Süleymani sonrası Çin ve Rusya'nın duruşları
Bir suikastla vurulan Süleymani’nin ardından iki konu çok merak edildi.
Birincisi; ABD saldırılarına karşı İran’ın müttefikleri olarak bilinen Çin ve Rusya’nın ne tavır alacaklarıydı.
İkincisi ise; Devrim Muhafızları Komutanı Ali Hacızade’nin bazı örgütlerin bayrakları önünde basın açıklamasıydı.
Öncelikle Rusya ve Çin’in pasif açıklamalar yaptıklarını belirtelim.
Rusya, suikasttan sonra yaptığı açıklamada "Kasım Süleymani'nin öldürülmesi Ortadoğu'da tansiyonu yükseltecek. Süleymani'nin öldürülmesini, bölge çapında gerginliği artıracak maceracı bir adım olarak görüyoruz. ABD’nin dar görüşlü adımları Orta Doğu’daki askeri-siyasi durumun aniden gerilmesine ve uluslararası güvenlik sistemi için ciddi olumsuz sonuçlara yol açacak” dendi.
Suikastın 5. Gününde Çin’in yaptığı açıklamada ise: ‘Pekin yönetiminin uluslararası ilişkilerde güç kullanımına her zaman karşı çıktığı’ vurgulanmış özellikle ABD’ye hitaben itidal çağrısı yapılarak; “Başta ABD olmak üzere tüm tarafları itidalli davranmaya çağırıyoruz. Ortadoğu’da istikrar ve barışın korunması gerektiği” denilmişti.
Açıklamalardan rahatlıkla anlaşıldığı gibi ikisi de İran’ı yalnız bıraktıklarını ve İran’ın vereceği karşılığın ölçülü olması gerektiğini söylüyorlar.
Suikasttan bir hafta önce İran, Rusya ve Çin’in beraber yaptıkları “Hint Okyanusu ve Basra Körfezindeki Deniz Tatbikatında” verilen mesajların bir öneminin olmadığı anlaşılmış oldu. İş ciddiye bindiğinde İran’ın müttefikleri onu yalnız bırakacaklarını göstermiş oldular.
Rusya’nın yeni Ortadoğu politikasında İran’ı ön plana çıkarmadan, Akdeniz’de yani “Enerji kaynaklarının merkezini kontrol etmeye yönelik bir hakimiyet savaşı” şeklinde anlaşılmaktadır.
Çin’in İran’ı yalnız bırakması demek, “Bir Kuşak Bir Yol” Projesinden vazgeçtikleri anlamına gelmiyor elbette. Tam aksine Çinli devlet adamlarının önemle vurguladıkları gibi ABD’ye karşı hazırlıksız yakalanmama, bir oldubitti’ ye gelmeme şeklinde anlaşılıyor.
Ne Çin ne de Rusya an itibariyle ABD’yle karşı karşıya gelmek istemiyorlar.
Haliyle ABD “AKDENİZ ENERJİ KAYNAKLARI MERKEZLİ” yeni sistemi kurmak için Pentagon öncülüğünde Ortadoğu’daki etkinliğini artırıyor, artıracak. Bunun da ilk adımı Süleymani suikastı oldu.
Rusya ve Çin’in böylesi büyük bir hadisede tarafsız bir pozisyon takınmaları anlaşılır gibi değildi. Ancak olayın vahametine ve sonrasında yol açabileceği gelişmelere bakıldığında her iki ülke de bu gelişmeden en verimli şekilde istifade etmenin yolunu “Krizi zamana yayarak büyük bir ‘Yıpratma Savaşıyla’ ABD’yi Ortadoğu’dan çıkarmayı planladıkları anlaşılıyor.
İkinci Konu;
İran Devrim Muhafızları komutanı Ali Hacızade, canlı yayınlanan basın toplantısında Ortadoğu’da İran yanlısı olarak bilinen bazı örgütlerin bayraklarını arkasına alarak açıklamalarda bulundu.
Hacızade’nin söylediklerinden çok verdiği “Bayraklı mesaj” dikkat çekti.
Bayrakların büyük bir özenle dizildiği anlaşılan basın toplantısında İran bayrağının hemen yanında İran Devrim Muhafızları’nın bayrağı, onun yanında ise sırasıyla;
İran; Besiç Milisleri
Lübnan Hizbullahı
Yemen; Husileri
Irak; Haşdi Şabi
Filistin; HAMAS
Afganistan; Fatimiyyun
Pakistan; Zeynebiyyun
Bu görsel açıklamanın verdiği mesajlara bakmakta fayda var.
Bu fotoğraf karesi o örgütlere moral ve motivasyon sağlayacağı gibi Süleymani’den sonra da “Arkanızdayız” anlamına geliyor.
Öncelikle bu bayraklar Süleymani’nin maddi, askeri ve teşkilati anlamda destek verip organize ettiği örgütlerin bayrakları olması yönüyle önemli.
Bu görsel kare İran’ın ABD’ye olduğu kadar bölge ülkelerine yani Suudi/BAE Körfez ortaklığı ve Siyonist İşgal Rejimine “Bu bölgedeki politikalarım olduğu gibi devam edecek!” mesajıdır.
En önemli mesaj da “TOPYEKÛN” bir savaşla karşılık verileceğidir. Bu mesaj hem ABD’ye hem de bölge ülkelerine verildi.
Yaşanan gelişmelerden ve verilen mesajlardan anlaşılan o ki; İslam Coğrafyası uzun sürecek kaotik bir döneme sürükleniyor. Bölge ülkelerinin ve İslami yapıların “Ortadoğu’lunun çıkarları eksenli” hareket etmeleri hepsinin faydasına olacaktır.