Sezgin Özbay

Büyük Fotoğraf

09.11.2023 04:00:29 / Sezgin Özbay

Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O’nun pak Rasulüne olsun.

Boykot çağrıları ses verdi ve hemen her yerden boykot sesleri yükseliyor. Marketler, üniversiteler, belediyeler ve diğerleri… Ancak bizi en çok şaşırtan, Meclis’in de boykot kararını deklare etmesi oldu.

Ne ilginç değil mi? Devlet erkanı da bizim gibi miting yapıyor, boykot ediyor, kınıyor; hatta şiddetle kınıyor. Meclis bünyesinde artık israil ürünleri satılmayacakmış. Bu haberi açıklayan ben olsam, yerin dibine girerdim. “Bu görevi bana vermeyin, utanırım.” derdim.

Bugüne kadar Meclis kantininde, yemekhanesinde o ürünlerin ne işi vardı? Yahu siz hiç mi anne terbiyesi almadınız? Hiç mi Anadolu kültüründen beslenmediniz? Bizim annelerimiz, eve misafir geleceği zaman dışardan ikram aldırmaz kendileri yaparlardı. Bizim Meclistekiler, devlet onların elinin altında ve bu ülkenin kendi ürünleri olduğu halde israil mallarını yiyip içiyorlarmış.

Düşünün ki bir pastaneniz var ama gelen müşteriye karşı pastaneden ürün getirip satıyorsunuz. Bu bile anlaşılabilir ama sen koca devletsin, kendi ürünün yok mu ki bugüne kadar siyonizmin ürünlerini bünyende barındırdın, kalkındırdın? Var ama devletin bile kalitesi israil ürünleriyle belli oluyor. Koskoca Meclis’te Coca Cola olmazsa bize ne derler?

Bir de dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, bizim ülkede hep yukardakiler aşağıdakilere uyuyor. Türkiye geneli marketinden okuluna herkes boykot ettikten sonra boykot ediliyor. Devlet, baştır ama tabiri caizse ayağa uyuyor. Bedeni ayaklar yürütüyor olsa da yürütme mekanizması olan beyin değil mi? Devlet olarak neden bu işlevi üstlenmiyorsunuz? Hep “Hele siz bir tepki gösterin, biz arkanızdan geliriz.” modundasınız?

Bizler basit, sıradan bireyler olduğumuz halde, gittiğimiz yerde ikram edilen boykot ürünü bisküviyi dahi kabul etmiyoruz. Yahudilerle bizim helal haram çizgilerimiz birbirine benziyor. Ona rağmen yemiyoruz. Üniversite yıllarında bir arkadaşım dedi ki: “Bunda domuz var diye mi yemiyorsun?” “Hayır!” dedim. “Sen şu an acıkmışsın. Ben ondan yiyip azaltırsam sen gidip yenisini alırsın diye yemiyorum.” Bedava da verilse almıyoruz! Yemiyoruz! Yerinin doldurulacağı hiçbir açık oluşturmuyoruz! Otobüste, uçakta ikram olarak verilse de almıyoruz!

Meclis adına yapılan açıklama karşısında biz utanırken, umarım bundan sonra böyle açıklamalar yapılmayacak şekilde davranılır. Bitki yetiştiriyoruz, tohumu israilden. Ağaç dikiyoruz, çekirdeği israilden. Hoşumuza giden bir bitkinin çekirdeğini çıkarıp ekiyoruz, yeşermiyor. Çünkü israil sadece kendi tarafından gönderilen tohumlar bitki olacak şekilde ekini bozmuş.

Olayın büyük fotoğrafına bakalım. Yerli birçok ürün tarumar oldu gitti. Domatesin çekirdeği, içinde yeşeriyor. İçi sapsarı ve özsüz. Yani mesele boykotla da bitmiyor. Yerli tohumu olan çiftçilerin desteklenmesi, yerli üretimin artırılması ve yeniden organik günlere dönmemiz gerekiyor. Yoksa çoğumuz kanser veya çeşitli hastalıkların pençesinde kıvranarak öleceğiz Allah muhafaza.

 

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar