Demode oyunlarla nereye kadar?

Allah`ın adıyla

Bu oyunu sevmedik, sevmiyoruz. Canımıza kasteden, huzurumuza göz diken plan ve projelerin neyini seveceğiz? Huzurumuzun katillerine alkış tutacak halimiz yok ya.

Polislerin dolaylı veya direk baş rollerinde oynadığı oyun(lar)dan bahsediyorum. Doğrudur, polislerin karıştığı o kadar oyun var ki hangisinden bahsettiğimi bilemiyorsunuz. Polislerin mütedeyyin insanları ajanlaştırma faaliyetleri mi, Sivil Toplum Kuruluşlarına illegal cd ve dökümanları bırakmasını mı, Sivil Toplum Kuruluşlarının müdavimlerini tehdit etmeleri ve onlara şantaj yapmalarını mı, insanları kaçırma girişimlerini veya dinlemelerin diğer bir versiyonu olan ses kaydını almalarını mı?

Yani sizin de malumunuz denizde kum, poliste oyun...

Yeni şeylerden bahsetmiyoruz, darbe dönemlerinin süregelen alışkanlıklarıdır bunlar. Bu alışkanlıkları mahkum etmeye yönelik Korkut EKEN, İbrahim ŞAHİN, Ayhan ÇARKIN`ın ve Mehmet AĞAR`ın da içinde bulunduğu bir faili meçhuller davası daha geçen hafta başında başladı. İlk duruşmasında TOPAL, BASKIN ve Susurluk meseleleri tüm hararetiyle konuşuldu.

Neyse, biz mevzumuza dönelim. Halkın güvenliğini sağlamakla görevli polis/emniyet nelerle uğraşıyor görüyor musunuz?

Polisin veya polis görünümündeki kişilerin imza attıkları son üç oyun için hafızamızı zorlamadan yoklamamız yeterlidir.

Birincisi, Diyarbakır`da mütedeyyin bir bayan defalarca polis kılıklılarca taciz edilmiş, en son kaçırılmaya çalışılmıştı.

İkincisi, Batman`da Özcan Temel suikastını çöz(e)meyen polis, V.G. adlı vatandaşı aşikar gözaltına almaya çalışmadan önce kaçırmaya çalışmıştı.

Üçüncüsü, Hür Dava Partisi Diyarbakır İl Başkanlığının parti tanıtım seminerinden önce, polis olduklarını belirten kişiler, seminere gelenleri taciz etmişler ve illegal ses kaydını almışlardı.

Ergenekon, Balyoz, 28 Şubat, Faili Meçhuller gibi davalar devam ederken hükümet yetkilileri her fırsatta Türkiye`de darbe dönemlerinden kalma alışkanlıkların geçmişte kaldığını ve Türkiye`nin normalleşme sürecinde olduğunu vurgularken bu oyunların oynanması ne anlama geliyor?

Öyle görünüyor ki, devlet içindeki illegal yapılara yönelik açılan davalar, gerek normalleşmenin diğer ayaklarına yönelik bir hazımsızlık, bir tahammülsüzlük var. Tabi Kürdistan`da gerçekleşmiş bir normalleşmeden yola çıkarak bu kanıya varmıyoruz. Türkiye genelini, açılan davaları ve hükümet yetkililerinin demeçlerini göz önünde bulundurarak bu kanıya varıyoruz. Yoksa hâlihazırda Kürdistan`da somut bir normalleşme döneminden bahsetmek mümkün değildir. Çünkü darbe dönemlerinde legal görünümlü illegal yapılar dün ne yapıyor idiyse bu gün aynı şeyleri yapmaktan imtina etmiyor. Zaten Ergenekon, JİTEM gibi yapıların Kürdistan`daki gövdelerine yönelik bir operasyon, bir dava da açılmış durumda değildir. Bundan dolayı Ergenekon ve JİTEM gibi illegal yapıların Kürdistan ayağı işler haldedir. Bunu ikide bir polis kılıklı kişilerin Kürdistan`ın huzuruna kasteden çıkışlarından bile olsa okumak zor değildir.

Öyle ise normalleşme edebiyatını yapanlara, bu ne perhiz bu ne lahana deme hakkımız vardır herhalde.  Pardon ama, sizin dediğiniz normalleşme Kürdistan`a daha uğramadı kardeşim.

Kürdistan`da da normalleşmenin sağlanması Kürt halkı üzerinden oynanan oyunların deşifre edilmesiyle olur. Yıllardır devlet gücünün arkasına sığınarak, zulmetmiş, zorbalık yapmış, kirli desiselere önayak olmuş, ahlaksızlıklara dayanak olmuş, ajanlaştırmış, yozlaştırmış, kirletmiş, yok saymış, yakmış, yıkmış çeteleri merkeze alan bir davanın başlaması gereklidir. Sonra da bu normalleşme sürecine alışamayan eski köhne ve despot alışkanlıklarına devam edenlerin hizaya getirilmesi gerekiyor. Yoksa bu demode oyunlarla nereye kadar?  Kim ne derse desin, içişleri bakanlığı ve diğer sorumluluk sahibi kişiler bu demode oyunları mahkum etmeye yönelik girişimlerde bulunmadıkları takdirde, kendileri de huzura kasteden kirli oyunda oyuncu olarak görüleceklerdir. Eğer samimiyseniz buyrun, polisler size bağlı, savcılar bir sözünüze bakar. Diyarbakır`da son derin oyunun oyuncularının videoları, görüntüleri de var, burdan başlayın. Hadi bakalım, haktan yana mısınız, yoksa tahttan yana mısınız, görelim.

Onlar tuzak kuradursun, tuzak kuranların hayırlısı Allah`tır. Allah`a emanetsiniz.