2024 yılı çok hareketli ve yoğun geçti. Öyle görünüyor ki 2025’yılı da aynı yoğunlukta gelişmeler olacak. Temennimiz odur ki, olacak olan gelişmeler mazlumların lehine olsun.
Gelelim 2024 yılında Dünya’da hatıralarda kalanlara;
Her şeyden önce yıl boyunca işgalci siyonist çetelerin Gazze’ye yönelik saldırıları şiddetli bir şekilde devam etti. Halkı Müslüman ülke liderleri de üç maymunları oynamaya devam ettiler. Ancak mücahitlerin destansı direnişleri ve Gazze halkının dirayetli duruşları hem Müslüman halklara iman aşıladı hem de on binlerce kişinin aziz İslam diniyle müşerref olmalarına vesile oldu.
23 Eylül’den sonra ise işgalci çeteler bu kez Lübnan’a yıkıcı saldırılar yaptı. Gazze’deki aslanlar gibi Hizbullah’ın mücahitleri de destansı bir direnişle işgalci çetelere karşılık verdi ve onları anlaşma yapmaya mecbur bıraktı.
HAMAS’ın lideri İsmail Heniyye ve ondan sonraki lider Yahya Sinvar işgalciler tarafından şehit edildiler.
Aynı şekilde Hizbullah komuta kademesinin bulunduğu Beyrut’a yapılan saldırıda Nasrallah şehit oldu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi işgalci çete başı Netenyahu ve sözde Savunma Bakanı Galant hakkında insanlık suçları ve soykırım suçları işlediklerinden dolayı tutuklama kararı çıkarttı.
Kırmızı başlı Trump tekrar Büyük Şeytan ABD’nin Başkanı, Putin ise dördüncü kez Rusya Devlet Başkanı olarak seçildi.
19 Mayıs İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın içinde oldukları helikopterin düşmesi sonucu vefat ettiler.
Türkiye’de de önemli gelişmeler oldu.
31 Mart’ta yerel seçimler için sandığa gidildi.
30 Ağustos’ta Cumhurbaşkanının da katıldığı Kara Harp Okulu Mezuniyet Töreni sonrasında bazı teğmenler kılıçlarını çekip, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye bağırdılar. Daha sonra bu korsan yemini yapan teğmenlerden bazılarının ordudan ihracı istendi. Dolaysıyla Türkiye’de darbe heveslilerinin hep olacağı kanaati bir kez daha tescillenmiş oldu.
HÜDA PAR, israil saflarında savaşa katılan çifte vatandaşların vatandaşlıktan çıkarılması için Meclis’e kanun teklifi verdi. Ne yazık ki hem iktidar hem de muhalefet partileri bu kanun teklifini görmezlikten geldiler, geliyorlar. Evet, konuşmaya gelirken mangalda kül bırakmayan sözde Kudüs sevdalısı zatlar sus pus olmuş ve HÜDA PAR’ın bu teklifine karşı dut yemiş bülbüle dönmüşler.
12 yıl aradan sonra ilk kez Mısır’ın darbeci Cumhurbaşkanı Türkiye’ye geldi. Böylece şehit Mursi ve İhvanın binlerce şehidinin katili resmen Türkiye’de ağırlanmış oldu.
8 Eylül Diyarbakır Tavşantepe Köyünde kaybolan Narin Güran ölü olarak bulundu. İlk başlarda bu insanlık dışı vahşet üzerinden siyasi rant devşirmek isteyen insan kılıklı siyasetçiler günün sonunda yalancı ve müfteri olarak anıldılar.
15 Eylül’de Bahçeli Öcalan’a seslenerek, “Meclis’e gelsin DEM gurubunda silah bırakıldığını ilan etsin” dedi. Böylece Türkiye yeni bir sürece girmiş oldu. Sonucunu hep beraber takip edeceğiz. Bakalım ne olacak?
21 Ekim’de 25 yıldır ABD’nin Pensilvanya eyaletinde yaşayan Fethullah Gülen öldü. Dünya defteri kapandı ve Mahkeme-i Kübra’da mutlak adalete muhatap olacak.
18 Kasım’da yeni doğan bebekleri anlaştıkları Özel hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve bebeklerin ölümlerine neden oldukları iddiasıyla başlayan “Yenidoğan Çetesi” davası başladı.
8 Aralık’ta Suriye’de zalim Esad devrildi ve ülkede yeni bir süreç başladı. Rabbim bu yeni süreci İslam âleminin lehine dönüştürsün inşallah.