• DOLAR 32.304
  • EURO 35.016
  • ALTIN 2395.516
  • ...

Her mevsimin zihinlerde özellikle canlandırdığı bir anı, bir hikâye, bir destan vardır. Bu mevsimlerin kimisinde hüzün, matem, gözyaşı; kimisinde de sevinç, sürur ve mutluluk öndedir.

Her yılın 12 ayına tekabül eden benzer hikâyeler çoktur. Ancak Şubat ayı, ‘Şehadet Ayı’ olmakla müsemma oluşunun ayrıcalığını yayıyor. Bu ayın hatıratlarında hüzün, matem ve gözyaşı yanında Ümmetin gururu, baş eğmeyişi, direnişi, kahramanlığı ve kahramanları vardır.

Şubat ayı bizler için musibetlerin sağanak sağanak yağdığı bir ay olsa da bu ay, Yüce Allah’ın hitabına mazhar olmuşların ayı olması hasebiyle onda her bir şahidin her bir şehidin şahsında zulme, isyana, tuğyana başkaldırışın örnekleri vardır.

28 Şubatlarla bir milletin, bir ümmetin inancına, yaşamına, yaşam şekline müdahale hafızalardaki yerini korurken, buna karşılık örtüsünden, tesettüründen, onurundan, camisinden, cemaatinden, eğitiminden ödün vermeyenlerin ağır ama kararlılıkla gelen direnişi de hiçbir zaman unutulmayacaktır.

Farklı siyasi çevrelerin veya karanlık mahfillerin 28 Şubat’ın kirli geçmişine duydukları özlem, halkın dikkatlerinden kaçmadığı gibi, benzer kalkışmanın bu sefer daha ağır sonuçlarının gecikmeyeceğini de bilmelerinde fayda olacaktır.   

Şubatı hep şehadetle anan bir milletin; dinine, inancına, manevi değerlerine gelen saldırıları veya hinlik içeren organizasyonları hüsn-ü kabul ile karşılayacağını hiç kimse düşünmesin.

Şubat ayı şehit ve şehadetle müsemma olmuşsa o zaman bu aydaki şehadet programlarına dikkat etmek faydalı olacaktır.

Geçtiğimiz Perşembe günü Diyarbakır’da organize edilen ‘Şehitler Gecesi’ne halkın teveccühünü görünce, Hakk adına, hakikat uğruna –gerekirse- canlarını ortaya koyacak insanların nasıl da alana sığmadıklarını bir kez daha anladık ve Rabbimize hamd ettik.

Demek ki şehitler sağ, şehadet aşkı hep diridir ve diri kalacaktır. Rableri nezdinde rızıklanan şehitlerin topluma verdikleri enerjinin öyle korkuyla, tehditle, şeytani ittifaklarla izale olacağını düşünmek safdillik olur. Çünkü halkın değerlerine saldıranların, Müslüman ülkenin zenginliklerine göz dikenlerin, Ümmetin onuruna kastedenlerin karşısında dimdik duracak şehadet âşıkları vardır.

Şehadet aşkı öyle sadece bir zaman veya mekâna has bir değer değildir. ‘Şehadet bir çağrıdır, tüm nesillere ve çağlara.’ Ve şehadet aşkıdır bütün engelleri aşan… Şehadet aşkıdır zalimi zulmünden, haini hıyanetinden caydıran… Yine şehadet aşkıdır Mümine dünyaya ram olmayı unutturup onu ahiret için hazırlık deryalarına daldıran… Çünkü şehadet layık olanlara vardır… Layık olmak için de önden geden şehitlere bakarak örnek almak lazımdır.

Bakın hele Şehit Hasan El’benna’ya, Şehit Seyyid Kutub’a, Şehit İbrahim Hoca’ya, Şehit Şeyh Zeki’ye, Şehit Yasin Börü’ye, Şehit Metin Yüksel’e, Şehit Selami Yurdan’a… Ve diğer şehitlere…

Evet, Şubat ayı, Ümmetin medar-ı iftiharı İslami Uyanış’ın mensuplarının şehadetle taltifleri yanında elmanın iki yüzünden biri mesabesindeki yusufî makamda yaşanan ilklere de şahitlik etti.

İslami anlayışın hizmetkârlarına 30 yıllık esaretten sonra gelen özgürlük de Şubat’ın direniş ve diriliş tarihine kaydedildi. Çile dolu yıllara ilmik ilmik sabır dokuyan Şakir’lerin hamd, sena ve teslimiyetleri inşaAllah bundan sonra da devam edecektir. Allah’tan afiyet, silm ve selamet diliyorum. Dile kolay.. 30 yıl!! Bu kadar çileye ve tecride gösterilen sabır ve metanete selam duruyorum. Aileye göz aydınlığı diliyorum.

Şehitlere ve şehadet âşıklarına selam olsun. Hakk’ın rızası uğruna halkın selameti, huzuru ve güveni için çile, sıkıntı ve kederlere merhabaları olan bütün erlere selam olsun. Şubat’ı vesile edinerek tekraren şehadeti gündemleştiren mücadele kahramanlarına selam olsun. Siz değerli okurlarıma da selam olsun.