Gazze’deki işgalci Yahudilerin zulmü Arş-ı Ala’yı titretiyor.
Yahudiler, çocuk, kadın, yaşlı demeden istediği yeri istediği vakit bombalıyor.
Nasıl olsa ses çıkaran ve hesap soran kimse yoktur.
Artık sivillerin yaşadığı derme çatma çadırları, gazetecilerin kaldıkları barakaları ve yetim-öksüz kalan çocukların sığındıkları yıkık evleri büyük bir iştahla yerle bir ediyorlar.
Nasıl olsa bedelini ödettirecek bir irade yoktur.
Halkı Müslüman ülke liderleri bu vahşi soykırım karşısında üç maymunları oynayınca bu kez azgın işgalciler gözünü Lübnan’a ve Suriye’ye de dikti. Şimdi bu iki ülkeyi nasıl işgal edebilirimin yollarını arayıp, kendilerince makul bir bahane ile arz-ı mevud hayallerine yaklaşma planlarını yapıyorlar.
Zaten ne Gazze’nin onurlu halkı ne Mücahitler ne de vicdan ehli kimsenin birkaç istisna ülke dışında kimseden de bir beklentileri yoktur. Tek dayanakları Allah azze ve celledir.
Bu istisna ülkelerden biri de Türkiye’dir. Elbette Türkiye, Filistin meselesi konusunda ciddi çalışmalar yapıyor ancak beklentiler çok daha fazladır.
İslam âleminde Türkiye’ye gönül vermiş birçok Müslüman, Türkiye’den; işgalci çeteyle diplomatik ilişkileri kesme ve askeri seçenekler dâhil her türlü adım atmayı beklerken Türkiye’nin bazı politikaları ve uygulamaları karşısında hayretler içinde kalıyorlar.
Bundan dolayı Türkiye’yi yere göğe sığdıramayan iyi niyetli birçok Müslüman halk hayal kırıklığı yaşıyor.
Hayal kırıklığı yaşatan bazı uygulamaları sıralamak gerekirse;
Bilindiği gibi işgalci siyonistlerin Gazze’deki soykırıma karşı halkı Müslüman ülke liderleri zillet elbisesine bürünüp sessiz kaldılar, kalıyorlar. Bu zilleti kabul etmeyen duyarlı insanlar bir şekilde işgalcilere karşı tepkilerini ortaya koymak istediler. Bu tepkilerden en şereflisi ise işgalci siyonistlere karşı eylem yapma girişimiydi. Bu çerçevede Urfa’lı şehit Hasan Saklanan gibi nice onurlu Müslüman dünyanın dört bir tarafında Siyonistlere yönelik eylem yaptılar.
Bu eylemlerden biri de Birleşik Arap Emirliğinde soykırımcı siyonist Chabad örgütünün üst düzey sorumlusu Tzvi Kogan’ı cehenneme gönderen üç Özbek vatandaşın eylemiydi.
Bu üç mücahit 26 Kasım 2024 tarihinde MİT ve emniyetin operasyonuyla Türkiye’de yakalandılar. Ağır işkencelere tabii tutulacakları ve sonunda da infaz edileceklerini bile bile BAE’ne teslim edildiler. Bu üç mücahitin 15 gün önce infaz edilecekleri medyaya yansıdı.
Bir diğer hayal kırıklığına sebep olan mesele Türkiye’nin, işgalci çete ile ticaretini kesmemesidir.
2024 yılında Türkiye üzerinden işgalci israile taşınan Azerbaycan petrolü 14,4 milyar dolar değerindeydi.
Gazze’de kardeşlerimizi katleden Türkiye vatandaşlarına yönelik bir adımın atılmaması…
HÜDA PAR’ın konuyla ilgili meclise sunduğu kanun teklifinin bekletilmesi, işgalcilerle Azerbaycan’da görüşmeler yapılması, Trump’un Erdoğan hakkında kullandığı yaldızlı cümlelere kanıp farklı moda girmeleri gibi daha nice hayal kırıklıkları…
Rabbim İslam âleminin beklentilerini boşa çıkartmasın ve halkı Müslüman ülkelere cesaretli, ferasetli liderler nasip etsin.