• DOLAR 32.455
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...

Herkesin kar beklediği bir ocak ayındayız.

Yağış yok, dolu yok, kar yok.

Rahmet yok bulutlardan, göklerden.

Mevsimler mutasyona uğramış sanki.

Ne kış eski kışları hatırlatıyor ne de mevsimler…

 

İnsanlar gibi tabiatın da fıtratı gittikçe bozuluyor.

Değişimin/dönüşümün etkisi yürekleri yakıyor.

Oysa ki insan ve tabiat ilişkisi bozuldukça canımız/canlarımız acıyor.

Acının ve hüznün mevsimi olmuyor gayri.

Ne sonbahar hazan mevsimi ne de ağaçlar yaprak dökümü yaşıyor.

Yaz ise bazen yağmur bazen soğuk yollarken, genleri değişmiş gibi.

 

İnsan doğayı anlamıyor, anlamak istemiyor.

Ya severken öldürüyor ya da öldürerek seviyor.

Sevgide ölçü, ölçüde sevgiyi tanımayan; saplantı’dır.

İnsan sevgisini koklayarak değil, kopararak gösteriyor.

Yani kıyarak, öldürerek…

 

Güzel olan, ölüm çekermiş.

Oysa seven, gözleriyle görür; kalbiyle sever.

Gözleriyle görür, manayı kavrar.

Perdenin ötesine vurulur, kabuğa değil.

Maharet görmekte değil.

Güzel bakmayan güzel mi görürmüş?

Hayatından lezzet mi alırmış?

O sebeple midir bunca acı ve hüzün insanlığı sarmış?

Bilemiyorum: Tabiat perdesinin sırrına/ötesine bakmayan kalpler, gözlerin bakışına müptela olmuş esir gibiler. Göz gördü; ama gönül sevmedi gibi!

Belki de sonbahar, kış; yürek ikliminin yansımadır.

Belki kuraklık, gönüllerin kurumasıdır.

Gözlerin yanılması, ötelere kör olmasıdır.

Bakarkörler gibi…

Görmek istemeyenler gibi…

Kalp gözü görmeyince dünya gözü, budak deliğiymiş.

Anlaşılan: Kaybedilen sevgiler, hissedilmeyen duygular, mevsimlerin şaşırmış fıtratında kaybolmuş insanlık yitikleri olalı; ölçüyü belirleyen yeni tanımlar gerek.

Sevgide ölçü, ölçüde sevginin yeni ölçüsü:

GÖZÜNÜ BUDAKTAN SAKINMAMAK!

Buna değen tek değer: Ötelerin sırrına vakıf olmak.

Perdenin arkasındaki güce teslim olmak, âşık olmak, sevmek…

Manayı maddeden tanımak.

Leyla’dan Mecnun misali O’na ulaşmak.

Ve sonunda diyebilmek Fuzuli misali:

“Mende Mecnun’dan füzun aşıklık istidadı var

Aşık-ı sadık menem Mecnun’un ancak adı var”

 

Güne Not:

Mevsimlerin fıtratının

Böylesi bozulmadığı bir ocağın on yedisinde,

Hoyratça kopardılar seni bugün.

Oysa biz, ötelere vuslat için

“Beyaz Lale” iffetinde,

Koklamaya kıyamıyorduk seni gülüm.