Mehmet Eşin

Ümitvarız…

05.01.2025 01:00:00 / Mehmet Eşin

Dünya bir imtihan meydanıdır. İmtihan gereği insanlar sınanmakta, zorlu süreçlerden geçmektedir.

Aynı zamanda insan fıtratı gereği ‘aceleci’dir.

İçinde bulunmuş olduğu imtihan sürecinin bir an önce sona ermesini, Allah’ın va’d ettiklerinin bir an önce gerçekleşmesini ister.

Bu süreç sadece inananlar için değil aynı zamanda inkarcılar için de geçerlidir.

Kendilerine gönderilen Peygamber ve elçileri yalanlayan inkarcı kavimler, korkutuldukları azabın bir an önce gelmesini isterler.

‘…Şayet doğru sözlülerden isen, bize vadettiğin (azabı) getir de (görelim).”

Bu meydan okuma tarih boyunca bütün elçilere yapılmıştır.

Günümüzün inkârcı ve zalimleri de aynı şeyi tekrarlamaktalar.

Haşa, ‘…haydi Allah’ınız gelsin de sizi kurtarsın...’ diye meydan okurlar.

İman edenler de özellikle imtihanın çok ağırlaştığı, düşmanın zulüm ve baskısı zirve yaptığında, Müslümanların gücü ve kuvveti tükendiğinde bu istek ve arzular tavan yapar.

Bu ortamda insi ve cinni şeytanlar devreye girer ve mü’minleri ümitsiz kılmaya çalışırlar.

İnananlar, kendi Peygamberlerine ve liderlerine bu suali sormaya ve sorgulamaya başlarlar.

Bu ruh hali sadece müminlere has değildir. Peygamberler de Allah’tan bunu istemişlerdir.

‘…Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü'minlerle; 'Allah'ın yardımı ne zaman?' diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah'ın yardımı pek yakındır.’

Peygamberin yanındaki inananların ‘Allah’ın yardımı ne zaman’ demesi normal olsa da Peygamberin de yanındakilerle birlikte bu soruyu sorması çok dehşetli ve ibretli bir sahnedir.

İşte buna binaen Allah Teala, mü’minlere ümit va’d etmiştir. Önceki kavimlerin başına gelenlerin ve inkârcı kavimlerin başına gelenleri uzun uzadıya anlatması bu ümidi aşılamak içindir.

Allah’tan ümidi kesmek küfürle bir tutulmuştur. Çünkü Allah’ın gücü kuvveti sonsuzdur, ne olursa olsun yardım etmeye kadirdir.

… Sakın, hiç biriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan (azap), ona da isabet edecektir. Onlara va'dolunan (azab) sabah vaktidir. Sabah yakın değil mi?'

‘… Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden umut kesmez.'

Tarih tekerrür ediyor. Günümüzün dünyasında da imtihan çok çetin geçiyor. Gazze, 457 gündür siyonist vahşilerin acımasız, vicdansız bombardımanı altında. Her geçen gün ve saat durum daha da kötüye gidiyor.

Düşmanın azgınlık ve şımarıklığı artmakta, iman edenlerin sesi kısılmakta, gözlerde korku ve endişe hakim olmaktadır.

Ümmet ve insanlık cenahında bu zulmü bitirmek için bir kıpırdama bir irade belirtisi yok.

Acizane bir şekilde umudumuzu kaybetmeden dua etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor. Belki dua etmeyi de bazen unutuyor, ihmal edebiliyoruz.

Ama elhamdülillah Gazzeli kardeşlerimiz direnmeye ve Allah’a olan ümitlerini korumaya devam ediyorlar. Bir isyan, bir şikâyet ve umutsuzluk hali hâkim değil.

Sünnetullaha baktığımızda inananların güç ve kuvveti bittiğinde, takatleri kesildiğinde, ümitsizlik belirtileri belirdiğinde Allah’ın yardımının geldiğidir.

Peygamber Aleyhisselamdan sonra inkarcı ve azgınlara  yönelik önceki kavimlerin başına gelen azap gelmemiş ama mü’minlerin eliyle inkarcılar cezalandırılmıştır.

Temennimiz ve umudumuz bu andan sonra Allah’ın yardımının tecelli ederek mü’minleri uyandırması, birleştirmesidir.  Bu birliğin işgalci siyonistler ve onlara yardım edenlere karşı bir azaba dönüşmesidir.

Bu, Rabbim için çok kolaydır…

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar