• DOLAR 32.45
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...

15 Ocak’ta başlayan ve bugün bitecek olan Davos zirvesi son buluyor. Her nedense bizim memlekette “Davos” denilince akıllara “One Minute” geliyor. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Benim için de bundan böyle Davos bitmiştir. Daha Davos’a gelmem” sözleri çok tartışılmış ve uzun süre hafızalarda yer edinmişti. Bugün bitecek olan Davos zirvesinin bu yılki ana teması “Dünyada güveni yeniden inşa etmek” başlığıydı. Her nedense bu başlık bana çok manidar geldi. Tüm dünyanın gündemini işgal eden Gazze’deki soykırıma rağmen dünyadaki güvenden bahsetmek bana komik geldi. Zira barış, güven ve gelecekten bahseden yüzlerce kişi bu zirveye katılmıştır. 2800 kişinin katıldığı bir zirveden bahsediyoruz. Ve tek bir kişi Gazze soykırımından bahsetmedi. 54 yıldır devam eden Davos toplantıları hiçbir zaman bu kadar anlamsız olmamıştı. Uluslararası normların ve dünya güvenliğinin konuşulduğu bu toplantıda Gazze’de yaşananların gündeme gelmemesi hepsinin yüzüne şamar mahiyetindedir. Uluslararası Adalet Divanında, Güney Afrika’nın Siyonist israil’e karşı açtığı soykırım davasında deliller göz önüne serilmişken, bu konunun hiçbir şekilde Davos’ta gündeme gelmemesi toplantılarını anlamsızlaştırmıştır.

                Davos’u takip edenler hatırlayacaktır. Ukrayna savaşının başladığı ilk yılında Zelenski, Davos’un ilk oturumunda video konferansla dünyanın önde gelen liderlerine hitap ederek, “Kendi şirketlerinizi Rusya’dan çekin” çağrısı yapmıştı. Bu çağrı, Davos’un geleneklerine aykırı bir şekilde ayakta alkışlanmıştı. Peki, dünyanın güvenliğine soyunan Davos kurucuları, acaba bir oturumda Gazzeli bir lidere video konferansla söz hakkı vermiş olsaydı ve dünyanın önde gelen liderlerine soykırımı anlatsaydı ne olurdu? Alkış alabilir miydi? Elbette alabilirdi. Fakat Davos kurucuları, Siyonist israil ve ABD’ye hesap veremezdi. Bu denklemden dolayı kukla Davos kurucuları hiçbir zaman buna fırsat vermezler. Zira bu kuruluş, başta ABD, Siyonist israil ve işbirlikçilerinin eliyle kurulmuş ve onlara yalakalık yapmaktan başka bir işe yaramıyor.

                 Yine Davos’u takip edenler bilir, bu kuruluş zengin ülkelerin bir araya geldiği ve zengin ülkelerin meselelerinin konuşulduğu bir platforma dönüşmüş. Geri kalmış ve fakir ülkelerin sorunlarının konuşulmaya değer bulunmadığı bir anlayışla toplanıyorlar. Bir taraftan dünya güvenliğinden bahsederken bir taraftan dünyanın tüm sorunlarından kopuk bir gündemle toplanıyorlar. Oysa yoksul ülkelerin her yıl milyarlarca dolar faiz ödemeleri kapsamında zengin ülkelere para aktardıkları neden konuşulmuyor.  Afrika ülkelerindeki nüfusun yarısından fazlasının  “elektriksiz” yaşadığı neden sorgulanmıyor. Düşük gelirli ülkeler ve zengin ülkeler arasında giderek uçurum haline gelen “gelir dağılımı” çarpıklığını neden konuşmuyorlar. Ve bugün bütün mağduriyetlerin temsilcisi konumunda olan Gazze’yi ve orada yaşanan soykırımı neden konuşmuyorlar? Bu şekilde mi “güvenli bir dünya” inşa edeceksiniz?

                Sonuç olarak; batı liderlerinin ve yaptıklarının kayırıldığı Davos zirvesinin hiçbir anlamı yoktur. Sadece insanların değil, insanlığın da öldürüldüğü Gazze konusunda tek bir kelimenin konuşulmaması Davos zirvesini tüm insanların gözünde bitirmiştir. Gazze konusunda kalıcı bir barışın peşini bırakıp “Metaverse,” “Yapay zekâ,” “Ortam inovasyonu” gibi toplumun gerçekliğinden uzak gündemleri konuştular. Oysa feryatları göğe yükselen bir Gazzeli annenin veya çocuğun çığlıklarını dünyaya duyursalardı ve bu konuda Siyonistlerin soykırımını konuşup bunu gündemlerine alsalardı belki o zaman Davos zirvesi insanlık için bir anlam ifade edebilirdi.