Dünyanın hangi coğrafyasına bakarsanız bakın, Gazze için yüreği yanan halkları görürsünüz. Müslüman’ı, Hristiyan’ı hatta ateisti bile bu siyonist yaratıkların durdurulması için meydanlarda protestolar gerçekleştiriyor. Yılbaşı gecesi “Gazze halkı bu haldeyken yılbaşı mı kutlanır” deyip çoluk çocuk o karda soğukta meydana inen İsveç halkını insanlık vicdanı adına tebrik ediyorum.
Şu anda siyonist teröristlerin bizzat üretip sattıkları ve onlara destek veren firmalar, dünya çapında ekonomik boykota maruz kalıyor ve milyarlarca dolar zarar ediyorlar ama yeterli değil. Eskiden olsa şu an yapılan protesto ve boykotun onda biri sonrası işgalci israil geri adım atardı. Yani bir, nabza göre şerbet politikası vardı ama şimdi yok..
Peki, ne oldu da bu siyonist iblisler bunca dünya halklarının ayağa kalkmasına rağmen geri adım atmıyorlar? Ya da halkların protestoları, bağlı bulundukları devletleri neden harekete geçiremiyor? Sebep, bu siyonistlerin, İslam ülkelerini de etkisiz kılacak emperyal güç faktörünü kontrol altında tutuyor olmalarından kaynaklanıyor.
Ama asıl etkisiz kıldıkları halklar ki; “ben, süper güçleri arkasına almış bu siyonistlere karşı tek başıma ne yapabilirim ki” algısı.. Bunu halklara düşündüren algı ise uluslararası sistemi kontrol altında tutan ABD ve AB’nin gerçekten de Siyonizmin fiili destekçisi olmaları ve ayrıca yüzlerce uluslararası firmanın siyonistlere ait olması faktörü.
Gıdadan deterjana, giyimden aksesuara, telefondan arabaya tüm insani ihtiyaç kalemleriyle toplumları ürettiklerine bağımlı hale getirdiği büyük bir ekonomik gücü elinde bulunduran siyonizm kötülük hareketi, aynı zamanda bu ürettiklerine adeta zehirli bal katarak bağımlısı haline getirdiği insanların fıtratını ifsat etti, ediyor.
Bugünün çocuklarına ne söylersen söyle kendi bildiğinden şaşmayan zevkperest bir hayatı arzulamalarının en büyük sebeplerinden biri; siyonizmin ürettiklerini tüketen, parfümünü koklayan, sinema, asosyal medya platformlarına hapsolarak kültürel erozyona maruz kalmalarından kaynaklanıyor.
Son yüzyıldır Afrika’dan Asya’ya yeraltı ve yerüstü zenginliklerini çalan batının zevkperet aristokratlarını rüşvet, şantaj ve tehditlerle avuçlarının içine alarak kullanan siyonizm lobisi, toplumları hareketsiz hale getirebilmek için de ahlaksızlık, kumar, uyuşturucu vesair kötülük argümanlarını işletiyor. Yetmiyor, onlarca canlı cansız argümanı devreye sokarak gelenek görenekleri ayıplıyor, aile kurumunu çürüterek sözde özgürleştiğini zanneden bireyleri bu kez değersizleştirip bir hiç haline getiriyor.
İşte bu terör hareketi siyonizmin, yüzyıldır ince ince işleyerek insanlığı köle gördüğü dünyayı yönetme hevesine Gazze’nin yiğit halkının engel olmasına verdiği vahşice karşılık, insanlık dışı katliamlar oldu. ABD, Avrupa ülkelerinin asker ve yüksek teknolojili silahlarını kullanan Siyonistlere karşı 450 günü aşan destansı bir direniş sergileyen Kassam mücahitleri, tüm ümmet ve dahi insanlığın selameti için mücadele veriyor.
Gazze’nin aslanlarının, iç yüzlerini tüm dünyaya ifşa ettiği bu insanlık düşmanı siyonist yaratıkları durdurmanın yollarından biri halklara, diğeri yöneticilere düşüyor. Halklar, temiz fıtratlarına dönmeli, boykotun önemine varmalı ve ülkeleri müstemleke ise yönetimlerini dönüştürmeli.. Aslına dönüşmüş İslam ülkeleri ise birlik olmalı ve yeni bir milletler birliği oluşturup askeri bir adım atmalı. Bunun başka bir yolu yok. Adaletin tecellisi ve insanlığın selameti, cesur yüreklerin bu uğurda yakacağı bir işaret fişeğine bağlı…