Erkan Kadga

Efendi Biz İsek, Emrediyoruz!

30.12.2024 01:00:00 / Erkan Kadga

Bizler halkız. Yani bize öğretildiğine göre, demokrasilerde; yöneten, karar veren, hükmetme yetkisine sahip olan kişileriz! Bize söylenene göre; monarşi, oligarşi, teokrasi, aristokrasi… gibi yönetimlerde efendi olanlar, ya kişiler ya da gruplardır. Oysa demokrasilerde güya efendi olan direk halktır! Kendi geleceğini belirleme yetkisi güya sadece halkta olacaktır. Öyleyse neden neredeyse alınan siyasi tüm kararlar, sadece benden, yani halktan, yani efendi olandan saklanıyor. Halk hem efendiyse, hem de kendi yönettiği ülkenin siyasetinde alınan hiçbir karardan haberdar değilse bu çelişki olmaz mı?

Mesela Ortadoğu halkları, ülkelerinin Suriye politikasından ne kadar haberdardırlar? Kimlerle ne üzerine anlaşmalar yapıldı, efendi olan halkın bilmesi gerekmiyor mu? Batı kültür ve medeniyetiyle geliştirilen ve maalesef asimetrik olan ilişkiler, halkın iradesi yönünde belirlenmeli değil midir? Emperyalizm’in kurduğu küresel sistemin çarklarında yapılacak ticaretin, anlaşmaların önce halka sorulması gerekmez mi? Siyonizm’le ilişkilerimizin, yüzümüzü batıya mı doğuya mı döneceğimizin kararı asıl efendi olan halkın değil midir? 

Burada siyaset ve yönetim şekilleri hakkında yüzlerce soru ve itiraz yapılabilir ama amacımız yönetim şekillerini yarıştırmak, iyisini belirlemek değil. Amacımız, sadece dikkat çekmek. Efendi-köle ilişkileri üzerine çizilen tablolarda, özgürlüklerimizin sınırları hakkında söylenen ve daha söylenecek olan çok masal varmış gibi görünüyor. Görünenler bize, gözlerini iyi açmayan halkların özgürlüklerinden öte, iradelerinin de büyük tehlike altında olduğunu gösteriyor. “Halka rağmen, halk için” sloganını kullanan ayrıcalıklı ve bu ayrıcalıklarının muhafızı olan gerçek efendiler, durmadan, halkın iradesini kontrol altına alma ve o iradeyi istendik yöne doğru yönlendirme planları yapıyorlar. Bilimler, sanat ve özellikle medya bu işi gerçekleştirecek araçlar olarak kullanılıyor. Çünkü onlara göre, halk yığınları efendi olmanın yanından geçmeyi bile hak etmeyecek kadar cahildir! 

Söylemde “efendi halk”, eylemde “cahil halk” anlayışı günümüze kadar alternatifsiz şekilde demokrasilerimizin siyasi anlayışı olarak geldi. Zaten “efendi halk” söylemi bizde, hiçbir zaman yönetimsel pratik olarak kullanılmadı. Zihinsel bir değişimin, inançlara yönelik açılmış savaşların amacına hizmetkar kılınmak istendi.

Dünya demokrasilerinde, -halkın bilfiil yönetiminden zaten geçtik, tam adil hukuktan, özgürlükten geçtik ama- en azından, halkına karşı daha şeffaf ve daha yalansız bir yönetim kurulma ihtimali yok mu?

Şimdi ya aklımızla alay etmeyi bırakın ve gerçek yerimizin neresi olduğunu gösterin ya da iddia ettiğiniz gibi eğer halk olarak efendi isek ve sizler siyasetçi olarak bize hizmetkar iseniz, öyleyse sizin efendiniz olarak size emrediyoruz:

- O makamlardan gelin aşağı. Kara güneş gözlüklerinin altından bakmayın ve seviyemize inin, villalardan çıkın ve gelip mahallemizde oturun, camimizde namaz kılın.

- Artık (hepinizi birden), bizden daha  zenginler olarak görmeyelim sizi. 

- Lükse dalmayın. Lüks makam arabalarınızı satın, ucuz ve envai çeşit yemekleri sırtımızdan bedavaya yemeyin, göz kamaştıran makam odaları kurmayın… 

- Hizaya koymayın, kapıda bekletmeyin, hiyerarşiyi, insanlık onuru üzerine kurun, efendi-köle ilişkisi üzerine değil. Ekmek için köle olmayı şart olmaktan çıkarın.

- Yaptığınız ve yapacaklarınız hakkında düzenli bilgilendirin, şeffaf olun. 

- Kimlerle ne anlaşmalar yapıyorsunuz, ne planlıyorsunuz söyleyin. 

- Tepişmeyin, tartışmayın, geleceğimize dair yaptığınız hesapları anlatın.

- Yüzümüzü hangi kıbleye doğru dönmemiz lazım geldiğini bize sorun. 

- Toprağımız sömürülüyor, emeğimiz, enerjimiz çalınıyor, artık o hırsızların ellerini memleketimizden kesin.

- Kardeşlerimiz, çoluk çocuğuyla beraber, aç-susuz, perişan, bombalar altında parçalanıyor.  Durmayın orada, durdurmayın kimseyi. Size emrediyoruz! Gidin ve artık bir şeyler yapın! 

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar