Siyonist israil’in Gazze’ye yönelik son dönemdeki hamlelerine baktığımızda birkaç ana hedefin öne çıktığını görüyoruz. Birinci olarak, israil, Hamas’ı askeri açıdan zayıflatmayı ve yeniden yapılanmasını önlemeyi amaçlıyor. Ateşkes sürecine rağmen israil, Gazze’de stratejik alanlarda kontrolünü korumak istiyor, çünkü daha önceki anlaşmalarda benzeri kontrol yollarının sınırlı kaldığına dair değerlendirmeler mevcut.
İkinci olarak, soykırımcı israil hükümeti’nin resmi olarak “tam yönetimi” devralmak istemediğini belirtmesine rağmen, sahada kontrolü elinde tutmak ve güvenlik koridorları kurmak istiyor. Örneğin, Koridorlar aracılığıyla Gazze’nin hareket kabiliyetini sınırlandırma girişimleri var.
Üçüncü olarak, insani yardım, yeniden imar ve halkın yaşam koşulları üzerinden Hamas üzerindeki baskıyı artırmak, bu şekilde hem iç kamuoyunda hem de uluslararası alanda üstünlük sağlamak istiyor. Bazı analizler, israil’in Gazze’deki insani krizi bir baskı aracı olarak kullandığını öne sürüyor.
Özetle, israil’in hedefleri karmaşık: yalnızca savaşı durdurmak değil, Gazze’nin geleceğini şekillendirecek bir güvenlik mimarisi oluşturmak, Hamas’ın yeniden silahlanmasını engellemek ve sahada avantajlı konumu korumak.
Ateşkesin dayanma ihtimali
Şu anda yürürlükte olan ateşkesin ne kadar süreyle kalıcı olabileceği konusunda da birçok belirsizlik söz konusu. Geçmiş deneyimler, benzer anlaşmaların kısa sürede bozulma riski taşıdığını gösteriyor.
Pozitif senaryolar:
Bölgesel ve uluslararası aktörlerin devrede olması (örneğin ABD, Katar, Mısır ve Türkiye) ateşkesin uygulanmasına yardım edebilir.
Gazze’ye insani yardımın düzenli girişinin sağlanması, halk üzerindeki baskının bir nebze azalması demektir; bu da ateşkesi destekleyici bir faktör olabilir.
Hamas ve israil arasında esir takası, tutuklu değişimi gibi karşılıklı adımlar atılması, güvenin kısmen de olsa tesis edilmesini sağlayabilir.
Negatif senaryolar ve riskler:
israil’in sahada kontrolü elinde tutma eğilimi – özellikle stratejik koridorlar ve güvenlik bölgeleri kurulması – ateşkesi fiiliyatta zayıflatabilir. Analistler, israil’in tamamen çekilmek yerine kısmi kontrolü sürdürme niyetinde olduğunu söylüyor.
Hamas’ın silahsızlandırılması, yönetimden geri çekilmesi ve yeniden yapılanma sürecini devretmesi gibi taleplerde katı duruş, anlaşmanın fiili hayata geçmesini zorlaştırabilir.
Gazze dışında, özellikle Batı Şeria ya da Lübnan cephesindeki gelişmelerin ateşkesi bozma riski taşıması. Sadece Gazze ile sınırlı bir anlaşma, bölgedeki diğer aktörler üzerinden sarsılabilir.
Ne kadar dayanabilir?
Bu koşullar altında, kısa vadede – örneğin birkaç haftadan birkaç aya – ateşkesin görece stabil olma ihtimali düşükten ziyade “koşullara bağlı” durumda. Ancak orta-uzun vadede (6-12 ay) söz konusu hedeflerin uygulanması, güvenin tesis edilmesi ve sahada ciddi adımlar atılması gerekir; aksi halde geri dönüş riski çok yüksek.
Analizlere göre, ateşkesin “ilk aşaması” başarıyla tamamlanabilir ama ardından gelen “ikinci aşama” çok daha zorlu: sahadan çekilme, yönetim devri, silahsızlandırma gibi adımların hayata geçmesiyle ölçülür. Bu geçiş süreci zayıf kalırsa, yeniden şiddet çıkışı riskleri artar.
Sonuç olarak, israil’in Gazze’deki politikası yalnızca bir çatışmayı durdurmak değil, bölgenin güvenlik mimarisini yeniden kurmak, Hamas’ı zayıflatmak ve sahada kalıcı avantaj elde etmek yönünde şekilleniyor. Bu bağlamda, ateşkes şu an için bir ara dönem fırsatı sunuyor ancak sürdürülebilir bir barışa dönüşmesi için çok sayıda kritik eşik aşılması gerekiyor. Eğer karşılıklı güven tesis edilmez, bölgesel dinamikler kontrol edilemez ve sahada radikal değişiklikler yapılmazsa, ateşkesin bozulma ihtimali ciddi derecede var. Kullanılan tarihsel formüller ışığında, en iyimser senaryoda bile bir yılın ötesinde sorun çıkmadan kalması oldukça zor gözüküyor. Gazze’ye selam, direnişe devam!