• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.825
  • ...
Eski Suudi istihbaratçı: Kaşıkçı cinayetinden birkaç gün önce de kızımı öldürmeye çalıştılar
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

2018 yılının Ekim ayında evlenmek için ihtiyacı olan belgeleri almak üzere Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na giden ve oradan bir daha çıkmayan gazeteci Cemal Kaşıkçı ve suikastı ile ilgili yeni bir gelişme yaşandı.

Kanada'ya kaçmak zorunda kalan ve eski Veliaht Prens Muhammed bin Nayef'in eski istihbarat şefi Saad El - Cebri,kızının da gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın ölümünden birkaç gün önce İstanbul'daki Başkonsolosluğa davet edildiğini açıkladı.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın kendisine yönelik hamle yapması endişesiyle ülkesinden kaçarak Kanada'ya yerleşen ve Riyad yönetimine dava açan Suudili eski istihbaratçı Saad el-Cabri'nin açıklamaları İngiliz medyasının gündeminde geniş yer buldu.

Cebri: Kızım İstanbul'da yaşıyordu
2017 yılında Veliaht Prens Selman'ın gücü ele geçirmesi sonrasında ülkeden kaçan el-Cebri, kızının da gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın ölümünden birkaç gün önce İstanbul'daki Başkonsolosluğa davet edildiğini açıkladı.

El-Cebri, "2018 yılında Suudi ajanları kızım Hissah Almuzaini'yi İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'na davet ettiler. O dönemde kızım orada yaşıyordu. Maksatları kızımı öldürmekti. Neyse ki Hissah hiçbir zaman konsolosluğa gitmedi. Bu olaydan günler sonra aynı binaya giden Kaşıkçı'nın ardından kızım eğer onlara boyun eğseydi başına gelecekleri gördü" dedi.

Selman bin Abdülaziz'in Kral olması ve Muhammed bin Selman'ın İkinci Veliaht Prens olmasının ardından 2015'te İçişleri Bakanlığı'ndaki görevine son verilen Cebri, iki yıl daha Suudi Arabistan'da kaldı.

Dava dosyasına göre Cebri, Muhammed bin Selman'ın 2015 yılında henüz İkinci Veliaht Prens iken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinde Rus liderini Suriye'ye müdahale etme konusunda teşvik etmesini dönemin ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) Direktörü John Brennan ile görüştü.

ABD'nin bu konuda endişeleri bulunduğu yönünde Brennan'ın mesajını Muhammed bin Selman'a ileten Cebri'nin mesajı Selman tarafından öfkeyle karşılandı.

Kısa süre sonra Cebri, Kraliyet kararnamesi ile görevden alınan birçok kişinin bulunduğu listede yer aldı. 2017'ye kadar Suudi Arabistan'da kalmaya devam eden Cebri, Muhammed bin Selman'ın Haziran 2017'de Veliaht Prensliğe yükselmesinden ve akabinde üst düzey isimleri gözaltına almasından hemen önce Türkiye'ye kaçtı.

Gözaltılar başlamadan önce Muhammed bin Selman ile rekabet içindeki eski Veliaht Prens Muhammed bin Nayef'in ABD'de lobi çalışmaları yürütmeye başlaması nedeniyle hedef haline geleceğini düşünen Cebri, ülkeyi terk etmeye karar verdi.

Cebri'nin Türkiye'ye kaçmasının ardından Whatsapp üzerinden istihbaratçı ile iletişime geçen Prens Selman, 18 Haziran'da Cebri'ye "Muhammed bin Nayef ve sizinle bir konuda görüşmek istiyorum" mesajı gönderdi.

Saad El Cebri'nin ifadeleri
Baba Saad el-Cebri açtığı davada, Bin Selman ile anlaşmazlık yaşamasının ardından geçen süreçte Cemal Kaşıkçı cinayetinden birkaç gün sonra aynı cinayette görev alanların olduğu bir suikast timinin kendisini öldürmek için Kanada'ya gönderildiğine dikkati çekmişti.

Bin Selman'ı ülkeden kaçtıktan bir yıl sonra kendisini öldürmek için bir suikast timi göndermekle suçlayan Cebri, kendisinin ülkeye dönmesi için Bin Selman'ın defalarca verdiği uğraşlara olumlu cevap vermediğini vurgulamıştı.

Suudi Arabistan'a geri dönmesi için Muhammed bin Selman'ın tehditlerini tırmandırdığını söyleyen Cebri, kendisine ülkeye geri dönmesi için de tüm araçları kullanacağını söylediğini ve zarar verecek icraatlar yapmakla tehdit ettiğini kaydetmişti.

Riyad yönetiminden yolsuzluk suçlaması
Riyad gazetesi, Kanada yargısı önünde El-Cebri aleyhine açılan davada bir dizi yolsuzluk suçlaması yer aldığını bildirmişti.

Yöneltilen suçlamalar, Suudi Arabistan'da değeri toplam 43 milyon dolardan fazla olduğu tahmin edilen 26 mülk, Boston'daki Mandarin Oriental Hotel'deki lüks daireler, Four Seasons otelleri ve Kanada'daki çeşitli mülklerle ilgili olduğu ifade edilmişti.

Cebri ayrıca, Cenevre ve Viyana'daki yaklaşık 400 milyon dolar değerindeki iki mülkü 'Tahakkum' ile bağlantılı bir şirketten kendi kontrolündeki bir kuruluşa aktarmakla suçlanmıştı.

ABD medyası, Wall Street Journal, Suudi yetkilileri ve hükümet belgelerini alıntılayarak, El-Cebri'nin, Bin Nayef'in İçişleri Bakanı olarak görev yaptığı süre boyunca İçişleri Bakanlığı'na bağlı bir fondan hükümete ait 11 milyar doları boşa harcayan görevliler ağına liderlik ettiğini yazmıştı.

Bu haberler de ilginizi çekebilir