Bismihi Teâla

Eğitim sistemi öyle savruk ki,

Öyle yamalanmış ki,

Dikmeye kalksan,

Elinde kalır.

İğnenin geçeceği yer mi kaldı?

Delik deşik,

Öyle defolu olmuş.

Nerde İdris Nebi mahareti?

Nerede Muhammed(s.a.v) fenni?

Vicdanlı birileri çıktı mı?

Taşlı, sopalı taşlaşmışların hışmından,

kendisini kurtarır mı kurtarmaz mı…

Vay neymiş laiklik elden gidiyormuş.

Hep aynı monolog,

Aynı arabesk…

O da ayrı bir safsata!

Birey karakterinin bir boyutu çevreye bakar.

En organizeli çevre okullardır.

Bireyin sınıfı, sıra arkadaşı bile karakteri üzerine

tesiri olabiliyor.

Değerler eğitimi modern bir söylem.

Sanırım din gibi ciddi bir öğretiyi,

telaffuz etmede layt lisanımız zorlanıyor.

Maarif eğitim modeline serpiştirilen

Yirmi kök değerden bahsediliyor.

Adalet, aile bütünlüğü, çalışkanlık, dostluk, estetik vs.

Müfredata direkt değil örtük şekilde serpiştirilmiş.

Tabii ki alacağınız referans önemlidir.

Şu var ki,

vahiy kültürüyle yoğrulmayan ne varsa kesiktir, nakıstır.

Akif ne güzel söyler:

Ne irfandır ahlaka yükseklik ne vicdandır,

fazilet hissi insanda Allah korkusundandır.”

Başka söze ne hacet?!

Madem denenmiş,

Ki sınanmış.

En zor mizaçlar,

Öyle tutarlı bir hal almış ki,

En güzel karakter prototipini teşkil etmiştir.

Prens Bismarck itiraf eder:

Sana muasır bir vücut olmadığımdan dolayı

müteessirim ey Muhammed!..

Muallimi ve naşiri olduğun bu kitap,

senin değildir. O, lâhûtidir.”

Bu vicdani tasdik haksız mı?

Zira söz konusu olan bedevi bir toplumun

medeni bir topluma inkişafı…

Kur’an;

Sahabeyi güç tapıcılıktan “tevazu, hoşgörü, diğerkâmlık” gibi

yüksek karakterli birey-toplum seviyesine çıkarmıştır.

Marifet de bu değil midir?

Maariften beklenen de sanırım budur.

Kalın sağlıcakla…