• DOLAR 32.416
  • EURO 34.643
  • ALTIN 2382.856
  • ...

İz bırakanlar az olur. Kendi yaşantısıyla İslam’ı sunmak, haktan yana durup iz bırakmak kolay değildir. Çünkü bu bedel ister. Fedakârlık ve emek ister. Bu izi bırakan, ömrünü İslam’a vakfeden bir yıldız aramızdan ayrıldı. Evet, biraz geç de olsa büyük âlim Yusuf El-Karadavi’den söz etmek istiyorum. O büyük bir mütefekkir olmakla beraber cesur ve büyük bir direnişçi idi. Haktan yana taviz vermeyen büyük bir âlimdi. O,  İslam âleminin neresinde bir haksızlık görse, makam mevki hesapları yapmadan ona karşı dururdu. Bundan dolayıdır ki tüm İslam âlemi onu baş tacı olarak görüyordu. 

En saygın âlimlerden kabul edilen Mısırlı âlim, darbeci Sisi’nin zulmünü sonuna kadar anlatmış ve İhvan’ın yılmaz savunucusu olmuştur. Muhammet Mursi’nin görevinin ikinci yılında askeri darbeyle indirilmesi ve kukla mahkemelerle devam eden bir dizi yargılamadan sonra cezaevinde şehit edilmesine en sert tepkiyi gösteren yine Yusuf El-Karadavi oldu. Özellikle darbeci Sisi’nin aldığı kararlara karşı sert tepki göstermiş ve ihvan davasını ömrünün sonuna kadar savunmuştur. Aslında Mısır’ın cunta yönetimi fırsat bulsa Yusuf El-Karadavi’yi de idam edecekti.  Zira Muhammet Mursi gibi onu da idama mahkûm etmişlerdi. Fakat Yusuf El-Karadavi tüm sindirme ve tehditlere karşı bildiği çizgiden hiç taviz vermedi.

Diğer taraftan Filistin davasının yılmaz savunucusu olmuştur. Filistin ve Kudüs davasının sadece Filistinlilerin olmadığını ve tüm Müslüman ülkelerin bu konuda sahiplenmeleri gerektiğini haykırıyordu. Kudüs’le ilgili meşhur açıklamasında şöyle diyordu: “Kudüs sadece Filistinlileri ve Arapları değil yeryüzündeki tüm İslam ümmetini ilgilendiren bir davadır.” Ömrünün sonuna kadar Filistin ve Mescid-i Aksa hep gündemindeydi. Filistinliler de bunun farkındaydı. Bu farkındalığı bilen ve Karadavi’nin cenazesine katılan HAMAS Yurt Dışı Teşkilat Başkanı Halit Meşal, Karadavi’nin vefatının Filistin, Kudus ve Mescid-i Aksa davası için büyük bir kayıp olduğunu söyledi.

Karadavi’nin, Türkiye’de 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminde gösterdiği tavrı da dikkat çekiciydi. Darbeyi yapan ve destekleyenlere karşı şu açıklaması çok manidardı: “Batıla karşı hakkın, zulme karşı adaletin, despotlara karşı halkın, cellatlara karşı özgürlüğün ve zulmedenlere karşı hepimiz Türkiye’nin yanındayız” demişti.  Aslında bu duruş ve açıklama bir ferasetti. İslami açıdan Türkiye’nin tüm eksikliklerine rağmen, ABD ve Batı destekli bir darbeye karşı durmasının ilmini ve ferasetini en güzel şekilde ifade ettiğini söyleyebiliriz.

Sonuç olarak; ömrünü İslam’a ve Müslümanların hizmetine vakfeden Yusuf El-Karadavi’nin vefatı İslam âlemi için büyük bir kayıptır. Yüce rabbim şuurlu, cesur ve nerede duracağını bilen âlimlerimizi aramızdan eksik etmesin. Evet, aramızdan bir yıldız kaydı fakat arkasında onun mektebinden beslenen binlerce âlimimiz vardır. Yüce rabbim Yusuf El-Karadavi’nin bırakmış olduğu mirası sürdürmeyi tüm Müslümanlara nasip etsin.