Bismillah!
“Allah’ım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl! Bizi Ramazan’a kavuştur.”( Amin)
Evet, değerli okurlar!
Yeni bir yıla ve mübarek üç aylara aynı zamanda girmek çok farklı manevi bir atmosfer yaşattı bizlere...
Rabbim yeni yılı ve mübarek üç ayları, bizlere ve Ümmet-i Muhammed’e hayırlara vesile kılsın inşallah!
Enbiyalar Serveri (sav) şöyle ferman buyurmuştur:
“ Recep Allah’ın, Şaban benim, Ramazan Ümmet’imin ayı’dır.”
Allah’ın ayı deyince aklımıza ne gelir?
Zaten bütün günler, aylar, yıllar, yerler, gökler Allah’ın değil mi?
Neden Efendimiz sadece Recep Allah’ın ayı demiş?
Rabbimiz, biz aciz, günahkar ve muhtaç kulları için yılın ‘üç ay’ını mümin kullarına hediye olarak bahşetmiştir. Yani kampanya ayları da diyebiliriz.
Gönül kışımızın baharı olan üç aylar, bizlere üç bahar mesabesindedir.
Zira Recep ekim, Şaban sulama, Ramazan hasat vaktidir.
Öyleyse bu güzel Recep ay’ında Rabbimizin rağbetine icabet edip, O’na ram olacağız.
Bize hediye edilen bu özel aylarda, en güzel ve en özel ibadetlerimizi, yürekten kopup gelen dualarımızı, sadaka ve infaklarımızı gönül kabımızda ihlas ve ihsan ile Rabbimize sunacağız.
Zira bu ay hayırda yarış ay’ıdır.
Kim daha çok çalışır, çabalar koşarsa, Rabbi o kulunu beğenir ve ona rağbet eder.
Yani bu ay, kulun kendini Rabbine beğendirme ayıdır.
Hiç olmazsa bu ay rağbetimizi dünya ve dünyalıklardan çevirip, Rabbimize yönelelim.
Zira bizler için, özel gün ve geceler bahşeden Rabbimiz, dualarımızı, tövbelerimizi, gözyaşlarımızı görmek, kabul etmek, bizimle muhabbet etmek istiyor.
Dünya meşgalesi çoğu zaman bizi bizden, bizi Rabbimizden fersah fersah uzaklaştırabiliyor.
İşte bu güzel gün ve geceler bizler için kaçırılmayacak müthiş fırsatlardır.
Bu fırsatları çok iyi değerlendirmemiz gerekir.
Zira nasıl ki, evimizin, arabamızın, iş yerimizin, çocuklarımızın bakıma ilgiye, sevgiye ihtiyacı varsa, ruhumuzun da bunlara ihtiyacı vardır. Dünya meşgalesi, dert ve sorunları ile ilgilenmekten çoğu zaman kendimizi ihmal ediyoruz.
Oysa nasıl ki, bedenimizin yemeye içmeye ihtiyacı varsa, ruhumuzun da manevi gıdaya ihtiyacı vardır.
Ruhumuzun gıdası ise, ibadet, tefekkür ve Kur’an kıratı ile beraber, iç muhasebe ve muhakemedir.
Bizlerin de yılda bir kez bu mübarek üç aylarda, tıpkı tüccar ve iş adamları misali, iç muhasebemizi gözden geçirip, kar ve zararımızın hesabını iyi yapmamız gerekiyor. Zira, kar ve zararının hesabını iyi yapamayanlar iflas etmeye mahkumdurlar.
Rabbim bizleri iflastan uzak, ihsanlı ve İhlâslı kullarından eylesin inşallah.
Recep ay’ında ihlâsla salih tohumlar ekmeyi başarabilirsek, Şaban ay’ında, tohumlarımız filizlenecek, Ramazan’da hasat ile yüzlerimiz gülecek, yüreklerimiz feraha kavuşacaktır, inşallah.
Rahmet, bereket ve mağfiretin vesilesi olan üç ayların, Filistin ve Kudüs’ün kurtuluşuna vesile olmasını yüce Rabbimden temenni ve niyaz ederim.
Selam ve dua ile...