Alındı ama bizde değil Endonezya’da. Geçen hafta İLKHA ve gazetemiz Doğruhaber “Endonezya’da zina suç sayılacak” diye bir haber geçti. Habere göre, Endonezya Parlamentosu, zinayı suç sayan bir kanun teklifini onaylamıştı.
Çıkarılacak yasaya göre zina yapanlar bir sene hapis cezasıyla cezalandırılacaktı. Şahıslar evli olmadan beraber yaşıyorlarsa altı ay hapis cezasıyla cezalandırılacaklardı. Endonezya, evlilik dışı birlikteliği vatandaşlarının yanı sıra ülkedeki yabancılar için de suç sayıyordu.
Tabi bu da şikâyet şartına bağlıydı; akrabalar şikâyetçiyse, karı kocasını, koca karısını şikâyet ederse, çocuklar anne babalarını şikâyet ederse, erkek kardeş kız kardeşini, kız kardeş erkek kardeşini şikâyet ederse daha o zaman yasanın gereklilikleri devreye girecekti.
Ayrıca yasada şöyle bir madde de vardı; tıbbi bir müdahale ya da tecavüz durumu bulunmaması halinde kürtaj yaptıran kadınlara da dört yıla kadar hapis cezası verilebilecekti.
İşin ilginç bir tarafı da bu yasa 3 yıl sonra uygulanacaktı. O da eğer Devlet Başkanı Joko Widodo tarafından imzalanırsa tabi. İmzalamayabilir de yani. Bütün bunlar buraya kadar normal. Anormallikler bundan sonra başlıyor. Amerika el-Hurra kanalı şöyle bir haber geçti; “Washington Endonezya’nın evlilik dışı ilişkiyi suç saymasından endişeli”!
Bundan sonra da Amerika Dışişleri sözcüsü Ned Price paralel bir açıklama yapıp dünyanın öbür tarafından çorbaya kıl oldu; “Bunun temel insan haklarını, Endonezya’daki özgürlükleri ve oradaki Amerika vatandaşlarımızı nasıl etkiyeceği konusunda endişeliyiz.”
Sanırım endişelerine yorum yapmamıza gerek yok. Ne demek istediğini sarih bir şekilde açıklamıştır.
Diğer yandan Amerika’ya yakın sermayedarların bu yasanın Endonezya ekonomisini olumsuz yönde etkileyeceği, yatırımcıların bu durumu gözden geçireceği şeklindeki açıklamaları…
Resmen ekonomik ambargo tehdidi…
Avustralya’da söyleyeceğini söylemiş ve “Her yıl sayıları 1 milyona yaklaşan vatandaşlarının Endonezya’ya seyahatlerini gözden geçirebiliriz” diye bir açıklama yapmış. Plajlarınız boş kalabilir, turizminiz yara alabilir anlamına gelecek sözler… Bu da teknik tehdit.
Demek ki kanun çıkarmak böyle çocuk işi değilmiş… Herkes aklına gelen her kanunu çıkaramıyormuş. Yürürlükteki kanunları kafasına estiği gibi değiştiremiyormuş. Zaman zaman meclisler de başkanlar da bostan korkuluğu olabiliyormuş. Bağımlılık çok kötü bir şey.
Bir iki ülkeyi hariç tutarsak dünyanın hemen hemen her yerinde şeytanın en güçlü silahı zina serbest bırakılmış durumda. Endonezya’da zina 75 yıldır serbest durumdadır. Bizde 15 seneden beri.
Sanırım bunları okurken sizin de aklınıza Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 Şubat 2018’de yaptığı açıklama gelmiştir; "Zina konusunun yeniden ele alınmasının çok isabetli olacağı düşüncesindeyim. Bu toplumun manevi değerler noktasında farklı bir konumu var. Biz Avrupa Birliği sürecinde, bu bir özeleştiridir; bu konuda bir yanlışımız oldu. Zina ile ilgili düzenlemeyi de yapmak suretiyle tacizler vs. belki de aynı kapsam içinde değerlendirmemiz lazım" demiş idi. Ve bizler de unutmuş idik. Endonezya hükümeti bizi o günlere götürdü.
Erdoğan seçim öncesi böyle bir adım atar mı? Neden olmasın? “Tek Adam” değil mi? Kolluk onda değil mi? Bir imzasına bakar. Yoksa ekonomik endişeler nedeniyle yapamaz mı diyorsunuz? Bekleyip görelim… Ayasofya için de “Olmaz” demiştik. Bunu da yapabilir, oldurabilir.