colston'un heykelinin yıkılıp nehre atılmasından sonra ülke genelinde kölelik ve ırkçılıkla ilgili geçmişi olan isimlerin heykellerinin yıkılmasına yönelik bir hareket başlatıldı.

"Topple the Racists" (Irkçıları devirin) adıyla açılan internet sitesi İngiltere’de kölelik geçmişi olan isimlerin hikâyelerine ve heykellerinin konumlarına yer veriyor.

Bundan sonrası hızla gelişti;

Londra’da Churchill’in heykeline “Bir ırkçıydı” yazıldı. Eski Başbakan Winston Churchill'in heykeli demir panellerle korumaya alındı.

Belçika’da, Kongo’da katliamlar yapan Kral 2. Leopold’un bir heykeli ateşe verildi.

Başbakanlık önündeki “Şehitler anıtı” ile Trafalgar Meydanı'nda bulunan Kral 2. James, Kral 1. Charles ve ABD'nin kurucusu George Washington'a ait heykeller de plakalarla çevrelendi.

Göstericilerin Churchill'in heykeline geçen hafta zarar vermelerinden sonra Gandhi ve Mandela'nın heykellerinin hedef alınmasından korkulduğu için bu heykeller de demir plakalarla korumaya alındı.

Heykellere art arda yapılan bu saldırıların birkaç boyutu olduğu anlaşılıyor.

-Öncelikle heykellere saldırıyı yapanlar “Irkçılık karşıtlığıyla” bunu yapıyorlar. Eşitlik ve adalet talebi var.

-Yakılıp yıkılan, tahrip edilen heykellerin her biri birer sembol

-Batı Dünyasını bu günlere getiren sembol isimlerin tek tek hedef seçilmeleri hatta bir internet sitesinden hikaye ve konumlarının gösterilmesi tüm bunların belli bir plan dahilinde yapıldığı anlaşılıyor.

Soru şu; Bu planları yapan kim(ler)? Sonrası için hesaplanan ne?

Yeni bir sistem oluşturulacakken eski sembollerin yakılıp yıkılmaları yerinde bir gayret değil mi?