Türkiye’nin En Büyük Düşmanı israil
israil, Türkiye’nin en büyük düşmanıdır. Türkiye; “kırmızı kitap” olarak adlandırılan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ni buna göre güncellemeli ve buna göre hazırlık yapmalıdır. Türkiye, devlet politikasını ve savunma sanayi konseptini; terör örgütü israil ile olası bir savaşa göre güncellemelidir. Bu gidiş ile siyonistlerle yüzleşme kaçınılmazdır. Bağımsız ve ülkenin menfaatlerini esas alan bir politika, bölge üzerinde emelleri olan israilin menfaatleri ile çakışmaktadır. Zaten daha evvel de var olan potansiyel ve uzak tehdit; artık bölgesel gelişmeler çerçevesinde yakın tehdide dönüşmüştür. Zaten israil Türkiye ile olası bir savaşı yakın bir ihtimal olarak değerlendirmekte ve buna yönelik hazırlık yapmaktadır. İşgalci israil tarafından kurulan Nagel Komitesi’nin hazırladığı savunma raporunda; Türkiye’nin, Suriye ile kurduğu ilişkilerin, israilin güvenliğini tehlikeye attığı ve bu güçlü tehdit karşısında Türkiye ile doğrudan bir çatışmaya hazırlıklı olunması gerektiği belirtildi. Türkiye ile olası çatışmaya hazırlık için, askeri yeteneklerin güçlendirilmesi gerektiği savunulan raporda; israilin uzun menzilli vuruş kabiliyetini güçlendirmek için ilave savaş uçakları, yakıt ikmal uçakları, insansız hava araçları ve uydu satın almak gerektiğinin altı çizildi.
Mesele, bu rapor ile sınırlı değildir. Zaten böyle bir hazırlık yapılmaktadır. O halde Türkiye’nin de hiç vakit kaybetmeden çok yönlü bir savaş hazırlığı yapması gerekir. Savunma ve saldırı konseptleri güncellenmeli ve askeri potansiyel en üst seviyeye çıkarılmalıdır. Füze teknolojisi, elektronik harp sistemleri ve bilhassa hava savunma sistemleri; nitelik ve stok olarak en üst seviyeye çıkarılmalıdır. Hazırlıksız yakalanmanın hiç bir telafisi olamaz. İşte beka meselesi dediğimiz olay tam da işte budur.
israilin yakın tehdit pozisyonu sadece Türkiye’yi değil, tüm bölge ülkelerini ilgilendirmektedir. Şu an Suriye ve Lübnan topraklarının bir kısmı, terör çetesi israil işgali altındadır. İran, zaten terör örgütü israilin tehdidini sürekli hissetmektedir. Diğer bölge ülkeleri de mütemadiyen israil tehdidini hissetmektedir.
Böyle bir tabloda en az; Türkiye, İran, Suriye ve Lübnan acilen ortak bir pakt oluşturmalı ve terör çetesi israile karşı ortak bir savunma stratejisi geliştirmelidir. Bu ülkelerin merkezde olduğu paktın; askeri, ekonomik, diplomatik bir hinterlandının da acilen inşa edilmesi gerekir. Bu hinterland inşa edilirken de uluslararası dengelerden mutlaka istifade edilmelidir. Amerika’yı dengeleyen küresel aktörler ile acilen temas sağlanmalıdır. Şu an tüm gücün, dikkatin ve enerjinin; tüm imkân ve kabiliyetlerin, siyonistlere kaşı yoğunlaştırılması zamanıdır. Bu gün birlik sağlanamaz ise tüm Müslüman ülkeler beraberce kaybedecektir. Bu gün hedefe konmayan ülkeler de yarın birer birer hedefe konulacak ve boyunlarına kölelik halkası takılacaktır. Boynunda zaten kölelik halkası olanların da halkaları ve zincirleri daha da kalınlaşacak ve bu kölelik katmerli olacaktır. Ufuktaki hakikat budur. Bunun gerçekleşmesi; düşman açısından, sadece zaman ve imkân meselesidir.
Tüm bölge halkları ve ülkeleri; siyaset aklının ve matematiğinin gereği olarak; ortak menfaatler çerçevesinde kenetlenmeli ve siyonizm tehlikesini bertaraf etmeye odaklanmalıdır.