• DOLAR 32.45
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...

31 Mart mahalli seçimlere az bir zaman kaldı. Meydanlar, caddeler ve sokaklar siyasi partilerin reklam/ilan afişleriyle doldu.

Parti yetkili ve temsilcilerinin alan ve ekranlardaki seçim çalışmaları da gittikçe sıklaşıyor. Her parti kendi propagandasını kendince belirlediği konular üzerinden yürütüyor.

Seçimlere giren partilerin sayısı fazla olunca sonucun nerede kimin lehine olacağını da şimdiden kestirmek tabi ki zor oluyor.

Genelde her bir parti kendisine birincil derecede rakip gördüğü partiye veya partilere yüklenerek siyaset yapmaya çalışır. Bu anlamda HÜDA PAR ile CHP arasındaki tartışma ve karşılıklı yüklenme dikkatlerden kaçmadı/kaçmıyor.

Malum olduğu üzere CHP bu ülkede ana muhalefet partisi ve normal şartlarda muhalefet etmesi gereken partinin de aslında iktidar partisi olması gerek diye düşünülüyor. En azından genel siyaset tartışmaları içerisinde bu iş böyle biliniyor.

Fakat hem geçtiğimiz genel seçimler öncesi hem de şimdi önümüzdeki yerel seçimler öncesi Türkiye’nin ana muhalefet partisi diye tanımlanan partinin hedefinde HÜDA PAR oldu.

CHP’nin yeni genel başkanından tutun da onların belediye başkanlarına, belediye başkan adaylarına kadar birçoğunun, sanki bütün her yerde onlara rakip tek parti HÜDA PAR’mış gibi bir yaklaşımları var.

Sadece onlar da değil, kendilerine yakın yazar çizerlerin hepsinin gündeminde de yine tek parti var, o da HÜDA PAR!

Tabi kendilerine rakip diye belirledikleri HÜDA PAR ile ilgili söyledikleri sadece siyasi mülahazalarla olsa ve varsa gördükleri yanlışlar üzerine bu siyaseti yürütseler yine de hak verilirdi, çünkü yanlışlara muhalefet etmek kadar doğru bir yaklaşım olamaz. Ama durum öyle değil; çünkü HÜDA PAR’a çok düşmanca bir saldırıları söz konusu; bu, normal bir muhalefet tarzı şekliyle açıklanamaz.

Bir de HÜDA PAR’ı eleştirmek için veya yüklenmek için dile getirdikleri konuların hepsi ya yalan, iftira şeyler ya da saldırı sebebi diye gösterdikleri hususlar, bu memleketin kadim değerleri ile İslami düsturlar ve dini farizalardır.

Türkiye’nin ana muhalefeti kendisine HÜDA PAR’ı rakip bellemiş ve işin ilginç tarafı rakibine muhalefet ederken de normal bir siyasi anlayışla muhalefet etmeden saldırıyor, hakaret ediyor, iftira atıyor. Bunu normal basit siyasi muhalefetle açıklamak mümkün değil!

Siyasi geçmişi karanlık ve cinayetlerle dolu bir yapının kalkıp başka partileri olmadık şeyler üzerinden vurmaya çalışması tamamen kaybettiren bir siyasi yöntem olduğu halde, CHP’nin bunda ısrar etmesi çok ama çok ilginç geliyor.

HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Sayın Şeyhmus Tanrıkulu’nun kendi ifadesiyle “CHP’nin Geçici Genel Başkanı Özgür Özel”e seslenirken, ‘Evi camdan olanın başkasının evine taş atmaması gerektiği’ne dair uyarısı aslında çok şeyi ifade ediyor. “CHP’nin Geçici Başkanı”nın dikkatini, CHP’nin yapıp ettiklerine çekiyor ve ‘Geçmişiniz de bugününüz de öyle temiz değil, haddinizi bilin’ diye ihtarda bulunuyor.

Herkesin malumu olduğu üzere, Türkiye’nin tek partili dönemlerinde ve sonrasında CHP’nin bu millete yaşattığı mezalimlerin haddi hesabı yoktur.

Bu ülkede “Kurucu Parti CHP”nin döneminde halka reva görülenler ve gerçekleşen katliamların çetelesini bilmeyen kalmamıştır.

Böyle bir anlayışın takipçileri ve müdavimlerinin HÜDA PAR’ı şiddet ve benzeri hususlarla yaftalamaya çalışmaları çok komik oluyor.

Öyle görülüyor ki bu seçimlerde de siyasetteki yarışın yıldızı yine HÜDA PAR olacak!