SİYASET GEMİSİ / ERDOĞAN’IN MAAŞI VE ATATÜRK’ÜN MAAŞI
Kemalistliğiyle maruf bir gazete açıklanan asgari ücret üzerinden bir karşılaştırma yapmış:
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önümüzdeki yıl alacağı aylık 88 bin TL'lik maaş, 31 asgari ücretli işçinin eline geçen toplam para miktarına denk düşecek.”
Elbette bu rakam çok büyük ve cumhurun durumu ortadayken cumhurbaşkanının yüksek maaş alması insanlarda rahatsızlık oluşturuyor.
Evet, birçok banka genel müdürünün, Büyükşehir belediyelerinde birkaç kurulda görev alanların, holding yöneticilerinin cumhurbaşkanından çok daha fazla maaş aldıkları da bir gerçek; ama cumhurbaşkanlığı makamı maaşıyla değil, icraatları ve gücüyle konuşulmalı.
Tabii bu arada Kemalistlerin bu konuda hiç adil olmadığını da belirtelim.
Mesela “malum gazetenin” haberine istinaden yapılan karşılaştırmaya göre keskin bir Kemalist olan Ahmet Necdet Sezer’in aldığı maaş 59 asgari ücret kadarmış.
“Buyur burdan yak” demeyin, bu daha hiçbir şey değil.
Kemalistlerin yüreği yetiyorsa maaş karşılaştırmasını “İlk Cumhurbaşkanı” Mustafa Kemal Atatürk üzerinden devam ettirsinler.
Can Dündar’dan bir alıntı yapalım:
“1927'de bir Reşat altını 8,2 liraydı. Yani Ata, maaşıyla 1765 altın alabiliyordu.
Bugün Reşat altınının 210 YTL olduğu göz önüne alınırsa Atatürk'ün 1765 altınının bugünkü değeri 370 bin YTL oluyor.
Oysa Sezer, 14 bin 150 YTL'lik maaşı ile ancak 67 altın alabiliyor.”
Can Dündar, 59 asgari ücrete denk gelen Sezer’in maaşını az buluyormuş.
Ama Kemalistler 31 maaşa denk gelen Erdoğan’ın maaşını fazla buluyor.
Evet, Atatürk’ün maaşı Erdoğan’ın maaşının yaklaşık 55 katıymış.
Hangisi fazla siz karar verin.
TAŞLARI DÖŞENEN İTTİFAK YOLU
CHP milletvekilleri Ali Haydar Hakverdi ve Sevda Erdan Kılıç, tutuklu bulunan HDP’nin eski eş başkanı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etti.
CHP milletvekilleri çıkışta Demirtaş’ın hemen serbest bırakılması gerektiğini de söylemişler.
Daha önce de oldu diyorsanız yanılıyorsunuz.
Bu seferki biraz farklı.
Baştan başlayayım isterseniz.
CHP’liler önce Alparslan Türkeş’in eşini ziyaret ettiler.
İyi Parti sözcüsü, “Demirtaş bırakılmalı” anlamına gelen şeyler söyledi.
Mesajı alan CHP’liler de bu kez Demirtaş’ı ziyaret ettiler.
Yani…
Yani ittifakın aleniyete dökülmesi yolunda taşlar bir bir döşeniyor.
İSTEMEM YAN CEBİME KOY
Ekrem İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili soruya cevap vermiş:
"Cumhurbaşkanlığı makamına hazırlanma diye bir şey olabilir mi? Benim tek gündemim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İstanbul kenti. Siyasi geçmişime bakalım; Beylikdüzü Belediye Başkanı adayı olmam istendiğinde ön seçim istedim, kazanınca oldum. Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığı sürecimi biliyorsunuz. Bu konuda 'ben istiyorum' diye bir şey olamaz."
“Benim ismim üzerinde ittifak edilirse ve bana davet gelirse ben de fedakarlık yapar ve ülkeyi yönetmeye aday olurum” diyor.
Buna benzer lafları Abdullah Gül de söylemişti; ama Meral Akşener hesapları bozmuştu.
Bu neyse de ben asıl “Benim tek gündemim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İstanbul kenti” sözlerine takıldım.
İstanbul’dan çok Ankara ve Paris’te takılacaksın, bir yılda üç kez tatile çıkacaksın, yabancı basına İstanbul’u anlatmak yerine siyasi iktidarı eleştiren açıklamalar yapacaksın ve gündemin İstanbul olacak, öyle mi?
Tek gündemi İstanbul olan bir belediye başkanı Şeb-i Arus törenlerinde yaşanan skandal üzerine şöyle bir açıklama yapabilir mi? “Bir belediye başkanı, oturup da programları yazıp çizmez, hazırlamaz.”
Evet, aslında tüm memleket “Bir belediye başkanı ne yapmaz?” sorusunun cevabını geçtiğimiz 18 aylık süreçte İmamoğlu’nun şahsında net olarak görmüştür.