M. Ziya Gümüş

Zilzal-Ardhej-Deprem

08.02.2023 07:00:33 / M. Ziya Gümüş

Ülke olarak hepimizi sarsan, birçok ilde ve ülkede hissedilen ve yine birçok il ve ülkede yıkımlara yol açan sarsıntılı günler geçiriyoruz.

Olagelenler, yıkımlar, enkaz altındakilerin yardım çığlıkları, enkazın başında yakınlarını bekleyen çaresiz insanlar, kışın bu soğuk günlerinde yardıma muhtaç vatandaşlar, olanlara baktırıp tefekkûre(meydana gelenler üzerinde düşünmeye), tezekkûre (geçmişin muhasebesini yaparak olaylar üzerinde düşünmeye), tedebbûre(geleceğe dair düşünmeye ve ibret almaya), tefeqqûhe(kişinin lehinde ve aleyhinde olabilecek şeyler üzerinde düşünmeye), teeqqûle(sebep ve sonuç arasında bir bağ kurarak, muhakeme yapıp derin düşünmeye), teemmûle(her şeye rağmen olanları göz önüne getirmeye), tefehhûme(olanları idrak edip kavramaya), teebbûde(kendisini ibadete vermeye) teberrû’e(Allah için bağışlarda bulunmaya) götürüyor.

Çünkü Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de Zilzal Suresinde bahsettiği إذا    ile başlayan o zaman dilimini yaşıyorduk. İzâ zülziletül erdu zilzâlehâ…

“Yeryüzü kendine has özel bir sarsıntıyla sarsıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan “Ona ne oluyor?” dediği zaman. İşte o gün, yer kendi haberlerini anlatır” (Zilzal 1-3)

Yıllar önce bir dergide Richter ölçeğiyle deprem dalgalarının son noktasının 12 olduğunu okumuştum. 12 şiddetinde bir depremin taş üstünde taş bırakmayacağı yazılıyordu. Kıyametti anlatılanlar. 12 şiddetindeki depremin yani yer sarsıntısının nasıllığının detayları Kur’an-ı Kerim’de Zilzal Suresinde yazılıyordu; 12 şiddetinde yani kıyametin kopacağı şiddette yer (ard) özel bir sarsıntıyla sarsılacak. Yer içindekilerini dışarıya atacak. İnsanlar neler oluyor? Diye soracak. O gün insanlara amellerinin kendilerine gösterilmesi için kabirlerinden bölük bölük çıkacaklar. Kim zerre ağırlığınca iyilik yapmışsa onun mükâfatını görecek ve yine kim zerre ağırlığınca kötülük yapmışsa onun cezasını çekecek. Bütün bunlar 12 şiddetindeki bir depremin ardında iş işten geçtikten sonra olacaktı. Ama daha düşük şiddetlerdeki depremlerde yapabileceğimiz çok şey vardı.

Yine başka bir ayeti kerimede “Ey İnsanlar! Rabbinize karşı yaptıklarınızın bilincinde olun. Allah’tan korkun. Çünkü kıyametin sarsıntısı gerçekten korkunç olacak” (Hac 1)

Sadece bunlar mı? O gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacaktır. O gün herkes başının çaresine bakmaya çalışacaktır. (Abese Süresi- 33-37)

Allah Teâla bir daha bize göstermesin merkezi K. Maraş olan 7.7 şiddetindeki depremi Batman’da bize sadece hissettirdi, gecenin bir saatinde halk neler oluyor diyerek bölük bölük sokaklara döküldü. 12 şiddetinde bir depremde değil kaçmak kimse kelime-i şehadet getirmeye fırsat bile bulamayacaktır…

Öyleyse; başta söylediğimiz kelimelerimize geri dönelim. 12 şiddetindeki depremin yani kıyametin provası olan gördüğümüz, hissettiğimiz bu depremlerin bizleri tefekkûre, tezekkûre, tedebbûre, tefeqqûhe, teeqqûle, teemmûle, tefehhûme, teebbûde ve teberrû’e götürmesi umuduyla…

Azıcık aklımızı başımıza alıp Allah’a yönelmemizin yani tevbe etmemizin zamanı gelmedi mi?

Yoksa şairin anlattığı vasıflarda mıyız?

“Dünyevi zevklerimiz, bireysel hırslarımız,

Hiç eksilmiyor, kinimiz düşmanlıklarımız,

Anladığım kadarla, yok edici varlığız,

Yanlışımız çoktur akıllanmayacağız”

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar