İmanın ve güzel Müslümanlığın ölçülerinden biri de hizmettir. Zira hizmet mü`minin aynası, Cenab-ı Hakk`ın ahlâkının kuldaki yansımasıdır. Bundadır ki kul Rahman ve Rahim olan Rabbini tanıdığı kadarıyla kullarına faydalı olabilmekte ve onlara yakın durabilmektedir. Tıpkı Resulullah Efendimiz (salallahu aleyhi ve sellem)`in buyurduğu gibi. Çünkü (hizmet) Müslüman insanların kendisinden emin olduğu, kimsenin kendisinden zarar görmediği, herkesin kendisinden fayda gördüğü kimsedir.

Toprak temizdir ve de temizleyicidir. Kendisine atılan pislikleri dahi usanmadan çeker içine, kirlerinden ve pisliklerinden temizler onu. Ve sonra güzel çiçekler ve bitkiler olarak salar onu yeryüzünün kirlenmiş atmosferine. Ardından ıtır ıtır misk kokuları sarar etrafı hizmet olarak. İşte hizmet ehli Müslüman da aynen böyledir. Her çeşit insanı kabul eder ve alır çeker içine bıkmadan yorulmadan. Toprak, ana gibi alır basar bağrına ve temizler yüreğindeki kirleri, alır atar kalbindeki tortuları ve kokuşmuşlukları. Ve derken Ömer misali Faruklaşıp dağıtır adaleti yeryüzünün haktan mahrum sahiplerine, zira o artık ıtır ıtır kokan bir gül, misk misk kokan bir hizmetkârdır insanlığa.

O, bunu yaparken kimseye minnet etmemiş, yaptıklarının karşılığını beklememiş ve kimseden herhangi bir ücret de talep etmemiştir. Çünkü o, peygamberlerin meşrebi üzerinde hareket etmeyi şiar edinmiş, yaptıklarına Allah adıyla, Allah sevgisiyle başlamış ve onunla bitirme gayretine yönelmiştir. İnsanların en hayırlısı diğer insanlara en faydalı olanıdır. (Taberani) düsturu her daim önünde parıldayan bir nur olmuş, yolunu aydınlatmıştır.

O bilir ki; hizmetin temeli ve ruhu ihlâstır. İçinde ihlâsın olmadığı hiçbir amel ibadet olmayacağı gibi kulu da Allah`a yakınlaştırmayacaktır. İşin özü ve hakikati bu olunca onun açısından artık küçük büyük iş diye bir ayırımın da anlamı kalmayacaktır. Meclisten atılan bir çöp, fukaranın sofrasına konan bir tas çorba, yetimin başına uzanan bir çift el, mazlumlar için semaya açılmış bir çift avuç ve mustazaflar uğruna yola koyulmuş bir yürekten sadır olmuş ameller hizmetin farklı boyutları olarak hasenat defterinde yerini alır. Dolayısıyla hizmette asıl olan neyin yapıldığından ziyade kimin için yapıldığıdır. Sevab olarak yazılacaktır. Aksi halde şu hitaba muhatab olacaktır.

Kim de övünmek, kendini sevdirmek ve gösteriş için yola çıkar başındaki imamın sözünü dinlemez, insanların arasını açar ve yeryüzünde fesad yayarsa onun elde edeceği hiçbir hayır yoktur. (Ebu Davut)
İşin özü şu; hizmet bekleyen hak yolu kardeşinin kusuruyla birlikte sevme yoludur. Bu yol; vermeyene verme, gelmeyene gitme yoludur. Ve bu yol; canla başla hizmet edip sonunda kendi kusuruna istiğfar etme yoludur. Kendisini başkalarından üstün görüp bunun için herkesten hizmet bekleyen birinin Allah katında bir değeri olmayacağı nimet cömertlik içindir, akla verilen feraset adalet içindir. Vücuda verilen kuvvet ise hakka ibadet halka hizmet içindir.
Resulullah (sav) Efendimiz ne kadar güzel de buyuruyor:

Müjde olsun o kula ki, bineği alıp Allah yolunda cihada ve hizmete çıkar, başı açık, ayakları toz toprak içinde var gücüyle bu yolda koşar. Kendisine ordunun önünde gözcülük verilse onu hakkıyla yapmaya çalışır. Eğer ordunun arkasında geri hizmetler verilse onu da hakkıyla yapmaya çalışır. (Buhari)
Allah`a emanet olun.

Yasin Temel / İnzar Dergisi / Temmuz 2011